Lady Sholta Douglas Hollandalı elmas tüccarı milyoner F. H. R. Mosselmans’ın tek varisi olan kızıydı. Kendisine babasından 8.000.000, halasından ise 5.000.000 Sterlin miras kalmıştı. Son derece zengin olmasının yanında ayrıca güzel de biriydi. Sahip olduğu bir diğer özellik ise Avrupa’da en küçük ayaklara sahip biri olmasıydı. Dolayısıyla da ayaklarını 20.000 dolara sigorta ettirmişti. Fakat evlilik konusunda oldukça bahtsız biri olmuştu.
Asıl adı Georgine Leonora Barnard Mosselmans olan Lady Sholta Douglas önce Hollandalı biriyle, sonrasında ise bir İskoçyalıyla evlenmişti. Ancak her evliliği de ayrılıkla sonuçlanmıştı. Şaşırtıcı olan ise gerçekleştirmiş olduğu evliliklerin hiç birisinden ders almamış gözükmesiydi. Evlendiği sonraki her isim ona öncekilerden daha kötü tecrübeler yaşatmıştı.
Lady Sholta Douglas üçüncü evliliğini Şehzade Burhaneddin Efendi ile yaptı.
Burhaneddin Efendi Sultan İkinci Abdülhamid’in oğlu ve en fazla sevdiği şehzadesiydi. Büyük bir serbesti içerisinde büyümüş, Almanya’da tahsil görmüştü. Bir kaç dil biliyordu. Alman İmparatoru Wilhelm’e yakın biriydi. Enver Paşanın ise adeta kankasıydı. Aralarında büyük bir muhabbet vardı. Sultan Abdülhamid mevcut tahta seçme kuralını onun için değiştirmek istemekte ve kendisinden sonra padişah o olsun istemekteydi. Şayet 31 Mart hadisesi yaşanmamış ve tabii surette tahta veda etmiş olsaydı Burhaneddin Efendi de pek muhtemeldir ki kendisinden sonra tahta geçmiş olacaktı.
Lady Sholta Douglas ile Şehzade Burhaneddin Efendi Monte Carlo’da tanışmışlardı.
Burhaneddin Efendi kendisini gayet güzel takdim etmişti. Belirttiğine göre, İstanbul’da sarayları vardı… Muhteşem suretteki Arap atlarına sahipti… Ancak savaş her şeyi altüst etmiş, kendisini de Avrupa’ya atmıştı. Fakat öyle olmuş da olsa o Avrupa’da hala hatırı sayılır bir lüks içinde yaşamaktaydı. Müsrif ve eğlence hayatını seven biri olmanın ötesinde İngilizlerin kendisinden şikâyetçi oldukları bir durumu vardı. İddiaya göre tam bir siyasi entrikacı olan şehzade Burhaneddin Efendi Musul petrol sahası nedeniyle İngiltere ile Türkiye’yi savaşın eşiğine getirmişti.
Burhaneddin Efendi Efendi Lady Sholta Douglas’ın mevcudiyetinden haberdar olduğunda sahip olduğu parayı Monte Carlo rulet masalarında tüketmişti. Ancak Douglas ile doğru bir zaman ve mekânda, 1925 Ocağında yine birkaç bin frank kaybettiği rulet masasında tanışma fırsatı elde etmişti. Kendisine Boğaz’da bulunan muhteşem sarayından ve Türkiye’de malik olduğu mal varlığından söz etmişti. Musul petrol yataklarının satılmasını beklediğinden dem vurmuş, sahip olduğu mallarını Türki Hükümeti’nden geri alabileceğini umduğunu belirtmişti.
Ayrıca kendisine Suriye ve Arnavutluk’a kral olması tekliflerinin yapıldığını da söz konusu etmişti. Bütün bunlar dul milyarder Sholta Douglas’ın gözlerinin açılmasına ve şehzadeye daha bir dikkat ve ciddiyetle yönelmesine sebebiyet vermişti. Şehzadenin kendisine karşı sergilediği sıcak yaklaşımlara o da karşılık aynıyla karşılık vermeye başlamıştı. Burhaneddin Efendi ise fırsatı ganimet bilmiş ve hemen genç, güzel, dul ve milyoner bayandan borç para almaya yönelmişti. Gönül almasını yahut siyasi entrikaları iyi bilen şehzade; şayet kendisi ile yapılan krallık teklifleri arasında seçim yapmak zorunda kalacak olursa tercihinin kendisi olacağını ifade ederek en büyük fethi de gerçekleştirivermişti.
