Linet: Benimle ilişki yaşayan hiçbir erkek benden sıkılamaz!

Şarkıcı Linet uzun bir aradan sonra 'Yatsın Yanıma’ single’ıyla sevenleriyle buluştu. Klibini de çeken Linet, dijital platformda çok beğenildi.

Posta'dan Suna Akyıldız, dünyayı kasıp kavuran koronavirüs salgının yayılmasıyla herkesin evine kapandığı şu dönemde WhatsApp üzerinden röportaj yaptı. Tüm konserlerini iptal etmek zorunda kalan şarkıcıyla her şeyi konuştu.

Tam yeni bir single çıkarmıştınız ki salgın yüzünden her şey askıya alındı. Bu durumdan nasıl etkilendiniz?

Eskiden 10 şarkılık bir albüm yapılırdı, şimdi herkes tek şarkıya odaklanıyor. Haliyle tek klip çekip şarkıyı insanlarla buluşturuyoruz. Sağlık olsun da hepsinin sırası gelir. Müzik şifadır. Şu dönemde insanlar daha da çok dinleniyor diye düşünüyorum.

Koron virüs yüzünden kötü bir süreçten geçiyoruz. Kaç konseriniz iptal oldu?

Haftanın 3 günü çalışıyordum. Yaz konserlerini de eklediğimizde çok fazla! Konserlerimiz süresiz şekilde iptal edildi. 75-80 iş ortalama. Sadece bizlerin değil tabii, 18 kişilik bir ekibim var. Onlar benim yol arkadaşlarım. Herkes kendi ekibine elinden geldiğince sahip çıkmalı. Çok zor ve ne zaman biteceği belli olmayan bir süreç.

Evde nasıl zaman geçiriyorsunuz? Nasıl önlemler aldınız?

Evi sürekli dezenfekte ediyorum. Dışarıdan aldığımız her şeyi yıkıyoruz. Zamanı iyi ve kaliteli geçirmeye çalışıyoruz. Radyolara bağlanıyorum. Bir yıldır piyano eğitimi alıyorum. Bu sene yaz konserlerinde seyircinin karşısına piyano çalarak çıkmayı düşünüyordum. İnşallah bir an önce her şey yoluna girer. Bol bol yemek yapıyorum. Evde yapılabilecek çok şey var, yeter ki evde kalalım.

Muhteşem bir sesiniz var. Hayalini kurduğunuz noktaya ulaştınız mı?

Biliyorsun, İsrail doğumluyum ben. Beş yaşından beri sahneye çıkıyorum. Annemle birlikte Türkçe şarkılar söylüyordum. En büyük hayalim Türkiye'de ünlü olabilmekti ve bu hayalimi gerçekleştirdim. Şimdi Türkiye’yi dünyada temsil etmek istiyorum. Etnik müzik inanılmaz beğeniliyor. Türkiye de müzik konusunda dünyayla yarışıyor.

Sahnede hayli cesursunuz. Fark yarattığınızı düşünüyor musunuz?

Sesle görüntüyü birleştirince tabii ki fark yaratılıyor. Ben dünya standartlarını takip ediyorum. Beyonce’nin olağanüstü bir sesi, olağanüstü bir fiziği var. Kareografisi ise inanılmaz! Keşke ben de onun kadar yetenekli olsaydım. Oryantal yapıyorum ama daha büyük sahnelerde daha fazla dansçılarla birlikte yapabileceğim güzel şeyler olabilirdi. Cesur giyiniyorum ama dekoltemi asil bir şekilde veriyorum.

Bacaklarım çok güzel. Bu yüzden kısa etek ve yırtmaçları çok seviyorum. Sırf bacaklarım daha da güzel görünsün diye sahneye yüksek topuklu ayakkabılarla çıkıyorum. Bu anlamda Yıldız Tilbe'yi kıskanıyorum. Sahneye terlik ya da spor ayakkabıyla çıkıyor. Benim sesimden çok ayaklarım yoruluyor. Kardeşim, şarkı söylüyoruz diye çile çekmeye gelmedik dünyaya ama biz zoru başarıyoruz.

Bir dönem çok kiloluydunuz. Kilolardan kurtulunca sanki kendinizi buldunuz?

Bir ara 90 kiloya kadar ulaşmıştım. Tam 40 kilo verdim. Çok zayıfladığım bir dönemim vardı ve bu hiç hoşuma gitmedi. Şu anda ise 60 kiloyum. İnanılmaz bir kas kütlesi kazandım. İki yıldır spor yapıyorum ve dengeli besleniyorum. Kendimi çok iyi hissediyorum.

