Manila'da 37 saatte telefonunu bulan genç SuperHaber'e konuştu! Filipinli hırsız taksici böyle dize getirildi
Kurban Bayramı yardımı için bir vakıfla Filipinler'in başkenti Manila'ya giden İskender Taghiyev, takside unuttuğu cep telefonuna kavuştu. Taghiyev, tam 37 saat uykusuz olarak bilgisayarından takip ettiği cep telefonun bulunma hikayesini SuperHaber'e anlattı. Genç görevli Taghiyev, kötü niyetli taksiciyi yazdığı bir senaryo ile telefonunu getirmeye razı ettiğini ve sonra da hatıra fotoğraf çekildiğini ifade etti.
Teknolojinin ve iletişimin gelişmesi ile internetin yaygınlaşması, sosyal medya kullanımını arttırdı. İnsanlar, tüm yaşadıklarını sosyal medya da duyurmaya başladı.
CEP TELEFONUNU ÇALDIRDI SOSYAL MEDYADA PAYLAŞTI
Yaşadıklarını sosyal medya hesabından yazanlardan biri de, bir yardım kuruluşu için yaklaşık 10 bin km uzakta olan Filipinler'e giden, prodüksiyon sorumlusu ve fotoğrafçı İskender Taghiyev oldu. Genç görevli, başkent Manila'da bir takside unuttuğu cep telefonunu tam 37 saat uykusuz kalarak süren ısrarlı takip sonucu bulmayı başardı.
FİLM GİBİ CEP TELEFONU BULMAYI SUPERHABER'E ANLATTI
Taghiyev, tam 37 saat uykusuz olarak bilgisayarından takip ettiği cep telefonun bulunma hikayesini,SuperHaber'e anlattı. Genç görevli Taghiyev, kötü niyetli taksiciyi, yazdığı bir senaryo ile telefonunu getirmeye razı ettiğini ve sonra da hatıra fotoğraf çekildiğini ifade etti.
"Ben İskender Taghıyev. Yetim Vakfı'nda prodüksiyon sorumlusu olarak görev yapıyorum. Çeşitli ülkelere gidip yetim çocuklarımızın hallerini durumlarını sorup, onları fotoğraflıyorum. Bu defa da kurban çalışması için yolum Filippinlere düştü. Filipinlerin başkenti Manila'ya gelip, sonrasından Moro'da ki çalışmamız için, 1 gün sonra oraya gidecektik. Malum 14 saat yol sürünce epeyde yorgunduk.Otele geçiş için önümüze ilk çıkan taksi ile hareket ettik. Tabii ilk kez geliyorum buraya, sistemini pek bilmiyorum.
KÖTÜ NİYETLİ TAKSİCİ TELEFONUN DÜŞTÜĞÜNÜ FARK EDİYOR VE PLANINI UYGULUYOR
Taksiye binmeden önce yolcuya bir kağıt veriliyor, orada plakası, şoförü falan yazıyor. Biz otele varmadan bu adam telefonun cebimden düştüğünü fark edecek ki bana 'sana orada verilen dekontu verir misin?' dedi. Aslında üzerinde ücret veya fiş mahiyeti olmadığı için ben de verdim. Sonra biz tabii şehri inceleyelim derken adamı biraz tanımıştık. Ekip arkadaşlarımızdan birisi taksi içinden video çekmişti. O dediğim dekontu alırken son sayfa olduğu dikkatimi çekmişti. Taksicinin de uzun saçlı olması da üzerine eklenince, delillerimiz artmış aslında. Otele indik sonra bir dakika sonra telefonu fark ettim. Resepsiyona gelmeden geri döndüm taksi gitmişti. Direk macbooktan telefonumu kayıp moda alarak kullanmasını kapattım.
"YEREL DİLDE ÖDÜL VERİLECEĞİNİ YAZDIM VE EKRANA SABİTLEDİM"
Bunun ardından ekrana yerel dilde, telefonumun getirilmesi halinde, ödül olacağını yazdım. Yine yerel bir numarayı da ekrana ekleyerek, mesajı sabitledim. Buna rağmen taksici gelmedi geri. Telefonumu bilgisayarımdan haritada görüyordum. Fakat Filippinler internetin en yavaş olduğu Asya ülkelerinden birisi. Konum GPS'den güncelleme için, 6-15-30 dakika aralıkla bana adres veriyordu. Telefonumu alan taksici ile tam 7 saat boyunca kovalamaca devam etti. Ümidimi kaybetmemiştim, hemen taksi firmasını çektiğimiz videodan bakıp aradım.Ancak firma, taksicinin biz inerken bizden aldığı fişi sordu. 'O fiş olursa yardımcı olurduk. Yoksa taksicinin kim olduğunu bilemeyiz.' dedi.
