NEDİM ŞENER: DOSYAYA GİRDİKÇE HAYATIMDA ENTERESAN ŞEYLER OLUYOR!

SuperHaber programcısı - Güvenlik Uzmanı Mete Yarar ve SuperHaber programcısı - Hürriyet yazarı Nedim Şener ile “Memleket Aşkına”nın yeni bölümü SuperHaber YouTube kanalında yayında…

İki usta isim SuperHaber programcısı - Güvenlik Uzmanı Mete Yarar ile SuperHaber programcısı - Hürriyet Gazetesi yazarı Nedim Şener, “Memleket Aşkına” programının yeni bölümünde, Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümündeki sır perdeyi konuştu.

ŞENER: BEN BU DOSYAYI ARAŞTIRDIKÇA HUKUKİ OPERASYON BİLE DÜZENLEYEBİLİRLER!

Nedim Şener, “Yazıcıoğlu dosyasına girdikçe enteresan şeyler oluyor benim hayatımda. Tıpkı Hrant Dink cinayetinin başlangıcında olduğu gibi ilginç insanlar arıyorlar. Üstü kapalı bir takım şeyler ima ediyorlar. Tehdit değil ama yönlendirme çabaları oluyor. Ben bu konuda eleştiri yaptıkça, eksiklere dikkat çektikçe. Hrant Dink ve Muhsin Yazıcıoğlu dosyası aslında bize tüm gerçekleri ortaya koyuyor. Her iki maktul de karanlık bir suikast sonucu öldürüldü, belli bir amaca mağrur öldürüldü. İkisinin ortak bir özelliği var, oradan başlamak lazım. Yazıcıoğlu ve Dink daha öldürülmeden önce FETÖ’cülerin kontrolünde olan İstihbarat Daire Başkanlığı içinde oluşturulmuş yasa dışı C5 isimli bir büro tarafından takibe alınmış. İstihbarat Daire Başkanlığı’nda C büro, sağ terör ve azınlıklar masasıdır. Muhsin Yazcıoğlu, neden İstihbarat Daire Başkanlığı tarafından takip ediliyordu? Hangi terör faaliyetine katılmış olabilir? Şunu gösteriyor ki Rahip Santoro suikastinden sonra bu iki isim de İstihbarat Daire Başkanlığı tarafından hatta Malatya Zirve Yayınevi’nde katledilenler dahil olmak üzere FETÖ’cüler tarafından takibe alınmış. Bu saydığım üç olayın hepsi suikastle sonuçlandı. Yazıcıoğlu neden FETÖ’cülerin takibine alındı? Hangi terör örgütü faaliyeti nedeniyle İstihbarat Daire Başkanlığı tarafından takibe alınmış olabilir? Ben bunu İstihbarat Daire Başkanlığı’ndaki rapor sayılarıyla gazetede yayınlandım. Ölümünden sonra olanları da orada koymuşlar, o normal. Diyebilirsiniz ki cinayeti aydınlatmak için istihbarat raporlarının toplandığı yer. Peki öldürülmeden önce bu kişi neden takibe alındı? Bütün suikastler, Ergenekon kumpasının başlatılması için yol verilen, göz yumulan ve içinde olunan suikastlerdi aslında. Hrant Dink göz göre göre kim tarafından öldürüleceğini bile bile İstihbarat Daire Başkanlığı’nın gözetiminde suikaste uğradı. Muhsin Yazıcıoğlu da aynı şekilde. Aslında ilginç bir siyasi bir figürdü. Çok yerli, vatansever bir kişiydi. 1980 öncesinde yaşanan olaylarda siyaseten yer almış, hapis yatmış. Ancak bunun bir emperyalist kurgu olduğunu sağ ve sol olarak insanların bölünerek Türkiye’de ayrımcılık yapıldığını ve darbeye giden sürecin zemininin hazırlandığını söylemiş. Siyaseten de herkese ulusal düzeyde yakın durmuş. Gün gelmiş Dink cinayetinden sonra bir gerçeği tespit etmiş. O da ‘bizim tarla sürüldü’ cümlesiyle özetlenebiliyor. Büyük Birlik Partisi çevresinde bir takım insanlar İstihbarat Daire Başkanlığı’na ajan olarak kaydedilmiş ve bu kişiler Dink suikastinde aşağı yukarı rol aldıkları mahkeme kararıyla ispatlandı. Muhsin Yazıcıoğlu aslında bu cinayetin arkasındaki şifreyi çözmüş bir isim. Fatih Altaylı ile yaptığı programda da söylüyor, ‘devletin içinde bir yapı varsa bununla en etkili şekilde mücadele edilmeli’ diye. Aslında burada Yazıcıoğlu neyle karşı karşıya olduğunu biliyor. Hatta aynı FETÖ’cü elemanlar 2007 seçimleri öncesi kendisine gelip muhalif partilerin bazılarıyla ittifak yapması gerektiğini ve böylece AK Parti’nin oylarının aşağı indirileceğine dair bir projeksiyon sunduklarını söylüyor. Bunun yürümeyecek bir proje olduğunu söyleyen kişi, bunu bana Yazıcıoğlu’nun yardımcısı olan birisi, şu anda milletvekili o anlattı. Muhsin Yazıcıoğlu kullanılmak istenen bir siyasi figürdü ama o gerçeği gördüğü için buna direndi. Sonunda FETÖ’cüler tarafından bir anlamda alan temizliği yapıldı. İlginçtir ki yine, Ergenekon kumpasının içine katılmak istendi. Öyle ki bu suikastten sonra Malatya Cumhuriyet Savcılığı’nda bir soruşturma yürütüldü. Tamamıyla ‘Ergenekon tarafından öldürülmüştür’ algısı yaratmak için sayısız ihbar mektupları, yalancı gizli şahitler tarafından kullanılarak bir örgü oluşturulmaya çalışıldı. Ancak 17-25 Aralık operasyonlarıyla hükümet-cemaat çatışması ya da paralel yapı denen olgu ortaya çıkınca özel yetkili mahkemeler kaldırıldı. İlginçtir ki 2014’te dosya Kahramanmaraş Cumhuriyet Savcılığı’na geldi. Tam o aşamada FETÖ’cülerin bu dosyadaki müdahilliği açığa çıktı. Oradaki savcılar çok kemik FETÖ’cülerdi. Bu dosyada sanık olan helikopterden elektronik cihazıları söken iki asker vardı, bunlar 15 Temmuz darbe girişiminde Cumhurbaşkanı Erdoğan’a suikast için Marmaris’e giden ekibin içindeydi. Bunların cihazları söktüğü ortaya çıktı, bunların avukatlığını üstelenen de FETÖ’nün kritik elemanıymış. Bunun ortaya çıkması büyük bir infiale yol açtı. Dosyanın içinde birçok eksik var. Ben bunları hep yazmaya çalışıyorum. Kasıt aramıyorum ama yargı içinde işini eksik yapan insanlar var. Hrant Dink cinayetinin başına dönmüş gibi hissediyorum kendimi dedim ya, şunu anladım ki ben bunu araştırdıkça belli ki iftiralara uğrayacağım ve hatta hukuki operasyon bile çekebilirler.” ifadelerini kullandı.