Burhaneddin Efendi Lady Sholta Douglas’a karşı daha başka güzel sözler de söylemiş ve onun kalbini bütünüyle kazanmayı başarmıştı. Douglas nihayet Burhaneddin Efendinin kolları arasına girmiş ve çek defterini de emrine amade kılmıştı.
Bayan Douglas nikâhın Londra’da kıyılmasını arzu etmişse de şehzade Londra’dan nefret ettiğini ifade ederek Viyana’yı tercih edeceğini belirtmişti. Neticede ise Güney Almanya’da termal suları ile meşhur Baden Baden’de muhteşem bir törenle evlenmeye karar vermişlerdi.
Nikâhın kıyılması başında uzun yeşil tülbentten sarığı olan ve önde gelen Müslüman bir din adamı olduğu düşünülen biri tarafından icra edilmişti. Söz konusu zat tarafları karı koca ilan etmişti. Nikâh şahitleri ise hayli ilginç olup Viyana’nın önde gelen isimlerinden Prens Franz Johann Liechtenstein, Kont Karl Romer, Polonya Büyükelçisi ve diğer dört isimden oluşmaktaydı. Nikâh töreni özel bir surette icra edilmiş, katılım için kimse davet edilmemişti.
Nikâhtan hemen sonra Douglas şehzadeye 300.000 frank takdim etmiş ve terzisine olan borçlarını dahi ödemişti. Ancak şehzade, şehzadelik sıfatını sürdürebilmesi için mutlak surette gerekli olduğundan bahisle, Viyana’da eski soyluların ikamet ettiği köşklerden birisini kendi için almasını Douglas’tan rica etmişti. Douglas da istenilen evsafta bir köşkü şehzade adına satın alıvermişti.
Ancak ikilinin evlilikleri fazla değil, sadece altı ay sürmüştü. Burhaneddin Efendi daha evliliğin ilk günlerinden itibaren Lady Sholta Douglas’ı ihmal etmeye yönelmiş, zamanın çoğunu arkadaşları ile geçirmeye başlamıştı.
Viyana’daki üç aylık bir yaşamdan sonra Lady Douglas mali işleri gereği Londra’ya gitmek zorunda kalmıştı. Bir süre sonra Burhaneddin Efendi kendisine bir mektup göndermiş ve kendisi ile yaşamaktan usandığını ve geri dönmemesini yazmıştı. Şehzade öyle yazmış olsa da Lady Sholta Douglas Viyana’ya geri dönmüş fakat köşke kabul edilmemişti.
Lady Douglas şehzadeye evli olduklarını ve nikâhları bulunduğunu hatırlatması üzerine Burhaneddin Efendi nikâhın resmiyet arz etmediğini, nikâhın resmi bir memur tarafından kıyılmadığını ve dolayısıyla da evlilik işlemlerinin resmi kayıtlarda yer almadığını belirtmişti.
Hakikaten de kıyılan nikâh İslami idi ve Viyana’da öyle bir nikâhın hukuken hiçbir hükmü yoktu.
Ayrılığın kaçınılmaz olması üzerine Bayan Douglas’ın şehzadeye vermiş olduğu 300.000 İsviçre frangı ve sair mali talepleri üzerine konu Sulh Ceza Mahkemesi’ne intikal etmişti.
Şehzade almış olduğu parayı inkâr etmemekte, fakat başlık parası olduğunu belirtmekteydi.
Hâkim şahitlere müracaat etmiş, onlar da kıyılan nikâhın doğru olduğunu ve aldatmaya yönelik olmadığını beyan etmişlerdi.
Hâkim, yapılan akdin Avusturya yasalarına göre geçersiz olduğunu belirtmiş ve nihayet çiftin evlilikleri 1925 yılında bütünüyle sona etmişti.
Lady Sholta Douglas sonraki zamanlarda One Arabian Night adlı müzikal skeçte kısa bir süreliğine Holywood-Palladium’da yer almıştı.