Arınç'ın FETÖ'cü arkadaşına yazdığı o mektuba itiraz var!

Nedim Şener: Arınç ise yazılı açıklamasında “Sana ve arkadaşlarına faydalı olamadığım gibi kendime de faydalı olamadım” diyor. Faydalı olmak için, çevresinde de hâlâ sempati besleyen varsa onlara “Ahmaklık yapmayın” desin!

FETÖ soruşturması kapsamında cezaevinde bulunan 84 yaşındaki Nusret Muğla, koronavirüsten hayatını kaybetti. Bu ölümün ardından eski TBMM Başkanı Bülent Arınç, "Nusret Ağabeyin ardından" başlıklı bir mektup yayınladı.

Arınç, mektubunda, "Nusret Ağabey hakkını helal et. Senin ve senin durumunda olanlar için kamuoyunun şahit olabildiği ve olamadığı tüm mecralarda, sesimin ve gücümün yettiğince bildiğim doğruları söyledim. Ama gözler kararmıştı." dedi.

Bülent Arınç'ın, cezaevinde bulunan FETÖ'cü arkadaşı için yazdığı bu mektup beklendiği gibi tartışma yarattı.

Arınç'a bugün köşesinden tepki gösteren Hürriyet yazarı Nedim Şener, FETÖ'cülerin işledikleri suçlardan pişmanlık duymadıklarını, hatta fırsat elde etmeleri halinde benzer teşebbüslerde bulunabileceklerinin altını çizdi.

FETÖ'cülere Arınç gibi merhamet göstermeyen Şener, "FETÖ yönetimi tarafından yurtdışına kaçırılan örgüt üyeleri hâlâ yalana dayalı operasyon çekmeye, açıkça yalan söylemeye, iftira atmaya devam ediyor. Ölen kişiyle ilgili yazdıkları yalanları görünce insanların içindeki en küçük merhamet kırıntısı bile yıkılıp yok oluyor." ifadelerini kullandı.

Şener, "FETÖ nefreti neden bu kadar büyük ve canlı" başlığını taşıyan yazısında Arınç'a bazı tavsiyelerde de bulundu.

Hürriyet yazarı şunları kaydetti;

"Fetullahçı Terör Örgütü elebaşı Gülen, 2009 yılı mart ayında, kendisine bağlı polis, hâkim, savcı ve gazetecilerin işbirliği ile yürütülen Ergenekon soruşturmalarında tutuklanan ancak sağlık sorunları nedeniyle hastaneye giden yaşlı, emekli subaylar hakkında şunları söylemişti:

“Bu işlerin sulandırıldığı gibi bir kaygı var. Bana da öyle geliyor. Baksanıza sürekli Silivri Cezaevi’yle GATA arasında yatay geçiş, yani yatış geçişi var. Bizim Erzurumlular bunu şöyle yorumluyor: ‘Bu işin içinde bir GATA’kulli var.’”

Aynı dönemde Bülent Arınç da FETÖ operasyonlarına tam destek veriyor, “Türkiye bağırsaklarını temizliyor” diyordu.

Öyle bir iklim oluşmuştu ki hiçbir suçu günahı olmayan Yarbay Ali Tatar atılan iftiralardan dolayı onur intiharını seçiyor, Ergenekon kasası denilen Kuddusi Okkır bir deri bir kemik kalırken niceleri gibi hayatını kaybediyordu.

ŞEHİT VE GAZİLERİMİZ

FETÖ’nün kötülükleri kumpas operasyonlarıyla sınırlı kalmadı. 15 Temmuz gecesi darbe girişimi sırasında sivil vatandaşların üzerine F-16’lardan bomba attılar, tanklardan ateş açtılar. 251 insanımız şehit oldu. Polis Özel Harekât merkezine attıkları bombanın yakıcılığı, şehit polislerimizin DNA’sını bile bırakmadı. Tabutlarına taş ve toprak konularak defin işlemleri yapılabildi. Başı vücudundan ayrılan kadınlar, kalbinden vurulan çocuklar, vücudu tank paletinin altında kalıp bedeni yol ile kaynaşan şehitler... Kolunu, bacağını, gözünü kaybetmiş, vücudunun hatta beyninin bir yerinde tabanca mermisi ile yaşayanlar dahil sayıları 2 bin 500’ü bulan gaziler...

24 İTİRAFTA ADI GEÇİYOR

Bülent Arınç önceki gün sosyal medya hesabından lise yıllarından beri tanıdığı biri ile ilgili duygusal bir mesaj paylaştı. 84 yaşında FETÖ hükümlüsü bu kişi, onanan cezasını çektiği hapishanede koronavirüse yakalanmış ve kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetmiş.

