Muharrem Sarıkaya’nın "hesaplı" öfkesi çileden çıkardı!
Medyaya bomba gibi düşen Muharrem Sarıkaya skandalına bir yorum da Ahmet Hakan'dan... Hürriyet yazarı, Sarıkaya'nın davranışını psikolojik olarak ele aldı ve ona bir Ahmet Kaya şarkısıyla seslendi...
Türk medyası önceki gün şok görüntülerle sarsıldı. Habertürk TV’nin Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin'in konuk olduğu canlı yayınında, gazeteci Muharrem Sarıkaya'nın İHA Gaziantep kameramanı Ahmet Demir'e tokat attığı görüntüler sosyal medyaya yansıdı.
Bu görüntülere kamuoyundan büyük tepki gelmesi üzerine Ciner Medya Grubu Ankara Temsilcisi Muharrem Sarıkaya görevinden istifa etti.
Yaşanan skandalı bugün köşesine taşıyan Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan, Muharrem Sarıkaya'nın "öfkesinden" çok "hesaplı öfkesine" kızdı.
Sarıkaya'nın "Kendinden üstte olana kibar, altta olana sert" olduğunu belirten Hakan, ünlü gazeteciye Ahmet Kaya'nın şarkısıyla seslendi.
İşte Ahmet Hakan'ın o yazısı;
"Birazcık efendi ol bırak elinden şu sazı
“Ekrandaki Muharrem Sarıkaya’yı betimle” deseler...
Hiç düşünmeden şöyle derim:
*
“Asimetrik bir nezakete sahip. Adam kibarlıktan yıkılıyor abi!”
*
Mesela...
Ses tonu, asla ani inişlere ve ani çıkışlara kaymaz.
*
Mesela...
Üslubu, karşısındakine çekidüzen verdirecek denli aşırı naziktir.
*
Mesela...
Yaklaşımlarında en küçük bir falso bile bulamazsınız.
*
Ekranda hiç delirmez, hiç asabileşmez.
Bir saniyecik olsun çirkinleşmez.
Ne çirkinleşmesi yahu!
“Siz”den “sen”e geçmeyi bile aklının ucundan geçirmez.
*
Televizyon ekranından tanıdığım Muharrem Sarıkaya buydu, bundan ibaretti.
*
Peki ya ekran arkası?
Onu da artık biliyorum.
Bütün Türkiye gibi ben de gördüm.
*
Kameraların kendisini çekmediği bir anda program için çalışan bir emekçiye öyle bir hırsla vurdu ki Muharrem Sarıkaya...
Şaşkınlıktan elimdeki telefonu düşürüyordum az daha.
*
Asimetrik nezaketten muazzam bir barbarlığa ışık hızında bir geçiş. Dillere destan kibarlıktan müthiş bir magandalığa anında kayış.
*
Meğer kameraların kendisini çektiği anda “Karıncaezmez Şevki” rolü yapan bu adam, kameraların kendisini çekmediği anlarda kamera arkasında çalışan bir emekçiyi kalpsizce, insafsızca, vahşice ezmeye meyyal tipin tekiymiş.
*
Meğer bütün o nezaketten kırılmalar, mesafeli kibarlıklar, ölçülü hitaplar falan... Hepsi ama hepsi tiyatroymuş.
*
Görüntüyü izleyince çok ama çok öfkelendim.
*
Fakat öfkemin nedeni...
Kişilik bozukluğuna varan bu riyakârlık değildi. Sınırlarda dolaşan bu samimiyetsiz haller de değildi.
Öfkemin nedeni başkaydı ve ne olduğunu tam olarak bilemiyordum.
*
Biraz üstünde durunca, biraz düşününce buldum nedenini!
*
Kendinden azıcık üstte olana “Aman efendim, yaman efendim” türü bir üslup, kendinden azıcık altta olana ise elinin tersiyle çakış.
İşte tam olarak buydu öfkemin temel nedeni!
*
Yani adamın gözü dönüyor ama o kadar da dönmüyor!
Kime karşı nazik olacağının, kime karşı maganda olacağının sımsıkı bilincinde!
Gözü dönerken bile hesap kitap yapıyor ve asla hesap hatası yapmıyor!
*
Gözü alt üst dinlemeden dönse... Önüne gelene bin tekme atacak denli delirse... Amir / memur hiç bakmadan çileden çıksa...
Kendisine...
“Kişiliğini bastırıyorsun. Bu bir hastalık. Git de bir tedavi ol” derdim.
*
Fakat bin türlü hesap kitap içeren bu aşırı kontrollü göz dönme vakası karşısında...
Kendisine sadece bir Ahmet Kaya şarkısıyla seslenmekten başka yapacak bir şey bulamıyorum:
*
“Birazcık efendi ol, bırak elinden şu sazı”
YAZININ TAMAMI İÇİN TIKLAYIN..