Mücahit Avcı ezandan da rahatsızmış
Sahabeye dil uzatan CHP'nin genel merkez danışmanlarından Mücahit Avcı'nın 15 Temmuz'da attığı tweetler ortaya çıktı. Darbe gecesi okunan selalar üzerinden ezanlardan duyduğu rahatsızlığı itiraf eden Avcı'nın 15 Temmuz'da sokağa çıkanları 'cihatçı' yaptığı, halkın sokağa çağrılmasını iç savaş niyeti olarak gördüğü, tank, uçak ve helikopterlerle milletin üzerine kurşun yağdıranların 'FETÖ'cü olamayacağını savunduğu, 15 Temmuz'da orduya darbe yapıldığını iddia ettiği görüldü.
Mücahit Avcı... CHP'nin genel merkezinde danışman olarak görev yapıyor. Kendisine neyin danışıldığını net olarak bilmesek de attığı tweetlerle neye hizmet ettiği tam anlamıyla ortaya çıkıyor.
Geçtiğimiz günlerde AK Parti Gençlik Kolları'nın hazırladığı bir videoda adı geçen sahabeye dil uzatıp, hakaret etme cüreti gösteren Avcı'nın 15 Temmuz ve sonrasında attığı tweetler zihniyetini tüm çıplaklığı ile ortaya koymaya yetecek cinsten.
Mücahit Avcı'nın İslam'a ne kadar uzak olduğu attığı alttaki twette ortaya çıkıyor. 15 Temmuz gecesi camilerden okunan selalara ezan deyip duyduğu rahatsızlığı itiraf eden Avcı, aynı zamanda kendi adına da ne kadar yabancı olduğunu ortaya koyan bir yorumda bulunuyor.
Camilerden ezan okunmasını cihat çağrısı olarak nitelendiren Avcı sonrasında da "Türk halkı demokrasi savunucusudur 'cihatçı' değil" diyerek sokağa dökülen halkı 'cihatçı' olmakla suçluyor. Adının 'cihat eden kişi' anlamına geldiğini unutup milletin demokrasiyi darbecilere karşı savunmak için sokağa döküldüğünü gözlerden kaçırmaya çalışan Avcı sonrasında da "Cihat çağrısı en az darbe kadar yanlış" diyerek cehaletini gözler önüne sermeye devam ediyor.
Avcı'nın o gece sela okunan camilere saldıranlardan zihniyet olarak farklı olmadığını ortaya koyan bu tweet, aynı zamanda sadece hükümetini, demokrasisini savunmak için sokağa dökülen halkı emperyalistlerin oyuncağı olan terör örgütleri ile bir tuttuğunu ortaya koymaya yetiyor.
Avcı'nın darbecilere karşı tek bir tweet atmayıp, sürekli kalkışmaya direnenlere yönelik eleştiri ya da uyarılarda bulunması da dikkat çekici. "Şu süreçte defalarca telefonuma sokağa çağrı SMS'i geldi fakat bir tane sağduyu mesajı gelmedi. Ne yapmak istiyorsunuz iç savaş çıkarmak mı?" diyen Avcının 15 Temmuz'da darbecileri arkalayan tweetleri bunlarla da sınırlı değil. İşte onlardan biri daha.
"Bu kadar jeti, helikopter, tankı emrine alabilecek bu kadar Fethullahçı olduğunu hiç sanmıyorum. Bu işte başka bir iş var" diyen Avcı bu kez de darbe girişimi ile FETÖ'nün bağını koparmaya çalışıyor. Gerçeği 'başka bir iş var' diyerek gözlerden kaçırmak istiyor.
Sonrada ağzından baklayı çıkartıyor:
"Darbe mağduriyeti adı altında, orduya, emniyete ve yargıya büyük bir darbe indirildi. 10 binden fazla isim 2 günde nasıl tespit edilebilir"
Avcı'nın bu mesajlarla darbe sırası ve sonrasında algı oluşturmak için elinden geleni ardına koymadığı görülüyor. 11 Kasım 2016'da attığı aşağıdaki tweet de gösteriyor ki Avcı'nın problemi darbeyle ya da darbecilerle değil. Hükümetini, devletini, demokrasisini savunanlarla.
"15 Temmuz'da evdeydim, iyi ki evdeymişim yoksa köprüde askere kemer, kılıç sallayan zibidilere saldırır muhtemelen FETÖ'den yargılanırdım" diyen Avcı millete-zibidi derken, o millete kurşun sıkıp 251 kişiyi şehit eden FETÖ'nün darbecilerine ise 'asker' demekte hiçbir mahzur görmüyor.
Ancak aslında onun ne askere ne de polislere bir gönül yakınlığı olmadığını bir sonraki tweet tüm çıplaklığı ile ortaya koyuyor.
Avcı, DHKP-C'li Şafak Yayla ve Bahtiyar Doğruyol tarafından odasında katledilen Şehit Savcı Mehmet Selim Kiraz'ın ardından da terör eylemini bırakıp, operasyonu gerçekleştiren polisi zan altında bırakmakta hiçbir tereddüt göstermiyor.
Buna bir örnek de Vodafone Arena'nın hemen önünde PKK'lı teröristlerce gerçekleştirilen ve 39'u polis, 7'si sivil olmak üzere 46 kişinin şehit olduğu bombalı saldırıyı da MİT'e mal etmeye çalışmasıydı.