Küresel ısınma yalan mı?
Çevre koruma yanlısı grupların küresel ısınma verilerini, siyasetçilerin daha iyi anlaması ve hatta biraz korkuya kapılması amacıyla 2013’te “elden geçirdikleri” anlaşıldığından bu yana, dünyada bazı insanların kafasında küresel ısınmanın bir gerçek olmadığı kanısı var. Bu yargıya, siyasal sebeplerle varanlar da az değil. “Batılı ülkeler ve Çin kalkınma süreçlerini herhangi bir kısıtlama olmadan tamamladı; şimdi sıra bize gelince, kalkınmamızı yavaşlatacak kurallar konuyor” diyen çok sayıda doğulu ve güneyli aydın, siyasetçi, hatta bilim insanı var. Milliyet'ten Hakkı Öcal yazdı...
ABD’de, 1990’larda alınan, daha çok para kazandıracak ağır endüstri yatırımlarını Çin’e, Meksika’ya ve Güney Kore’ye kaydırma kararının doğal sonucu olarak, istihdam alanları yer değiştirdi ve iş gücünün çoğunluğu daha az para kazandıran hizmet alanlarına geçmiş oldu. 2000’lerde iyice hissedilen ücret azalmaları, Trump’ı oylarıyla başkan yapan kitlenin öfkesine sebep oldu. Trump bu öfkeyi seçim kampanyasında “tabir yerindeyse” iyi kullandı ve kullanmaya da devam ediyor.
ABD dahil, bütün sanayileşmiş ve sanayileşmekte olan ülkelerin imzaladığı Paris Antlaşması yükümlülüklerini yerine getirmeyle ABD’de istihdamı artırmak, Çin’e kaptırılan ağır sanayi işletmelerini geri getirmek (bu ABD için ne kadar anlamlı olur, ayrıca tartışılır) arasında ters bir ilişki yok. Birisi olursa, öteki olmaz değil. Trump’ın Paris Antlaşması’ndan çekilme kararını açıklarken kullandığı verilerin gerçekliğini araştıran kurumlar ve yayın organları, Başkan’ın ya bu verileri anlamadığı ya da anlamazlıktan geldiği sonucuna varıyorlar.
Trump, imzacı ülkelerin, karbonmonoksit salımını yüzde 25 azaltma vaadini yerine getirirlerse, 2100 yılında sağlanacak küresel ısınma tasarrufunun binde 2 santigrat derece olacağını söylüyor. Anlamadığı veya ısrarla anlamak istemediği şu: Ülkeler anlaşmadaki vaatlerine sadık kalırlarsa, küresel ısınmadaki yavaşlama 0.6 ile 1.1 santigrat olacak. Bu, uzmanlara göre doğru yönde atılmış bir adım. Ama sadece bir adım… ABD üzerine düşeni yapmaz ise, ısınmanın 0.4 derece daha yüksek olması mümkün.
İki parmağını bir birbirine değecek kadar yaklaştırıp, gözlerini kısarak “Bu anlaşmadan elde edilecek ısınma tasarrufu çok, çok küçük olacak” derken, Trump’ın gözlerden gizlemeye çalıştığı, o 0.4’lük kaybın yol açacağı şeylerin ton ile ölçülen hava kirliliği, denizlerde metreyle ölçülen su yükselmesi, hektarlarla ölçülen kıyıların su altında kalması, binlerce ölçülen ölüm, yüzlerle ölçülen su baskını, fırtına ve toprak kayması anlamına geldiği gerçeğiydi.
Trump, belki ABD’ye kömürle çalışan bir kaç daha fazla fabrika inşa ederek, Amerikalıların bir kaç milyon dolar daha fazla kazanmasını sağlamış olacak. Ancak başa çıkmak zorunda kalacağı doğal afetlerin faturasının 2100 yılında 10.8 milyar dolar olacağı biliniyor.
Birkaç uzmanın iyi niyetle de olsa küresel ısınma verileriyle oynaması ortaya küresel ısınmaya inanmayan Trump gibi çok sayıda insan çıkarttı. Bunların sayısını azaltmak nasıl mümkün olacak, bilinmiyor.