Müjdat Gezen ve benzerlerinin asıl niyeti ne? Kurtuluş Tayiz yazdı

Müjdat Gezen Sanat Merkezi geçtiğimiz günlerde bir kişi tarafından benzin dökülerek yakılmıştı.

Müjdat Gezen, bir süre önce de Sultan 2. Abdülhamid'in torunu Nilhan Osmanoğlu'na yönelik belden aşağı sözleriyle gündeme gelmişti.

Akşam yazarı Kurtuluş Tayiz, konuyu köşesine taşıdı ve "Atatürk’ü diline dolayan" siyasetçi, sanatçı ve medya çevrelerinin asıl amaçlarını deşifre etti.

İşte o köşe yazısı;

- Küfürbazların rehin tuttuğu Atatürk

Bu ülkede Atatürk’ü İslam’a saldırarak, dindarlara hakaretler yağdırarak savunan ya da savunduğunu sanan bir sürü sanatçı, siyasetçi ve medya insanı var. Bu isimler arasında yer alan Müjdat Gezen, son günlerde gündemden neredeyse hiç düşmüyor. En son Yılmaz Özdil ile birlikte, canlı yayında bir hanımefendiye sövgüler diziyordu.

Dışarıdan bakıldığında Müjdat Gezen ve benzer küfürbaz isimlerin aklını yitiren, kendini kontrol edemeyen ve öfke patlaması yaşayan dar kafalı “Atatürkçüler” olduğu düşünülebilir. Biraz tarihin gerisinde kalmış olsalar da Atatürk’e duydukları hayranlığı etrafa küfür ve hakaretler yağdırarak dile getirdikleri de sanılabilir.

Ancak dikkatle bakıldığında Atatürk’ü diline dolayan bu siyasetçi, sanatçı ve medya takımının aslında başka bir iş yaptığı fark edilecektir. Bunlar, sistematik “Atatürkçülük” demagojisiyle toplumun bir kesimini kendi etraflarında konsolide etmeye, diğer kesimini ise düşmanlaştırmaya çalışmaktalar.

Atatürk, bunların elinde adeta rehin durumunda. Beş para etmez düşüncelerini, görüşlerini, yargılarını, yaşam değerlerini “Atatürkçülük” kisvesiyle dokunulmaz kılma uğraşındalar. Siyasi hesaplarını Atatürk’ü kullanarak görmeye çalışıyorlar. Aynı zamanda çok sefil ve sinsiler, kurnaz, riyakâr ve ahlaksızlar; ama tüm bu aşağılık yanlarını “Atatürkçülük” kılıfına büründürerek “sevimli” kılmaya çalışıyorlar.

Bunlar canlı televizyon programlarda en adi küfür ve hakaretleri rahatlıkla savurabilmekteler. Bir küfür bir Atatürk, bir küfür bir Atatürk formatında program yapıyorlar. Küfrün burada gördüğü işlev daha çok dikkatleri kendi üzerlerine toplamaya yarıyor. Böylece Atatürkçülüğü kimseye kaptırmamış oluyorlar.

FETÖ’cülerin Atatürkçülüğü neyse, aslında Müjdat Gezen ve Yılmaz Özdil zihniyetinin Atatürkçülüğü de odur. Medyada bunlardan bir sürü var, özel yetiştirilmiş. Doğan grubuna bakın, FOX’a bakın, bunlardan bir sürü var. Medya bu tip “Atatürkçü”lerden geçilmiyor; arkasına baktığınızda hepsinin bu devletin ve milletin düşmanı olan FETÖ’cülerle içli dışlı olduğunu göreceksiniz. Görevleri Atatürkçülüğü kimseye kaptırmamak. TSK içinde de böyle değil miydi; sözde TSK Atatürkçülere emanetti; ama 15 Temmuz sonrası hepsi FETÖ’den haberimiz yoktu numarası yaparak suçu hükümetin üzerine yıkmaya başladı. Madem bu kadar Atatürkçüydünüz, orduyu nasıl FETÖ’ye peşkeş çektiniz? Nasıl oldu bu? 15 Temmuz’da FETÖ’yle beraber darbeye kalkışanların, Atatürkçülüğün arkasına saklanan adi NATO ajanları olduğu ortaya çıkıverdi.

Bu ülkede kendini “muhalefet” olarak tanımlayan siyasilerin, akademisyen ve yazarların ilk görevi, muhalefeti bu “Atatürkçüler”in tasallutundan arındırmak olmalı. Çünkü mevcut muhalefetin aklı ve zihniyeti devlet ve millet düşmanlığı üzerine kurulmuştur. Bundan kurtulmadan doğru bir muhalefet yapmak imkânsızdır.

Akademik kadro ilanları 23 Kasım 2024 Cumartesi! 23 Kasım 2024 Resmi Gazete yayımlandı! İşte günün kararları... İşte 500 TL'lik banknot
Sonraki Haber