Kutlu Doğum Haftası'nın ismi değişti!
Resmi Gazete'de yayımlanan "Kutlu Doğum Haftası ile Camiler ve Din Görevlileri Haftasını Kutlama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik" ile "Kutlu Doğum" ibareleri "Mevlid-i Nebi" şeklinde değiştirildi. Her yıl 14-20 Nisan tarihlerinde kutlanan haftanın başlangıcı ise Hicri Takvim'e göre 12 Rebiülevvel oldu.Prof. Dr. Erbaş, "İnsanlığı karanlıktan aydınlığa çıkarmak üzere Rabb'imizin gönderdiği yüce Peygamberimizin doğumunun seneidevriyesinin heyecanı artık bütün dünyayı kaplamaya başladı. Biz de o heyecanı birlikte yaşamak için bu yılın Mevlid-i Nebi etkinliklerini bugün başlatmaya karar verdik." diye konuştu. Kutlu Doğum Haftası'nın adı neden değişti? Yeni adı ne oldu? Mevlid-i Nebi nedir? Detaylar haberimizde...
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın yönetmelik değişikliği ile "Kutlu Doğum" haftasının adı "Mevlid-i Nebi" olarak değiştirildi. Haftanın başlangıcı ise Hicri Takvim'e göre rebiülevvel ayının 12'nci günü oldu. Resmi Gazete'de yayımlanan "Kutlu Doğum Haftası ile Camiler ve Din Görevlileri Haftasını Kutlama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik" ile "Kutlu Doğum" ibareleri "Mevlid-i Nebi" şeklinde değiştirildi. Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, "Yeryüzünü teşrifleriyle insanlığın istikbalini aydınlatan, hicretiyle medeniyet kuran Hz. Peygamberin (SAV) doğum günü Mevlid-i Nebi (12 Rebiulevvel), hicretle başlayan medeniyet inşasını daha iyi anlamak adına bir hafta boyunca yurt içinde ve yurt dışında önemli etkinlikler ve özellikle gençlerimize yönelik programlarla ihya edilecektir" dedi. Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Mevlid-i Nebi etkinliklerinin ülke genelinde yapılacağını aktardı. Kutlu Doğum Haftası'nın adı neden değişti? Yeni adı ne oldu? Mevlid-i Nebi nedir? Detaylar haberimizde...
KUTLU DOĞUM HATFASI'NIN ADI DEĞİŞTİ
"Kutlu Doğum Haftası ile Camiler ve Din Görevlileri Haftasını Kutlama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik" Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Buna göre, yönetmelikte yer alan "Kutlu Doğum" ibareleri "Mevlid-i Nebi" şeklinde değiştirildi.
Aynı yönetmelik değişikliğinde, her yıl 14-20 Nisan tarihlerinde kutlanan haftanın başlangıç tarihi Hicri Takvim'e göre 12 Rebiülevvel olarak kabul edildi.
Bu kapsamda, Diyanet İşleri Başkanlığı merkez teşkilatı, Mevlid-i Nebi Haftası ile Camiler ve Din Görevlileri Haftası faaliyetleri çerçevesinde, İslam dininin itikat, ibadet ve ahlak konularında toplumun tüm kesimlerini aydınlatıcı faaliyetler gerçekleştirerek, haftalara ilişkin sosyal ve kültürel faaliyetlerde bulunacak, sempozyum, konferans, panel ve buna benzer etkinlikler düzenleyecek.
MEVLİD-İ NEBİ NE ZAMAN?
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, "Peygamberimizin doğumunun seneidevriyesinin heyecanı artık bütün dünyayı kaplamaya başladı. Biz de o heyecanı birlikte yaşamak için bu yılın Mevlid-i Nebi etkinliklerini bugün başlatmaya karar verdik." dedi.
AA'nın haberine göre Erbaş, Din Hizmetleri Genel Müdürlüğünce Diyanet İşleri Başkanlığı Konferans Salonu'nda düzenlenen "Mevlid-i Nebi Hazreti Peygamberi Nasıl Anlamalıyız?" konulu konferansın açılışında konuşma yaptı. Prof. Dr. Erbaş, "İnsanlığı karanlıktan aydınlığa çıkarmak üzere Rabb'imizin gönderdiği yüce Peygamberimizin doğumunun seneidevriyesinin heyecanı artık bütün dünyayı kaplamaya başladı. Biz de o heyecanı birlikte yaşamak için bu yılın Mevlid-i Nebi etkinliklerini bugün başlatmaya karar verdik." diye konuştu.
PEYGAMBER EFENDİMİZİN HAYATI
20 Nisan 571 Pazartesi günü Mekke’de doğdu Babası Abdullah, annesi Âmine, dedesi Abdülmuttalip, büyük babası Vehb, babaannesi Fatıma, anneannesi ise Berre’dir.
Doğduktan sonra 4 yaşına kadar sütannesi Halime’nin yanında, bundan sonra 2 yıl boyunca da annesi Amine’nin yanında kaldı6 yaşında iken annesi onu akrabalarıyla tanıştırmak ve babası Abdullah’ın kabrini ziyaret etmek için Medine’ye götürdü.
6 yaşından 8 yaşına kadar dedesi Abdulmuttalib’in yanına kaldı O da ölünce, vasiyeti üzerine amcası Ebu Talib’in evine taşındı Ebu Talib, Peygamber Efendimizin babasıyla hem baba hem de anne gibi kardeşti.