"TAKSİCİ BİR ADRESTE UZUN DURUNCA HEMEN ORAYA GİTTİM ANCAK TAKSİCİ KAÇTI"
Bilgisayardan gözümü ayırmıyorum. Çünkü telefonumun konumu, taksici nereye gitse gösteriyordu. Sanal bir takip başlatmıştım. Taksicinin mutlaka bir yerde duracağını biliyormuşum. Nitekim telefonumun konumu, tam 45 dakika aynı yerden konum verince, hemen bir araba ile oraya gittim. Taksici aktif sokaklardan birinde duruyordu. Bizi görünce hızlıca gaza basarak ışıkta bile durmadan devam etti. Biz arabaya dönene kadar, konum 4 dakika sonrayı güncelledi. Yani taksici bayağı kaçmıştı.
"FİLİPİNLİLER BİZDEN ÖZÜR DİLEDİ"
Telefonunun bulunması içim bana yardımcı olanlar Filipinli hristiyan bir kişi ve eşi idi. Başıma geleni öğrenince çok üzüldüler. 'Siz 10 bin kilometre yolu insani yardım için geliyorsunuz, ama bizimkilerin size yaptığı adına özür dileriz.' dedi. Tabii insanlık burada dikkat çekmek istediğim nokta. Sonrasında taksi bize 40 kilometre uzağa bir konum attı .Telefon peşinde koşturmaca da, gece saat 02.00 olmuştu.Yanımdakileri de yormuştum kovalamacadan. (Sabah olsun hayır olsun.) dedik ve otele geldim. Türk Başkonsolosluğumuzu aradık. Sağolsunlar o saatte bile olsa bize manevi destek verdiler.
KONUMDAN TELEFON BULMA TAKİBİNDE POLİSLERLE 2.GÜN
Sabah oldu, bilgisayarından konumdan telefonu bulma takibinde 2. gün olmuştu. Bilgisayar konumundan telefonun aynı yerden konum vermeye başladığını gördüm. Hemen havalimanı polislerine gittim. Çok ilgilendiler, sanki ekip arkadaşı gibi hep beraber bir çalışma yaptık. Bu çalışmada, haritadan tutun da,eski evrakların çıkarılmasına kadar yardım ettiler. Tabi benden o taksi dekontunu sordular ama taksici o evrakı almıştı. Bu kez polislere, taksiye bindiğimiz saati, şirketini ve önemli detay olarak da dekontu anlattık .Burada o dekontun defterinin son sayfası olduğunu öğrendik. Bunun üzerine polisler 20 dakika içinde, o gün olan taksi firmasını ve sonrasında bize o dekontun altında olan havalanı için kayıt ettikleri evrağı getirdiler. Taksicinin önce bize verip, telefonumun takside düştüğünü görünce geri aldığı o evrağa uyuyordu. Taksi plakası da, aynı gece ışıklarda bizden kaçan taksi plakası ile aynı idi.
POLİS TAKSİCİNİN TELEFONUNU BULDU VE KONUŞTU
Polisler, taksicinin çalıştığı şirketten cep telefonunu buldular. Bizim yanımızda taksiciyi aradığında, sesinden aynı kişi olduğunu anladım. Çünkü biz Manila Havalimanı'ndan taksi ile kalacağımız otele gelirken,şoför ile uzun süre konuşmuştuk. Taksici polislerle yaptığı konuşmada, 'ben telefonu görmedim ve aracımda da değil!' dedi. Bu cevap üzerine polisler kayıtlara bakmaya başladı.
