Mevlid-i Nebi ne zaman kutlanacak?

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, "Yeryüzünü teşrifleriyle insanlığın istikbalini aydınlatan, hicretiyle medeniyet kuran Hz. Peygamberin (SAV) doğum günü Mevlid-i Nebi (12 Rebiulevvel), hicretle başlayan medeniyet inşasını daha iyi anlamak adına bir hafta boyunca yurt içinde ve yurt dışında önemli etkinlikler ve özellikle gençlerimize yönelik programlarla ihya edilecektir" dedi. Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Mevlid-i Nebi etkinliklerinin ülke genelinde yapılacağını aktardı. Peki, Mevlid-i Nebi nedir? Ne zaman kutlanacak? Önemi nedir? 2017 Mevlid-i Nebi ne zaman? Detaylar haberimizde...

AA'nın haberine göre Erbaş, Din Hizmetleri Genel Müdürlüğünce Diyanet İşleri Başkanlığı Konferans Salonu'nda düzenlenen "Mevlid-i Nebi Hazreti Peygamberi Nasıl Anlamalıyız?" konulu konferansın açılışında konuşma yaptı. Prof. Dr. Erbaş, "İnsanlığı karanlıktan aydınlığa çıkarmak üzere Rabb'imizin gönderdiği yüce Peygamberimizin doğumunun seneidevriyesinin heyecanı artık bütün dünyayı kaplamaya başladı. Biz de o heyecanı birlikte yaşamak için bu yılın Mevlid-i Nebi etkinliklerini bugün başlatmaya karar verdik." diye konuştu. Peki, Mevlid-i Nebi nedir? Ne zaman kutlanacak? Önemi nedir? 2017 Mevlid-i Nebi ne zaman? Detaylar haberimizde...

BOZDAĞ’IN KONU İLE İLGİLİ AÇIKLAMASI

“Bundan önce Peygamber Efendimiz’in doğduğu, alemleri ve dünyamızı şereflendirdiği günün içinde yer aldığı hafta, ‘Kutlu Doğum Haftası’ adıyla, her yılın nisan ayı içerisinde kutlanıyordu. Diyanet İşleri Başkanlığının aldığı yeni bir kararla, Peygamber Efendimiz’in doğduğu, dünyamızı ve alemleri şereflendirdiği günün içinde yer aldığı hafta, ‘Mevlid-i Nebi Haftası’ adıyla Miladi Takvime göre değil, Hicri Takvime göre kutlanacaktır. Önümüzdeki hafta bu konudaki yönetmelik değişikliği yayınlanacak ve 2018’den itibaren de Hicri Takvime göre Peygamber Efendimiz’in dünyayı şereflendirdiği hafta, ‘Mevlid-i Nebi Haftası’ adıyla kutlanmaya başlanacaktır.”

MEVLİD-İ NEBİ NE ZAMAN?

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, "Peygamberimizin doğumunun seneidevriyesinin heyecanı artık bütün dünyayı kaplamaya başladı. Biz de o heyecanı birlikte yaşamak için bu yılın Mevlid-i Nebi etkinliklerini bugün başlatmaya karar verdik." dedi.

AA'nın haberine göre Erbaş, Din Hizmetleri Genel Müdürlüğünce Diyanet İşleri Başkanlığı Konferans Salonu'nda düzenlenen "Mevlid-i Nebi Hazreti Peygamberi Nasıl Anlamalıyız?" konulu konferansın açılışında konuşma yaptı. Prof. Dr. Erbaş, "İnsanlığı karanlıktan aydınlığa çıkarmak üzere Rabb'imizin gönderdiği yüce Peygamberimizin doğumunun seneidevriyesinin heyecanı artık bütün dünyayı kaplamaya başladı. Biz de o heyecanı birlikte yaşamak için bu yılın Mevlid-i Nebi etkinliklerini bugün başlatmaya karar verdik." diye konuştu.

"ÜLKE GENELİNDE YAPILACAK"

Konferansın konuşmacılarından Prof. Dr. İhsan Süreyya Sırma'nın ömrünü Hazreti Peygamberi anlatmakla geçirdiğini aktaran Erbaş, "Bu yılın Mevlid-i Nebi etkinliklerine hocamızla başlamak bizim için çok önemli." ifadesini kullandı.