13 yaşından itibaren amcaları ile birlikte ticarete atıldı Uzun bir süre bu işle meşgul oldu ve bu alanda doğrulukla, dürüstlükle tanındı Henüz 20 yaşında iken hırsızlık, gasp, eşkıyalık, zulüm ve haksızlıklara karşı bir tedbir almak amacıyla bazı Mekkelilerin oluşturduğu Hılfulfudül adlı kuruluşa katıldı ve etkili bir üye olarak görev yaptı.
25 yaşına geldiğinde Hz Hatice ile evlendi Hz Hatice bu esnada kırk yaşında idi ve onunla evlenmeye karar verişinde Sevgili Peygamberimiz “el-Emin: Güvenilir, dürüst” olarak tanınması birinci derecede rol oynamıştı.
35 yaşına geldiğinde Ka’be hakemliği yaptı; Ka’be’nin tamiri sırasında Haceru’l-esved’in yerine konulması sırasında ortaya çıkan anlaşmazlığı, taşı bir yaygı üzerine koyup tüm kabile reislerine taşıtmak suretiyle giderdi, böylece kabileler arasında çıkması muhtemel bir kavgayı önlemiş oldu.
Hz. Muhammed 40 yaşlarına yaklaştığında kendisinde insanların arasından uzaklaşıp kırsal alana çıkmak, yaratılışın ve evrenin inceliklerini düşünmek arzusu uyandı Bu münasebetle belli sürelerde Hira-Nur dağındaki mağarada kalmaya başladı Nihayet 40 yaşında iken 610 Ramazan ayında bir gün Cebrail Aleyhisselam geldi ve vahiy süreci başlamış oldu İlk vahiy edilen ayetler, “Yaratan Rabb’inin adıyla oku!” diye başlıyordu Böylece Yüce Allah tarafından Peygamberlikle görevlendirilmiş oldu.
Hz. Muhammed'in İslam davetine evet diyerek ilk inanma şerefine Hz Hatice, Hz Ali, Hz Zeyd b Harise ve Hz Ebu Bekir eriştiler Bunları Hz. Osman, Abdurrahman b Avf, Sa’d b Ebi Vakkas, Talha ve Zübeyr Hazretleriyle diğerlerini takip ettiler.
Peygamberliğin ilk altı yılı dolarken Hz Hamza ve Hz Ömer gibi yiğitlik ve cesaretleriyle tanınan zatlar Müslüman oldu
Peygamberlik yılında peş peşe Hz Hatice ve Ebu Talib ölünce düşmanların eza ve cefaları bir kat daha arttı. Çünkü bunlar hatırlı insanlardı, çevreleriyle Peygamberimize destek veriyorlardı. Bu sırada Hz Peygamber, dış destek sağlamak amacıyla Taife gitti. Ne var ki Taifliler İslam’ı kabul etmediler, Hz Peygamber’e destek vermediler, üstelik onu taşlattılar, üstü başı kan içinde kaldı, Taif dışında bir bağa sığınarak taşlanmaktan kurtulabildi.
Ardı arkası kesilmeyen bu sıkıntılar devam ederken aynı günlerde Sevgili Peygamberimiz Miraç’ta İlahi ikramların doruğuna eriştirildi, Yüce Allah’ın huzuruna yükseltildi ve İlahi buyrukları, aracı olmaksızın dinlenme ve alma imkânına kavuşturuldu.
Bütün zorluklara rağmen Hz. Peygamber İslam’ı tebliğ çabalarını sürdürüyordu Birer yıl arayla 1. ve 2. Akabe Biatları yapıldı. Bunu takip eden zaman diliminde Yüce Allah’ın izni ve buna bağlı olarak Hz Peygamber’in müsaadesi üzerine Müslümanlar Mekke’den Medine’ye göç ettiler. İslam tarihi literatüründe buna, “hicret” denilmiştir En sonunda Sevgili Peygamberimiz de Hz Ebu Bekir ‘le birlikte Medine’ye göç etti.
Efendimiz(sav) Medineli Müslümanlar yani Ensar ile Muhacirler arasında kardeşlik kurdu.
Puta tapıcılarla Müslümanlar arasında Bedir, Uhud, Hendek, Müreysi gibi savaşalar oldu Hz. Peygamber’in sağlığında İslam elçisi dokunulmazlığı olduğu halde öldüren ve Medine’ye saldırmayı tasarlayan Hıristiyanlara karşı da Mute ve Tebük seferleri düzenlendi, 630 yılında Mekke fethedildi Hz Peygamber, çıkmaya mecbur olduğu vatanına üstünlük sağlayarak ve genel af ilan ederek girdi.
Peygamber Efendimiz, 632 yılında hac esnasında Mekke’de Arafat’ta yüz binden fazla Müslüman’a bir konuşma yaptı İslam düşüncesinin bir özeti olan ve insan hakları bakımından çok mükemmel prensipler içeren bu konuşma İslam tarihinde “Veda Hutbesi” diye anılmaktadır.
İslamiyet’i sabırla, azimle, cesaretle, insanlara ulaştıran Sevgili Peygamberimiz, 8 Haziran 632 Pazartesi günü hayata gözlerini yumdu, Allah’ın rahmetine kavuştu, cenaze namazı erkekler, kadınlar ve çocuklar olmak üzere sıra ile cenazenin bulunduğu hücre-i saadette kılındı ve orada toprağa verildi.