Nedim Şener “Adli sicil kaydı” temiz görünen PKK'lıları yazdı

İstanbul Büyükşehir Belediyesinde PKK bağlantılı kişilerin işe alındığı iddiasına ilişkin Ekrem İmamoğlu'na seslenen ve "Ateşle oynadığının farkında mı acaba?" diyen Nedim Şener İBB yönetiminin peşini bırakmıyor... Şener, İBB'deki PKK'lılar iddiasıyla ilgili "adli sicil kaydına rastlanmadı” açıklaması yapan İBB'ye, CHP'nin PKK sicilini hatırlattı...

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun ‘terör örgütleriyle bağlantılı 557 kişinin İstanbul Büyükşehir Belediyesinde işe alındığı’ iddiası tartışılmaya devam ediyor.

Soylu'nun iddiasına yanıt veren İBB Sözcüsü Murat Ongun “Çalışanların hiçbirinin işe girişte adli sicil kaydına rastlanmadı” diyerek suçlamaları kabul etmedi ancak bu savunmaya Hürriyet yazarı Nedim Şener'den itiraz geldi.

Şener, 2012 yılında, CHP Milletvekili Veli Ağbaba ve CHP Muğla eski Milletvekili Nurettin Demir ile TBMM'de basın toplantısı düzenleyen, daha sonra ise saldırı hazırlığındayken öldürülen PKK'lı Özge Aydın olayını hatırlattı.

Şener, "Bu örneği vermemin nedeni İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde işe alınanların, PKK/KCK, DHKP-C, MLKP, MKP gibi terör örgütleri ile ilgili kayıtları bulunan, kimi gözaltına alınmış, kimi tutuklanmış, ama mahkeme kararı olmadığı için “adli sicil kaydı” temiz görünen kişilerin yaratacağı riske dikkat çekmektir" ifadelerini kullandı.

-İşte o köşe yazısı

‘Tek suçu düşünmek’ dediğiniz tıp öğrencisi terörist çıkarsa

PKK/KCK, DHKP-C, MLKP, MKP gibi terör örgütleri faaliyetlerine katıldığı gerekçesiyle haklarında soruşturma, gözaltı, tutuklama gibi işlem yapılan ya da örgütlerle bağlantılarına dair kayıtlar bulunan 557 kişinin İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde işe alınmasıyla ilgili tartışma sürüyor.

CHP’li belediye yönetimi ve onlara yakın gazete ve televizyoncular, “Adli sicil kayıtlarının temiz” olduğunu belirtip, örgüt faaliyetlerinden dolayı süren soruşturma, gözaltı ve tutuklama gibi işlemleri ya da terörle mücadele birimlerinde haklarında düzenlenen bilgileri yok sayıyorlar.

Ben de birkaç yıl önce yine içinde CHP’lilerin olduğu başka bir olay üzerinden, nasıl “ateşle oynadıklarını” örnekle göstereceğim.

O gün nasıl hata yaptılarsa bugün de, sırf HDP’lilerin oylarını almak için, büyük bir tehlikeye nasıl gözlerini kapattıklarını anlatmaya çalışacağım.

TBMM’DE TERÖRİSTLE TOPLANTI

Tarih, 3 Aralık 2012... CHP Milletvekili Veli Ağbaba ve CHP Muğla eski Milletvekili Nurettin Demir, altı aydır tutuklu bulunan tıp fakültesi öğrencilerinin aileleriyle birlikte TBMM’de basın toplantısı düzenledi.

Tutuklu 13 kişi için, “Öğrenciler hakkında ‘örgüt üyesi olmak’ ve ‘örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmakla birliğe bilerek ve isteyerek yardım etmek suretiyle üye olmak’ suçlamaları var. Hepsinin ortak özelliği, hayatlarında hemen hemen hiç silah görmemeleri. Bu genç sağlık öğrencilerin tek yaptıkları düşünmek ve meslekleriyle ilgili çalışma yapmak.” dedi.

Ardından, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi Özge Aydın kürsüye geldi ve “Bizler sağlığın piyasalaşmasına karşı çıkan, üniversitelerin satılmasına karşı çıkan, sağlık hakkını savunan, parasız, erişilebilir, anadilde sağlığı savunan, parasız eğitim, parasız sağlığı savunan öğrencileriz. 13 arkadaşımız Sincan’da ve tek nedeni Kürt olmaları” diye konuştu.

Ardından, CHP’li Veli Ağbaba, “Arkadaşlar bu tıp öğrencilerinin kullandıkları en önemli aletlerden biri. Bu Özge’nin stetoskopu...” diyerek hekimlerin muayenede kullandığı aleti Özge Aydın’ın koluna “kelepçe” biçiminde taktı. Özge Aydın da bu aletle bağlanan ellerini havaya kaldırarak poz verdi.

7 YIL SONRA SURİYE’DE ÖLDÜRÜLDÜ

3 Kasım 2019 günü, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Suriye’nin kuzeyinde terör örgütüne yönelik operasyonunda öldürülenler arasında “Ceren Güneş” kod adlı terörist de vardı.

Terörist “Ceren Güneş”, CHP’liler tarafından, “masum öğrenci” diye tanıtılan Özge Aydın’dı.

Yasadışı DKP üyesi Aydın, PKK/YPG saflarına katılmış, TSK’nın operasyonuyla öldürülmüştü.