Bu ülkenin insanları FETÖ’cü alçaklar gibi değildir; hastalık ya da ölüm karşısında kötü söz söylemez. Bülent Arınç o kişi için, “Hizmet hareketi olarak bildiği yolda eğitim faaliyetlerine destek olmaya başladı. (...) Topladığı zekât, fitre ve çiftçilerden aldığı ayni yardımlar ile okulların yapım masrafına destek oluyordu” diyor.

Gözaltına alınan, tutuklanan ve etkin pişmanlıktan yararlanan 24 FETÖ mensubu ise aynı kişiyi “Sohbetlere katılan, Manisa ili mütevelli heyeti üyesi, sohbet imamı, örgütün yurtdışı gezilerine katılan, büyük bölge esnaf mütevellisinde yer alan, şahısları Bank Asya’ya para yatırmaları ve örgütle iltisaklı derneklere üye olmaları konusunda teşvik eden kişi” diye tanımlıyor. Ölüm karşısında artık kim ne derse desin önemi kalmadı.

FAYDALI OLMAK İSTİYORSA ‘AHMAKLIK YAPMAYIN’ DESİN

Bülent Arınç ise yazılı açıklamasında “Sana ve arkadaşlarına faydalı olamadığım gibi kendime de faydalı olamadım” diyor. Faydalı olmak için, çevresinde de hâlâ sempati besleyen varsa onlara “Ahmaklık yapmayın” desin. FETÖ’nün sadece düşman gördüklerine değil, rakip dini gruplara ve en son kendi üyelerine zarar verdiğini, FETÖ elebaşı ve yöneticileri yurtdışında kaçak yaşarken bedeli sadece peşinden gidenlerin ödediğini, FETÖ elebaşı Gülen’in ülkesini yabancı devletlere satan darbeci bir vatan hain olduğunu anlatsın, yeter.

AYNI SUÇLARI YENİDEN İŞLERLER

Türk milletinin tamamına yakını, hatta ve hatta örgüt üyelerinin de bir kısmı Fetullahçı Terör Örgütü’nün elemanlarından neden bu kadar nefret ediyor, biliyor musunuz?

Devlete sızdıkları için mi?

Yargıyı ele geçirdikleri için mi?

Emniyet ve TSK’de örgütlendikleri için mi?

Gazetecilik adı altında etki ajanlığı yaptıkları için mi?

Yalan söyleyip iftira attıkları için mi?

Öğretmen diye bilinenlerin mahrem imam çıkmasından mı?

Soru çalıp yüz binlerce insanın hakkını yedikleri için mi?

Yargı eliyle kumpas kurdukları için mi?

Cinayet işledikleri için mi?

Delil karartıp işledikleri suçları başkalarının üzerine attıkları için mi?

Cemaat gibi görünüp istihbarat örgütü oldukları için mi?

Yabancı ülkeler adına ajanlık yaptıkları için mi?

Ülkesine, milletine, devletine ihanet ettikleri için mi?

Darbeye kalkıştıkları için mi?

HÂLÂ YALAN HÂLÂ İFTİRA

Gözünü kırpmadan sivil insanların üzerine ateş açıp yüzlerce insanı katlettikleri için mi?

Evet, bunların tümünü yaptıkları için FETÖ üyesi hâkim, savcı, asker, polis, gazeteci, öğretmen, doktor kim varsa hepsinden nefret ediliyor.

Ama nefretin bu kadar büyük ve canlı olmasının ana sebebi, FETÖ’cülerin bu suçları gözünü kırpmadan yeniden işleyebileceklerine ilişkin inançtır.

Soru çalan, kumpas kuran, cinayet işleyen, darbeye kalkışan FETÖ mensuplarının hiçbirinde en küçük pişmanlık olmadığı gibi, bu suçları sanki başkaları işlemiş gibi yalan ve iftiraya başvurabiliyorlar. Özellikle, FETÖ yönetimi tarafından yurtdışına kaçırılan örgüt üyeleri hâlâ yalana dayalı operasyon çekmeye, açıkça yalan söylemeye, iftira atmaya devam ediyor. Ölen kişiyle ilgili yazdıkları yalanları görünce insanların içindeki en küçük merhamet kırıntısı bile yıkılıp yok oluyor."

YAZININ TAMAMI İÇİN....

Ayhan Bora Kaplan davada savcıyla tartıştı! İşte detaylar... Trabzonspor bir açıldı pir açıldı, evinde gol oldu yağdı! HURSAB Genel Kurulda birlik çağrısı
Sonraki Haber