Meskûn mahal operasyonları
Terör ve güvenlik uzmanı Hacı Murat Dinçer, SuperHaber'e yazdığı yazısında "Suriye ‘de ordumuzun yapacağı sınır ötesi terör operasyonun büyük bir kısmının meskûn mahallerde icra edilmesi bekleniyor." ifadelerini kullandı ve bu operasyonun diğerlerine göre daha çok risl barındırdığını yazdı. İşte Dinçer'in 'Meskûn mahal operasyonları' başlıklı o yazısı...
‘’Türk’ün tunçtan göğsünde parçalanacak şer bekle! Sadece Mehmetçik değil seksen milyon yekvücut sefer ediyor; Şehitlerin vebali, Gazilerin celali hürmetine Türk Ordusu gazap oldu geliyor.’’
Suriye ‘de ordumuzun yapacağı sınır ötesi terör operasyonun büyük bir kısmının meskûn mahallerde icra edilmesi bekleniyor.
İnsanların ikamete devam etmeye zorlandığı yerlerde yapılacak operasyonlar diğerlerine göre daha çok risk barındırır. Şehir içi operasyonlarda riskin öngörülemez olmasının yanı sıra sivil hassasiyeti de birliklerimizi itidalli ve aynı oranda yavaş olmaya zorlayacaktır.
Bomba derslerinde öğrencilerin en çok sorduğu soru: ‘’Bombanın neye benzediğidir.’’
Bombaların şekli hayal gücümüzle sınırlıdır. Keşke bombalar çizgi filmlerde olduğu gibi birkaç dinamit lokumuna bağlanmış saat şekliden olsaydı, haliyle durum bundan çok daha vahim. Şehir içlerinde patlamalar sonucu bina pencerelerinden dökülen cam kırıklarından tutun da üzerinize yuvarlanarak geldiğini gördüğünüz araba lastiğinin içindeki patlayıcıya kadar her şey risk taşır. Zordur meskûn mahalde operasyon yapmak. Çelik bir irade, kurt görüsü ve sabır ister. Uzaktan davulun sesi hoş gelir, cadde sokak ev bahçe adım gıdım yüzlerce tuzağın içinde çoluk çocuğa zarar vermeden alan hâkimiyeti sağlayıp bir de sırtınızı kollayacaksınız, zordur.
Yüzyılımızın meskûn mahallerde yapılan terör operasyonlarının bir ustasından bahsetmek gerekirse onlar: Türk askeri ve polisidir. Deneyim, eğitim, milli ve yerli teknoloji birleştiğinde icra edilecek önümüzdeki operasyonun taktik açıdan birliklerimizin mutlak başarısıyla neticeleneceği kesindir. Zor oyunu bozacaktır.
Sivil kayıp konusunda Dünyanın değişik örgütlerinden sesler yükseliyor: Çukur kazmış, çukurun içine mayın yerleştirmiş, çukurun arkasına yaptığı barikatta roket atarla Mehmetçiğin canına kast etmek için bekleyen haine zılgıtla, türküyle çay götürüyorsanız ‘’ kabul edilebilir risk’’ kategorisindesinizdir. Fırtına geliyorsa, gideceksiniz. Rüzgârın önüne durup gözüme çöp battı demek olmaz. Mehmetçik her operasyonda olduğu gibi bu operasyonda da gireceği yerlerde sivil koridoru açacaktır.
Vay efendim örgüt sivilleri göndermiyor, kalkan yapıyor, asker dursun! Pratikte böyle bir şeyin mümkün olmadığı yüzlerce kez görüldü. Gitmek isteyen paşa gibi gidiyor, kalkan olmak isteyen kalıyor. Matematikte iki çarpı ikinin sonucu nasıl değişmezse bu da böyle, öyle olmasa HDP’ lilerin sivil kalkan yaygarası başlamazdı zaten. PKK/ PYD’nin sivil kayıp oyunları bitmez ve çok değişik parametrelere sahiptir. Kendi leşlerini yıkar temizler elbiselerini değiştirir sivil diye ortaya atarlar, gariban halkı katledip asker yaptı derler, çatışma alanında sıkışınca sokağa caddeye çocukları çıkarıp atış gelen yere doğru koştururlar, kilolu yaşlı kadınların arkasına saklanıp etek altlarından askere ateş ederler, bir binaya girip sivillerin elini ağzını bağlar bina içinden askere ateş edip sivilleri camın önüne koyarak karşı ateşle ölümlerine sebep olurlar, daha neler ne melanetler.
Hata Rahmani, hata da ısrar şeytanidir. Hata olacaktır, kurşun adres tanımaz, sivile kastetmek Türk askerinin lügatinde yoktur.
Şehir içi terör operasyonlarının diğer bir handikabı da yavaş ve itinalı icra edilmek zorunda olmasıdır. Bu durum izleyen gözlerin: Neden hala bitmedi? Acaba? Sorularına muhatap olan sahadaki asker ve polisin moralini bozmasına sebep olur.
Öte yandan içerdeki hainlerde tedbirden kaynaklanan gecikmeyi başarısızlık olarak lanse etmeye başlarlar. Kazın ayağının öyle olmadığı şanlı Türk bayrağı her şehrin ve kasabanın gönderine çekildiğinde belli olur olmasına da Allah muhafaza devam eden icraatta bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olarak neden geç kalınıyor safsatası gencecik aslanlarımızın durumu sorgulayarak fevri davranmasına sebep olabilir. İşi ehline bırakarak; sükûnetle, dilde dua, elde bayrak sonucu beklemek gerekir. Askerimizin moralini bozacak en küçük davranış bile affedilemez, bilmeden, anlamadan, dinlemeden edilen lafların tehlikesi büyüktür. Savaşa hayır diyebilirsiniz çünkü ortada bir savaş yok, konu bir terör operasyonu, sınır ötesinde olması hasebiyle kara ve hava kuvvetlerimiz ana icracı; savaş olunca ki İnşallah olmaz, o zaman bekleriz hepinizi sahneye, hadi o zaman savaşa hayır deyiverin de çatallaşmış dilinize ne yapacağımızı cümle âleme gösterelim.