Ali Erbaş, şöyle devam etti:

"Onun bir şahit, bir müjdeci, bir uyarıcı, bir davetçi olarak gönderildiğini Kur'an-ı Kerim'den öğreniyoruz. Şahitliğini, müjdeciliğini, uyarıcılığını, davetini ve tebliğini yaptı. Vazifesini yerine getirdi ve Rabb'ine yürüdü. Şimdi bu vazife, alimlerin üzerinde, bizim üzerimizde. Esasında bütün Müslümanlar bundan sorumlu ama öncelikli olarak ilim adamlarının, din adamlarının görevi. Bundan sonra Efendimiz aleyhissalatu vesselamın bize emanet etmiş olduğu bu görevleri bizler ve bizim gibi din hizmetinde bulunan insanlar yapacaklar. Cenabı Hak, en güzel şekilde yapmayı nasip eylesin."

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Mevlid-i Nebi etkinliklerinin ülke genelinde yapılacağını da aktardı.

Mevlid yazarı Süleyman Çelebi'nin "Vesiletün Necat" isimli eserine atıfta bulunan Erbaş, "Yani kurtuluş vesilesi. Efendimiz aleyhissalatu vesselam kurtuluşumuza vesiledir. Onun için Süleyman Çelebi Hazretleri, Mevlid-i Şerif'in bütün bahirlerinde insanlık nasıl kurtuluşa erecek adeta onu anlatmış. Bir vaazunasihattır Mevlid-i Şerif." şeklinde konuştu.

Mevlid-i Şerif'teki beyitlerin Hazreti Peygambere olan aşkı dile getirdiğini belirten Prof. Dr. Erbaş, "Cenabı Hak, bu aşkı ruhunda, gönlünde taşımayı ömrümüzün sonuna kadar bizlere ve neslimize nasip eylesin inşallah." ifadelerini kullandı.

HZ. MUHAMMED'İN HAYATI

20 Nisan 571 Pazartesi günü Mekke’de doğdu Babası Abdullah, annesi Âmine, dedesi Abdülmuttalip, büyük babası Vehb, babaannesi Fatıma, anneannesi ise Berre’dir.

Doğduktan sonra 4 yaşına kadar sütannesi Halime’nin yanında, bundan sonra 2 yıl boyunca da annesi Amine’nin yanında kaldı6 yaşında iken annesi onu akrabalarıyla tanıştırmak ve babası Abdullah’ın kabrini ziyaret etmek için Medine’ye götürdü.

6 yaşından 8 yaşına kadar dedesi Abdulmuttalib’in yanına kaldı O da ölünce, vasiyeti üzerine amcası Ebu Talib’in evine taşındı Ebu Talib, Peygamber Efendimizin babasıyla hem baba hem de anne gibi kardeşti.

13 yaşından itibaren amcaları ile birlikte ticarete atıldı Uzun bir süre bu işle meşgul oldu ve bu alanda doğrulukla, dürüstlükle tanındı Henüz 20 yaşında iken hırsızlık, gasp, eşkıyalık, zulüm ve haksızlıklara karşı bir tedbir almak amacıyla bazı Mekkelilerin oluşturduğu Hılfulfudül adlı kuruluşa katıldı ve etkili bir üye olarak görev yaptı.

25 yaşına geldiğinde Hz Hatice ile evlendi Hz Hatice bu esnada kırk yaşında idi ve onunla evlenmeye karar verişinde Sevgili Peygamberimiz “el-Emin: Güvenilir, dürüst” olarak tanınması birinci derecede rol oynamıştı.

35 yaşına geldiğinde Ka’be hakemliği yaptı; Ka’be’nin tamiri sırasında Haceru’l-esved’in yerine konulması sırasında ortaya çıkan anlaşmazlığı, taşı bir yaygı üzerine koyup tüm kabile reislerine taşıtmak suretiyle giderdi, böylece kabileler arasında çıkması muhtemel bir kavgayı önlemiş oldu.

