Lüks konutları ormanlarla birlikte fahiş fiyatlara satan firmalar hangileri?

Koronavirüs salgınında ikinci dalga yaşanıyor. Avrupa ve ABD ciddi sıkıntıda. Türkiye ise hasta sayısı yeniden artışa geçse de güçlü sağlık altyapısı sayesinde ikinci dalgayı daha hafif atlatacak gibi görünüyor. Bu süreçte fırsatçılık yapan firmalar da türedi. Özellikle konut üreten inşaat şirketlerinin bir anda fiyat artırdığı görüldü. SuperHaber şimdi de emlak kulislerinin kapısını aralıyor...

Pandemi (salgın) başladığından beri farklı ürünlerde fırsatçılık yapan, vurgun peşinde koşan ve vatandaşı canından bezdiren firmaları markaları gördük. Başta Ticaret Bakanlığı olmak üzere ilgili kurumlar onlarla mücedele etmeye çalıştı. Ancak, gözünü kâr hırsı bürümüş bu bir kısım patron müsveddesi yine de yapacağını yaptı ve vatandaşın canını yaktı. Sonuçta yılın ilk iki ayında sakinleşmiş olan enflasyon sonraki aylarda yeniden başkaldırdı. Bir cent bile döviz maliyeti olmayanların 'kurlar yükseldi' diye her şeye zam yaptığı günleri hatırlayalım.

Gelelim esas meseleye. Devletimiz, salgın döneminde daralan ihracat ve turizm pazarlarındaki kaybın ekonomiye olumsuz etkisini aşmak için inşaat-gayrimenkul, otomotiv, mobilya, beyaz eşya ve iç turizme dönük çok uygun faizli kredi imkanları sağlamıştı. Bunu da kamu bankalarının imkanlarını zorlayarak yaptı. Vatandaşını, hibe ve sosyal desteklerin dışında böyle de destekledi. Ancak, yine istismarcılar çıktı ve özellikle konut üreten inşaat şirketlerinin bir anda fiyat artırdıklarına şahit olduk. Bu 'pandemi fırsatçılığı' şimdi de devam ediyor.

Son dönemde özellikle TV ekranlarında iki inşaat şirketinin reklamları dönüyor. Biri Avrupa yakasında milletin ormanının dibinde başladığı projesini satışa çıkarmış. Metrekaresi 25 bin liradan sözde Avrupa ayarında daire satıyor. 'Buradan daire alın sizi ormanda ata bile bindiririm' demeye getiriyor. Öteki de Anadolu yakasındaki bir başka ormanın dibine proje başlamış ve kendince sözde 'doğru alanda proje' yapıyor. "Hatta geyikleriniz bile olacak. Salgında buraya kaçın" mealinde reklama çıkmış. O da 10 milyon liraya daire satıyor. Tabii ki liberal ekonomilerde kimseye 'bu konutu bu fiyata satamazsın' denilemez ama bu kadarı da insafsızlık değil mi?

Bu konu o kadar rahatsız edici ki müteahhit kulislerinde bu iki firmanın piyasa üzerindeki  olumsuz etkileri konuşuluyor. Hatta müteahhit örgütlerinin yönetimlerine tabandan yoğun rahatsızlık mesajları geldiği belirtiliyor. İşler iyiyken azgın fiyat politikalarıyla İstanbul'un bazı semtlerinde piyasayı bozanları unutmadık. Öyle ki onların sattıkları daireler ilk satış fiyatlarına bir daha yıllarca ulaşamadı.

Şimdi de bu firmaların reklam bütçeleri çok iyi olduğu için medyadan da kimse bu iki fırsatçıya "Projelerinizin olduğu yerlerde benzeriniz ikinci el gayrimenkul fiyatları şu kadar. Sizin yaptığınız milletin ormanı üzerinden fırsatçılık olmuyor mu? Su aşırı kâr hırsınız yüzünden projelerinizin dibindeki kentsel dönüşüm yapılması gereken mahallelerde her şeyi içinden çıkılmaz hale sokmuş olmuyor musunuz?" diye soramıyor. "Bu ülkede kentsel dönüşüm hızlı gitmiyor" diye kıyameti koparan medya bile bu firmalardan reklam gelirlerini  kasalarına indirdiği için bu fırsatçılık hakkında tek laf edemiyor.

Bir de hatırlatma yapalım. Yaklaşık 8 yıl önce bir başka meşhur müteahhidimiz Ali Ağaoğlu, Maslak 1453 projesinde "1453, Fatih, orman ve at içerikli' reklamlar" yaptığı için önce medyada sert eleştirilmiş sonra da devletin ilgili kurumlarından bazı yaptırımlarla karşılaşmıştı.

"Şimdi atı alan Üsküdar'ı mı geçti ya da en ciddi konular bile geyik muhabbetine mi kurban gidiyor" diye sorası geliyor insanın...

Fenerbahçe Arda Güler'i geri istedi Dünya Bankası'ndan elektrik altyapısına 1,5 milyar dolarlık kaynak Devlet Bahçeli MHP Grup Toplantısı'nda konuşuyor
Sonraki Haber