"TAKSİCİ İLE BİREBİR KONUŞARAK İKNA ETMEYE ÇALIŞTIM"
Polislerler taksici ile konuştuktan sonra, telefonla ben aradım. Kendisine telefonun bulunması ile ilgili olarak, polisleri karıştırmadan getirmesini ve hediye vereceğimi söyledim. Tabii buradaki insanların pratik düşüncesinin biraz daha bizim ülkemize göre zayıf olduğunu fark ettim. Polis devreye girdiği için, telefonumu suya veya herhangi bir çöpe atmasından korktum. Taksici ile şahsi olarak konuşmaya başladım.Hatta whatsapp üzerinden kendisine telefonumun kaybolmasından dolayı mağdur olduğumu ve onun aslında bunu yapmadığını, onun böyle bir şey yapmayacağını ona inandırdım. Konuşmalarımda (tabii ki senin bu telefonu aldığını söylemiyorum.) dedim. Yine konuşmamda kendisine, (arabada gördüğüm kadarıyla çok dürüst ve samimi bir insana benziyorsun.) dedim.Çünkü benim amacım telefonumu burada bulabilmekti. Onu biraz daha sağduyulu olmaya davet ettim. Konuşmamızda kendisine, belki bir yerlerde arabasını park ederken, belki bir arkadaşındayken, belki de bir petrol istasyonundayken birilerinin telefonu alabilme durumundan bahsettim. Tabii bu benim için bir senaryo idi.
"KONUŞTUĞUM KİŞİNİN TELEFONUMU ALAN TAKSİCİ OLDUĞUNA İYİCE EMİN OLDUM"
Havalimanından bindiğim taksi şoförünün, konuştuğum kişi olduğunu tam olarak anlamıştım. Çünkü polise gittiğim zaman, telefonumun bana verdiği konum, polisin araştırmaları sonucu bulduğu adresle örtüşüyordu. Ve bir gün boyunca onun arabasında telefonum bana farklı noktalardan konum vermişti. Aslında telefon ondaydı. Bunu söyledikten sonra taksici bana, (bana yarım saat zaman ver. Belki arabamı yıkamaya vermiştim.Oradaki yıkamacılar almış olabilir.) dedi. Bu arada benim kurduğum senaryonun işlemeye başladığını da anladım. Çok heyecanlandım. Ama sakin olmalıydım. Bu arada kendisi benim polise telefonumu unuttuğum taksinin, kendisinin taksisi olmadığını söyledim. Bu durumu Manila'da görüştüğüm polislere de anlatarak,(ben böyle bir senaryo çiziyorum.) diye paylaştım. Yani polislerle işbirliği içinde davrandım ve telefonumu geri getirmek için taksiciyi ikna ettim.
"TAKSİCİ BANA DÖNEREK TEKE TEK GÖRÜŞMEK İSTEDİ"
Taksici son konuşmamızdan yaklaşık 45 dakika sonra beni aradı. Bana, (sevgili dostum bana güvenebilirsin. Lütfen teke tek görüşelim. Ben yıkamacıdan senin telefonunu aldım ve senin olduğun konuma doğru geliyorum.) dedi. Sevinçten içimden bağırmak geldi. Ama sakinliğimi korumalıydım. Ben yine taksici bana gelirken,bilgisayarındaki konumdan telefonumun nerede olduğunu, 5-10 dakika arayla, (dostum sen şuan şu adrestesin, şu konumdasın.) diyerek aslında bir nevi onu takip ettiğimi belirttim. Telefonumun kaybolması durumunda uzun sürecek sürecek davanın, hem onun, hem benim için sağlıklı olmayacağını anlattım.
"TELEFONUMA KAVUŞTUM, BERABER FOTOĞRAF ÇEKİLDİM"
Telefon tam konuma geldiği zaman ,herhangi bir sorun oluşmasın diye güler yüzle onu karşılayıp, telefonumu güvenli bir şekilde teslim aldım. Tabi adamla konuşmalarımız sırasında, ona bizim dinimizden bahsettim. Bana güvenmesini sağladım. (Biz bir kişi suçluysa onu herkese duyurmak da değil, onu daha yapmaması için ilk defa uyarırız.) dedim. Bu şekilde telefonumun bana gelmesini sağladım. Telefonumu aldıktan sonra, hırsızımla hatıra fotoğraf çekildim ve ayrıldık. Tabii ki sosyal medya hesaplarımda bunu paylaştığım zaman, bana dua eden destek veren, moral ve motivasyon olan çok fazla arkadaşım ve dostum oldu.Bu sebepten ötürü ilk kez Filipinlere gelmeme rağmen, 20 milyon nüfusa sahip olmasına rağmen, ufacık bir eşyanın Allah’ın desteğiyle bana ulaştığını bizatihi yaşadım."