Hz. Muhammed 40 yaşlarına yaklaştığında kendisinde insanların arasından uzaklaşıp kırsal alana çıkmak, yaratılışın ve evrenin inceliklerini düşünmek arzusu uyandı Bu münasebetle belli sürelerde Hira-Nur dağındaki mağarada kalmaya başladı Nihayet 40 yaşında iken 610 Ramazan ayında bir gün Cebrail Aleyhisselam geldi ve vahiy süreci başlamış oldu İlk vahiy edilen ayetler, “Yaratan Rabb’inin adıyla oku!” diye başlıyordu Böylece Yüce Allah tarafından Peygamberlikle görevlendirilmiş oldu.

Hz. Muhammed'in İslam davetine evet diyerek ilk inanma şerefine Hz Hatice, Hz Ali, Hz Zeyd b Harise ve Hz Ebu Bekir eriştiler Bunları Hz. Osman, Abdurrahman b Avf, Sa’d b Ebi Vakkas, Talha ve Zübeyr Hazretleriyle diğerlerini takip ettiler.

Peygamberliğin ilk altı yılı dolarken Hz Hamza ve Hz Ömer gibi yiğitlik ve cesaretleriyle tanınan zatlar Müslüman oldu

Peygamberlik yılında peş peşe Hz Hatice ve Ebu Talib ölünce düşmanların eza ve cefaları bir kat daha arttı. Çünkü bunlar hatırlı insanlardı, çevreleriyle Peygamberimize destek veriyorlardı. Bu sırada Hz Peygamber, dış destek sağlamak amacıyla Taife gitti. Ne var ki Taifliler İslam’ı kabul etmediler, Hz Peygamber’e destek vermediler, üstelik onu taşlattılar, üstü başı kan içinde kaldı, Taif dışında bir bağa sığınarak taşlanmaktan kurtulabildi.

Ardı arkası kesilmeyen bu sıkıntılar devam ederken aynı günlerde Sevgili Peygamberimiz Miraç’ta İlahi ikramların doruğuna eriştirildi, Yüce Allah’ın huzuruna yükseltildi ve İlahi buyrukları, aracı olmaksızın dinlenme ve alma imkânına kavuşturuldu.

Bütün zorluklara rağmen Hz. Peygamber İslam’ı tebliğ çabalarını sürdürüyordu Birer yıl arayla 1. ve 2. Akabe Biatları yapıldı. Bunu takip eden zaman diliminde Yüce Allah’ın izni ve buna bağlı olarak Hz Peygamber’in müsaadesi üzerine Müslümanlar Mekke’den Medine’ye göç ettiler. İslam tarihi literatüründe buna, “hicret” denilmiştir En sonunda Sevgili Peygamberimiz de Hz Ebu Bekir ‘le birlikte Medine’ye göç etti.

Efendimiz(sav) Medineli Müslümanlar yani Ensar ile Muhacirler arasında kardeşlik kurdu.

Puta tapıcılarla Müslümanlar arasında Bedir, Uhud, Hendek, Müreysi gibi savaşalar oldu Hz. Peygamber’in sağlığında İslam elçisi dokunulmazlığı olduğu halde öldüren ve Medine’ye saldırmayı tasarlayan Hıristiyanlara karşı da Mute ve Tebük seferleri düzenlendi, 630 yılında Mekke fethedildi Hz Peygamber, çıkmaya mecbur olduğu vatanına üstünlük sağlayarak ve genel af ilan ederek girdi.

Peygamber Efendimiz, 632 yılında hac esnasında Mekke’de Arafat’ta yüz binden fazla Müslüman’a bir konuşma yaptı İslam düşüncesinin bir özeti olan ve insan hakları bakımından çok mükemmel prensipler içeren bu konuşma İslam tarihinde “Veda Hutbesi” diye anılmaktadır.

İslamiyet’i sabırla, azimle, cesaretle, insanlara ulaştıran Sevgili Peygamberimiz, 8 Haziran 632 Pazartesi günü hayata gözlerini yumdu, Allah’ın rahmetine kavuştu, cenaze namazı erkekler, kadınlar ve çocuklar olmak üzere sıra ile cenazenin bulunduğu hücre-i saadette kılındı ve orada toprağa verildi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan canlı yayında önemli açıklamalar Kemal Can Serveti Ne Kadar? Can Holding Şirketleri Nelerdir? Asıl soru bu: Türk medyasını kim yönetiyor?
Sonraki Haber