Mescidi Aksa'nın önemi nedir?

3 din için kutsal bir merkez olan Kudüs müslümanlar için de çok büyük önem taşıyor. İnsanlık tarihinin en eski şehirlerinden olan Kudüs, uzun tarihi boyunca iki defa yok edildi, 23 defa işgal edildi, 52 defa saldırıya uğradı ve 44 defa ele geçirilip tekrar kurtarıldı. Şehrin en eski bölümüne, İsa’dan önce 4. milenyumda ilk yerleşim gerçekleşti. 1538’de 1. Süleyman hükümranlığı altında, şehri çevreleyen duvarlar inşa edildi. Bugün bu duvarlar Ermeni, Hristiyan, Yahudi ve Müslüman olmak üzere dört çeyreğe bölünmüş olan Eski Kudüs’ü çevrelemektedir. Peki, Mescidi Aksa Kudüs nerede? Detaylar haberimizde....

Ortadoğu'da bulunan, Dünya’nın en eski şehirlerinden biridir. Filistin ve İsrail Kudüs'ün kendi başkenti olduğunu iddia etmektedir. Akdeniz ve Ölü Deniz’in kuzey sınırı arasında yer almaktadır. Doğu Kudüs’le birlikte düşünüldüğünde, alan ve nüfus olarak, İsrail’in büyük şehridir. 800.000 üzerinde nüfusa ve 125.1 km² alana sahiptir. Kudüs, üç semavi din olan Yahudilik, Hristiyanlık ve İslam için kutsaldır. Peki, Mescidi Aksa Kudüs nerede? Detaylar haberimizde....

Kudüs'ün tarihi, bilinene göre milattan önce 2000'lere kadar uzanmaktadır. Tarihi boyunca iki kez yok olma kaderini tadan şehir, 23 işgale, 52 saldırıya tanıklık etmiştir. Hz. Muhammed S.A.V'in İslamiyet'in yayılmasında önemli bir nokta olan Kudüs'ten Miraç'a yükseldiği ve Mescid-i Aksa'nın burada inşa edildiği bilinmektedir. İslam için önemli olduğu kadar Yahudi ve Hristiyan dinleri için kabul gören bazı yapıtaşları burada bulunmaktadır. İsa'nın burada çarmıha gerildiği rivayeti ve bu nedenle buranın hac noktası olarak kabul görmesi Hristiyanlar için, Milattan önce 10. Yüzyılda Kral Davud'un ele geçirmesi ise Kudüs'ü Yahudiler için anlamlı kılmıştır.

KUDÜS NEREDEDİR?

Kudüs konumu itibariyle İsrail ve Filistin'in orta noktasında yer almaktadır. Bu nedenle her iki ülke için de büyük öneme sahip olmaktadır. Kudüs'ün diğer ismi, İsrailliler tarafından Jarusalem olarak bilinmektedir.

KUDÜS TARİHİ

Kudüs’ün tarihi, milattan önce 2000’lere kadar uzanmaktadır. Tarihi boyunca iki kez yok olma kaderini tadan şehir, 23 işgale, 52 saldırıya tanıklık etmiştir. Hz. Muhammed S.A.V’in İslamiyet’in yayılmasında önemli bir nokta olan Kudüs’ten Miraç’a yükseldiği ve Mescid-i Aksa’nın burada inşa edildiği bilinmektedir. İslam için önemli olduğu kadar Yahudi ve Hristiyan dinleri için kabul gören bazı yapı taşları burada bulunmaktadır. İsa’nın burada çarmıha gerildiği rivayeti ve bu nedenle buranın hac noktası olarak kabul görmesi Hristiyanlar için, Milattan önce 10. Yüzyılda Kral Davud’un ele geçirmesi ise Kudüs’ü Yahudiler için anlamlı kılmıştır.

KUDÜS'ÜN STATÜSÜ

İsrail, Doğu Kudüs'ü 1967 Altı Gün Savaşı sonrasında işgal etmiş ve ardından topraklarına katmıştı ancak bu durum uluslararası alanda tanınmıyor. Filistinliler, Doğu Kudüs'ü ileride kurulacak bağımsız bir Filistin Devleti'nin başkenti yapmak istiyor. İsrail ise bütün Kudüs'ü başkenti olarak görüyor. Hamas, İsrail'in Kudüs'ü başkenti olarak ilan etmesi durumunda yeni bir intifada başlatma tehdidinde bulunmuştu.

KUDÜS'TEKİ YARIM ASIRLIK İŞGAL YENİ BİR BOYUTA TAŞINDI

Doğu Kudüs'ü 5 Haziran 1967'de işgal eden İsrail, 1980'de tek taraflı olarak kentin doğusunu ve batısını "birleşik başkenti" ilan etti.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BGMK), 1980'de kabul ettiği 478 sayılı kararla, İsrail'in ilhak ve başkent ilanını geçersiz saydı.

BMGK kararı çerçevesinde, ABD dahil uluslararası toplum Doğu Kudüs'ün işgal altında olduğunu kabul ediyor. İsrail yönetimini tanıyan tüm ülkelerin büyükelçilikleri Tel Aviv'de bulunuyor. Hiçbir ülke, Kudüs'ü ya da doğu ve batı bölümlerini başkent olarak kabul etmiyor.

ABD, Trump'ın hamlesiyle Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıyan ilk ülke oldu.

Uluslararası toplumun tepkisini çeken Trump yönetimi, bölgenin kaosa sürükleneceği ve İsrail-Arap ihtilafının daha da çözümsüz hale geleceği uyarılarını göz ardı etti.

MESCİD-İ AKSA'NIN TARİHİ VE ÖNEMİ

Harem-üş Şerif, hem Müslümanlar hem de Yahudiler tarafından kutsal sayılıyor. Yahudiler için bölge Museviliğin en kutsal noktası ve Tevrat'ta adı geçen iki mabedin de geçmişte bulunduğu yer.