Kilo, büyük bir külfet. Sanayi tipi yemekler, fast food’lar insanların sadece kilosuyla değil, sağlığıyla da oynuyor. Öyle bir devirdeyiz ki sağlıklı beslenmek hem çok pahalı hem de meşakkatli. Ben ne kadar zayıflasam da beynim hâlâ şişman. Yemek yediğim zaman mutlu oluyorum. Aç kaldığım zaman çok agresif ve mutsuz oluyorum.

Eski resimlerinize baktığınızda ne hissediyorsunuz?

Kendimi tanıyamıyorum. Her geçen gün daha da güzelleştiğimi fark ediyorum. Bu herkes için geçerli aslında. Her geçen yıl daha modern, daha hafif makyajlar ve daha doğal saçlar tercih ediyorum. Öyle abartılı topuzlar yok.

İş hayatında başarıyı yakalayan kadınların, özel hayatında mutluluğu yakalaması zor mu?

Sanırım öyle. Bende yeller esiyor...

Erkekler sahnedeki kadına aşık olup, evdeki kadından çabuk mu sıkılıyorlar acaba?

Hiç öyle bir deneyimim olmadı. Beni tanıyan, benimle ilişki yaşayan hiçbir erkek Linet'ten sıkılamaz. Öyle bir dünya yok. Bu zamana kadar hep giden ben oldum. Ben akıllı, her ortama ayak uydurabilen, espiri yeteneği olan erkeklere aşık oluyorum. Kendi alanında çok bilgili olması da gerekiyor.

Biraz kendim gibi birilerini arıyorum kısacası ve hep eksik kalıyor. Ben birçok konuda donanımlıyım. Hayatı ve gezmeyi çok seviyorum. Çok spontone bir kadınım. Hayatıma girecek kişinin de benim kadar donanımlı olması gerekiyor.

Son dönemde kalçanıza yaptırdığınız işlem çok konuşuldu. Kendinizle ilgili güzellik takıntılarınız mı var?

Benim şöyle bir analizim var: Kadın aynayla tanışınca nasıl daha güzel olabileceğini düşündü, erkek aynayla tanışınca kendine aşık oldu. Ve kendinden başka kimsenin aşkını, hayatına sığdıramaz oldu.

40 kilo verince sarkan bazı bölgelerim canımı çok sıkıyordu. Uzun zaman sonra bu durumu değiştirmek istedim. “Kalça dolgusu yaptırdı” dediler ama ben deri fazlalığını aldırdım. Bir de karnımı gerdirdim. Bu işlemden sonra vücut hatlarım daha çok ortaya çıktı. Halimden çok memnunum.

Aşk için yaptığınız en çılgın şey neydi?

Hiç çılgınlık yapmadım ve yapmayacağım. Çünkü sonu hep hüsran hep hüsran... Ruh halim buna hiç elverişli değil. Uzun zamandır kendimi nadasa bıraktım. Artık içimden aşk yaşamak gelmiyor.

Evliliğe nasıl bakıyorsunuz? Korkutuyor mu sizi?

Korkmasam şu yaşıma kadar bin kez evlenip boşanırdım. Artık teknolojinin de etkisiyle ilişkiler çabuk tükeniyor. Kimsenin ne sabrı ne de emeği var. Bir mesajla ilişki başlıyor, bir mesajla bitiyor. Aşk ve sevgi kalmadı. Her şeye iş gibi bakılıyor.

En çok nelere para harcarsınız?

Kıyafete, ayakkabıya, çantaya markalı ya da markasız ayırt etmeden çok para harcadım. Ama şu yaşadığımız zor dönemde inanılmaz ders aldım. Çok gereksiz alışverişler yaptığımın farkına vardım. O kadar parayla çok daha güzel şeyler yapabilirdim. Her zaman aileme ve çevreme sahip çıktım.

Sizi Ebru Gündeş’le çok kıyaslıyorlar. Buna ne diyorsunuz?

Kıyaslamak da beğenmek de dinleyicilerimize kalmış ama ben kıyaslanmayı asla kabul etmiyorum. Herkesin lezzeti farklıdır. Biz büyük bir denizdeyiz ve bu denizde çeşitli balıklar var. Ebru Gündeş de çok büyük bir ses. O, 1994 yılında müziğe başladı. Bense 1995 yılında. O zamandan beri Türkiye’nin en büyük iki sesi olarak adlandırıldık. Ben onu çok beğeniyorum ama herkesin yeri ayrıdır.

Eskiden assolistler kendi çıktıkları mekana başka solisti çıkarmazlardı. Siz hiç böyle bir durumla karşılaştınız mı?

Bu tür olaylar çok eskide kaldı artık. İyi ve güçlü sesin önünü kimse kesemez.

Ümit Özdağ'dan şok suikast haberi Kayserispor 2-6 Fenerbahçe maç özeti ve golleri izle beIN SPORTS özet Benfica maçı hangi kanalda?
Sonraki Haber