YARAR: AYDINLATILAMAYAN HER DOSYA TÜRKİYE’NİN BAŞINA DAHA BÜYÜK BİR BELA OLARAK DÖNÜYOR!

Mete Yarar, “Muhsin Yazıcıoğlu suikasti diyoruz ama mahkeme ne karar verecek bilmiyoruz. Biz mahkeme öncesi değerlendirmelerimizi yapıyoruz. Bu olayın aydınlatılması benim için şöyle önemli, Yazıcıoğlu’nun akıbetinin ne olduğunu öğrenmek ve sorumlularının cezalandırılmasının dışında Türkiye’de belki de daha sonra yaşanabilecek bu tür olayların önüne geçmek açısından çok önemli. Çünkü siyasetçilerin bir şekilde hedef olabileceği başka türlü oyunlar da var. FETÖ’cüler Türkiye’de veya diğerleri işte gayri nizami harple ilgili Nedim Şener’in yazdığı yazılar da var. Türkiye’de önemli şahsiyetlere suikastler ve diğerleri… Eğer bunu baştan ciddi araştırmalarla ortaya çıkartmazsak daha sonra yaşanacakların önüne geçmesi açısından vesile olunabilir. Suçları birer birer oraya çıkartmak lazım. Hrant Dink silahla öldürüldüğü için suikast olduğunu biliyoruz. Ancak Yazıcıoğlu, kaza süsü verilmiş bir durum. Ne olduğu hala ortaya çıkmadı. Her aydınlatılamayan dosya Türkiye’nin başına daha büyük bela oluyor. Belki o zamanda dosya aydınlatılsaydı 15 Temmuz darbe girişimine giden süreç bile Cumhurbaşkanı Erdoğan’a suikast için gidenlerin bir kısmı deşifre olmuş olabilirdi. Bu olaylar 15 Temmuz’a gelmeden hallolmuş olacaktı.“ dedi.

Mete Yarar ve Nedim Şener ile “Memleket Aşkına”nın tamamını SuperHaber YouTube kanalında izleyebilirsiniz...

YOUTUBE KANALIMIZA ABONE OLMAYI UNUTMAYIN

F-35 programından çıkarılmamız şans mı? Sırrı Süreyya Önder'in sözünü duyan Soylu kahkaha attı Birbirlerine girdiler! Fulya Öztürk zor ayırdı... CHP'li vekiller İçişleri Bakanı Yerlikaya'ya saldırdı! Adaylığı kabul edilmedi! Uzungöl'deki görüntü kirliliği son bulacak!