Mersin - Ankara hattında sır oldular!
Hürriyet'ten İhsan Yılmaz, ünlü sanatçı merhum Gencay Kasapçı'nın Ankara'da onur konuğu olduğu fuara götürülen 19 eserinden 3'ü yolda kayboluşunu yazdı. Mersin'den araca 19 tablo konulmuştu. Yolda bir kez mola verildi. Tabloların başında biri sanaçtının kızı olmak üzere yakınlarından 4 kişi bulunuyordu. Ankara'ya gelindiğinde araçtaki tabloların sayısının 16'ya düştüğü görülüyor. Kamera kayıtlarına bakılıyor. Hiçbir anormallik görülmüyor. Adeta 3 tablo Ankara yolunda buharlaşıp sır oluyor...
İşte İhsan Yılmaz'ın Üç tablo Mersin-Ankara arasında nasıl kayboldu? başlıklı yazısı...
Tam da “Şeytan aldı götürdü, satamadan getirdi” tekerlemesine uygun bir kayıp olayı yaşandı geçen ay. Ama şeytan bu kez getirmedi, sattı galiba tabloları.
Olay şöyle gelişti:
29 Kasım 2017 tarihinde 84 yaşında vefat eden ünlü sanatçı Gencay Kasapçı, bu yıl Ankara’da düzenlenen ArtAnkara Sanat Fuarı’nın ‘onur konuğu’ olarak belirlenmişti. Anlamlı bir seçimdi bu, bir vefa örneğiydi.
Mart ayında Ankara Congresium’da düzenlenen fuarda bir ‘Onur Sanatçısı’ seçkisi de sergilenecekti. Sanatçının Mersin’deki atölyesinden farklı dönemlerine ait toplam 19 eseri bir araca yüklenerek Ankara’ya doğru yola çıkıyor. Araçta Kasapçı’nın yakın çevresinden üç kişi ile kızı Yasemin Devrimci de bulunuyor.
Tek bir mola ile Ankara’ya varıyor ekip. Fuardaki sergi alanı henüz hazır olmadığı için Congresium park alanından araçtan indirilen eserler yönetim odasına teslim ediliyor. Ancak burada sayım yaptıklarında toplam 16 eser olduğunu görüyorlar. Farklı boyutlardaki üç tablo bütün aramalara rağmen bir türlü bulunamıyor.
Yolda mola verdikleri tesisin kamera kayıtları inceleniyor, aracın yanına yaklaşan kimseye rastlanmıyor. Ankara’da eserleri indirdikleri garajın kamerası olmasa da yönetim odasının kayıtlarında bir tuhaflık fark edilmiyor. Acaba Mersin’de araca yüklerken mi kayboldu eserler diye neredeyse belediyenin temizlik hizmetlerinden kâğıt toplayıcılara kadar her yere haber bırakılıyor ama hiçbirinden olumlu cevap gelmiyor. Polise eserlerin fotoğrafları verilip soruşturma başlatılıyor ama hiçbir sonuç alınamıyor. Üç tablo, tam anlamıyla, Mersin-Ankara arasında sırra kadem basıyor.
ANNEMİ TEKRAR KAYBETMİŞ GİBİ OLDUM
Sanatçının kızı Yasemin Devrimci çaresizlik içinde ve ne yapacağını bilemez durumda. “Annemi tekrar kaybetmiş gibi oldum” diyor ve ekliyor: “Eserlerin maddi değerinden çok manevi değeri var. Boyut ve tarz olarak müzelik eserlerdi bunlar ve 1961 tarihinden günümüze geliyordu. Annem adına ileride yapılacak bir müzeye konabilirdi. Satmayı asla düşünmüyorduk.”
TALİHSİZLİK YAKASINI BIRAKMIYOR
Bu olayı duyunca, talihsizlikler vefatından sonra da Gencay Kasapçı’nın peşini bırakmıyor diye düşündüm. Türkiye’nin ilk ve tek ‘Zero’ sanatçısı Kasapçı.
Türkiye’deki birçok sanatsever bu akımın adını iki yıl önce Sabancı Müzesi’nde açılan ‘Zero’ sergisiyle duymuştu. 2. Dünya Savaşı sonrasında oluşan depresif, karamsar havayı dağıtmak için Otto Piene, Heinz Mack ve Günther Uecker gibi sanatçıların başlattıkları hareket her şeyi ‘sıfırlamak’ iddiasındaydı. Sabancı’daki ‘Zero’ sergisi vesilesiyle Türkiye’de de bir Zero sanatçısı olduğu ortaya çıkmıştı. O da Gencay Kasapçı’ydı. Akademiden mezun olduktan sonra 1959’da İtalyan hükümeti bursuyla Floransa’ya giden Kasapçı, 60’lı yıllarda soyut işleriyle Zero grubunun sergilerine katılmıştı. Roma’da açılan ‘Avant-Garde Zero 1966’ sergisinin davetiyesine Gencay Kasapçı’nın adı yanlışlıkla ‘Gengay’ diye yazıldığı için bu grupla ilişkisi unutulup gitmişti.
Talihsizlikler yaşamının son yıllarında da peşini bırakmamıştı ünlü sanatçının. Son olarak 2014 yılında Mersin’de bulunan ‘Özgürlük Anıtı’ adlı heykeli nedeniyle gündeme gelmişti. 1994’te Kültür Bakanlığı’nın ‘Kıbrıs Barış Harekâtı’ anısına yaptırdığı, üzerinde mavi kuşların uçtuğu heykeli 2014 yılında ‘hasar gördü’ diye yenilenmişti. Ancak seramik kuş figürleri sökülüp yerine Türk bayrağı yerleştirilmişti. Heykelin bu hali medyada gündeme gelince Mersin Belediyesi heykelin doğru biçimde yenilenmesini sağlamıştı.