Mescid-i Aksa ise İslam'ın üçüncü en kutsal ibadet yeri olarak kabul ediliyor.

Bu bölgenin içinde olduğu Doğu Kudüs, 1967'deki Arap 6 Gün Savaşı olarak da bilinen 1967 Arap - İsrail savaşından bu yana İsrail devletinin işgali altında bulunuyor.

GÜNÜMÜZDE NÜFUS

Aralık 2007 yılında, Kudüs’teki nüfus 747,600 idi. 64% ü Yahudi, 32% si Müslüman ve 2% Hristiyan’dı At the end of 2005, the population density was 5,750.4/km2 (14,893/sq mi). 2000 yılında yayınlanan bir araştırmaya göre, şehirdeki Yahudi nüfusunun yüzdesi düşüşteydi. Sebep, Müslümanlar arasındaki doğum oranı ve şehirden ayrılan Yahudi yerleşimcilerdi. Araştırmaya göre, şehirdeki 32.488 kişinin 9%u Yahudi’ydi. 2005 yılında, eski Sovyetler Birliği’nden, Fransa ve Amerika’dan çoğunluğu olmak üzere, birçok yeni göç oldu. Yerel nüfusa bakıldığında ise, gidenlerin sayısı gelenlerden fazlaydı. 2005 yılında 16.000 Kudüs’ten ayrıldı ve sadece 10.000 Kudüs’e yerleşti. Buna rağmen, Kudüs’teki nüfus yüksek doğum oranından dolayı, özellikle Haredi Yahudilerde ve Arap toplumunda artmaya devam etmekteydi. Yıl boyunca toplam nüfus 13.000 kişiyle (1.8%) arttı ama dini ve etnik bileşenlerde değişim vardı. 1967 yılında, Yahudiler nüfusun 74% ini oluştururken, 2006 yılında, bu oran 9% düştü. Nedenler arasında, ev fiyatlarının yüksekliği, istihdam problemleri ve şehrin artan dini karakteri görüldü. Laik Yahudilerin ya da dini inançlarını diğer insanlara göre daha hafif taşıyanların yüzdesi düşmekte. Geçen 7 yılda, 20.000 tanesi şehri çeşitli nedenlerle terk etti. Şimdilerde bu kesim, bütün şehir nüfusunun 31% ini oluşturmakta. Bu yüzde, şehirde artan ultra-ortodoks nüfusla aynıdır. Laik kesimin birçoğu kıyı şehirlerine daha laik bir yaşam tarzı ve ucuz ev bulmak için taşındılar. 2009 yılında, şehirdeki Haredi nüfusu artıyordu. Okula giden 150.100 çocuktan, 59.900 ya da 40% ı laik devlet okullarında ve Millî dini okullardayken, 90.200 ya da 60%% ı Haredi okullarında eğitim almaktaydı. Bu Haredi ailelerin çok sayıdaki çocuklarıyla pozitif bir ilgileşim gösterir. Bazı İsraillilerin Kudüs’ü fakir, bitkin ve politik ve dini karmaşadan dolayı delik deşik bulmasına rağmen, şehir birçok Filistinli için çok çekicidir, çünkü Batı Şeria ve Gazze Şeridi’nden daha fazla iş ve fırsat sunar. Filistinli yöneticiler, daima Arapları Kudüs’te kalmaları için destekler, böylece şehir üzerinde olan iddialarını koruma altına almış olurlar. Araplar, istihdam, sağlık, sosyal güvenlik ve diğer sağlanan yararlarla şehre çekilirler. İsrail vatandaşlığına sahip olmak istemeyen, Araplar, İsrail tarafından verilen bir kimlik kartıyla, kontrol noktalarından kolaylıkla geçip İsrail’de serbest dolaşım elde edebiliyorlar. Ayrıca iş bulma imkânları da oluyor. Kudüs’teki Araplar, çocuklarını İsrail okullarına gönderebilirler ve üniversiteler, İsrailli doktorlar ve Hadassah Sağlık Merkezi gibi saygın hastaneler Araplar tarafından kullanılabilir. Nüfus ve Yahudi-Arap nüfus dağılımı Kudüs üzerindeki anlaşmazlıkta büyük bir role sahiptir. 1998 yılında, Kudüs Gelişim Kurumu şehrin batı kanadını genişletip, daha fazla Yahudi’nin yaşadığı yerler yaratmayı önerdi. Böylece şehrin Yahudi nüfusu çoğunluk olarak artacaktı. Geçen birkaç yılda, Yahudi doğum oranında düzenli bir artış, Arap doğum oranında ise düzenli bir azalış oldu. Mayıs 2012’de raporlara göre, Yahudi doğum oranı Arap doğum oranını solladı. Şimdilerde, şehrin doğum oranı, Yahudi ailelerde 4.2 çocuk ve Arap ailelerde 3.9 çocuk olarak dağılmıştır (217-218). Buna ek olarak, Kudüs’te Yahudi yerleşimcilerin sayısı artmıştır. Geçen birkaç yılda, binlerce Filistinli, daha önce Yahudiler tarafından yaşanılan, doğu Kudüs’teki muhitlere yerleşti. 2007 yılında, 1300 Filistinli, Pisgat Ze’ev ve Neve Ya’akov gibi Yahudi nüfusunun çok olduğu alanlara taşındı.

Gürcistan'da siyasi kriz derinleşiyor! Alperen Duymaz kimdir, nereli? Kaç yaşında ve hangi dizilerde oynadı Inter Como şifresiz canlı maç izle İtalya Ligi şifresiz maç
Sonraki Haber