Özge Aydın, 2014-2015 eğitim-öğretim yılı döneminde Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun olmuş, ataması Ağrı’ya yapıldığı halde görev yerine gitmemişti.

Bir hekim olarak Doğu’da görev yapmak yerine o terör örgütündeki faaliyetlerine devam etmiş, bu kapsamda ayrıca 3 Temmuz 2015’te TBMM’de eski CHP Milletvekili Necati Yılmaz’ı, 7 Temmuz 2015’te HDP Milletvekili Feleknas Uca’yı ziyaret etmişti.

AĞBABA’DAN SAVUNMA

Özge Aydın’ın öldürülmesinden sonra Veli Ağbaba, yaptığı basın toplantısı gündeme gelince, “Tanımıyordum, ben tıp öğrencisi olarak görüştüm” deyip kenara çekildi.

Oysa Veli Ağbaba tanıdığında, Özge Aydın aktif bir örgüt üyesiydi, hatta çok öncesinde terör örgütüne katılmıştı. Hakkında işlem de yapılmıştı.

Şimdi, “Devlet tutuklasaydı” diyecek, biliyorum, devlet başından beri gelişmeleri takip etmiş, sempatizan olduğu için raporlarını tutmuş, hakkında soruşturma da açmış, ama CHP’li Ağbaba, bu bilgiler yerine, “masum tıp öğrencisi” diye reklamına soyunmayı seçmişti. Tutuklananları “suçları düşünmek ve meslekleriyle ilgili çalışma yapmak” diyerek savunan da bizzat kendisiydi. Sonra da, Suriye’de bir militan olarak öldürülünce de, “Benim tanıdığımda öğrenciydi” deyip kenara çekildi.

SEMPATİZAN-MİLİTAN-DİRİJAN

1991 doğumlu Özge Aydın’ın terör örgütleri ile ilk teması lise döneminde DKP/BÖG terör örgütünün DEV-LİS isimli yapılanması ile oldu. 2009 yılında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni kazanarak Ankara’ya geldi. Özge Aydın, terör örgütlerince organize edilen yürüyüş, basın açıklaması, gösteri ve pankart açma gibi eylemlerde yer aldı.

2012 yılında ‘Terör Örgütü Propagandası Yapmak ve Terör Örgütü Üyesi Olmak’ suçundan gözaltına alındı, ardından serbest bırakıldı. İşte CHP’li Veli Ağbaba ile Meclis’te basın toplantısına katılması da bundan sonra gerçekleşti.

2015 yılında tıp fakültesinden mezun bir hekim olarak Ağrı’ya atandı. Ancak örgütsel faaliyetlerine Ankara’da devam etmesi nedeniyle görev yerine gitmedi.

Hekim olarak hayat verip mesleğinde yükselmek yerine, her terörist gibi, “sempatizan-militan-dirijan” üçlemesini takip edip, elde silah, can almaya karar verdi. Artık örgütte “sempatizan” aşamasını geçen Özge Aydın, silahlı alana geçerek, “militan” olacaktı. Suriye’ye gitti, terör örgütü PKK/YPG saflarında, “sorumlu örgüt üyelerinden” birisi oldu, örgüt mensuplarına ilk yardım dersleri verdi ve yaralı teröristlerin ilk tedavilerini yaptı. Hayali “dirijan” yani örgüt yöneticisi olmaktı, 3 Kasım 2019 yılında Suriye’de girdiği çatışmada öldürüldü.

ATEŞLE OYNAMAK

Bu örneği vermemin nedeni İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde işe alınanların, PKK/KCK, DHKP-C, MLKP, MKP gibi terör örgütleri ile ilgili kayıtları bulunan, kimi gözaltına alınmış, kimi tutuklanmış, ama mahkeme kararı olmadığı için “adli sicil kaydı” temiz görünen kişilerin yaratacağı riske dikkat çekmektir.

“Tek suçu düşünmek ve mesleğiyle ilgili çalışmak” zannettiğiniz hem de tıp öğrencisi bir kişinin, terör örgütleriyle sempatizan düzeyinde bile bir ilişkisi varsa, bu konuda devletin elinde bilgiyi dikkate almak gerek. Nitekim Özge Aydın’ın, öldürüldüğü 2019’a kadar hakkında 6 açık dosya mevcuttu. Ayrıca 7 ayrı arama kararı olan, terör örgütleriyle ilişkili birisiydi. Bu olaydan Özge Aydın’ın ve ailesinin payına, bir hekim olarak ülkesinin insanlarına hizmet etmek varken, sempatizanlıktan militanlığa uzanan yolda, siyasetçilerin malzemesi ve terör örgütlerinin kurbanı olmak düştü.

Peki bizim çıkarmamız gereken ders ne derseniz; terör örgütü PKK’nın siyasi kolu HDP’lilerin referanslarıyla, sempatizan düzeyinde bile olsa terörle ilişkisi olanları belediyede işe almak, yaratacağı güvenlik riskleri açısından da ateşle oynamaktır.

YAZININ TAMAMI İÇİN TIKLAYIN...

Altın yeni haftaya düşüşle başladı! Fenerbahçe'de İrfan Can Kahveci tamam, şimdi sıra o isimlere geldi Bazı metro hatları ve istasyonlar kapatılacak!
Sonraki Haber