Nihal Bengisu Karaca, isim vermeden Cemil Barlas'a yüklendi!
Cemil Barlas'ın Reina saldırganı Abdulkadir Masharipov'un yakalanmasının ardından attığı tweet tepki çekmişti.
Habertürk yazarı Nihal Bengisu Karaca, Reina saldırganı Abdülkadir Masharipov'un yakalanmasının ardından sosyal medya hesabında "Katil, çocuğu ile yakalanmış. Katili konuşturmak için o çocuk da ne şekilde kullanılması gerekiyorsa kullanılmalı. Ahlaki sakınca yok" paylaşımını yapan Cemil Barlas'a adını anmadan tepki gösterdi.
Karaca, "İktidara yakınlığını sözüne, sesine kefil gösteren şuursuzlar, Masharipov adlı katilin 4 yaşındaki çocuğuna işkence yapılabileceğini ima eden, bunda 'ahlaki sakınca' olmadığını ifade eden ahlak yoksunu tweet’lerle devlete akıl veririyor" dedi.
Nihal Bengisu Karaca'nın "Tebrikler ve önlemler" başlığıklı yazısının ilgili bölümü şöyle:
Yılbaşı gecesi 39 kişiyi katleden Reina canisi Abdulkadir Masharipov yalakalandı. Binlerce saat görüntüleri izleyen, kılı kırk yararak çalışan ve eşzamanlı operasyonlarla IŞİD’e ait başka hücre evlerinden de gözaltılar yapan polisimizi ne kadar kutlasak az. Sadece Masharipov değil, IŞİD’in Türkiye’deki eylemleriyle iltisaklı olduğu anlaşılan başka teröristlerin de yakalanması, Türkiye’ye yönelik operasyonları engelleme bağlamında çok önemli olacak. Bu iyi haber. Kötü haber ise, Esenyurt’taki evde 197 bin dolar, silahlar ve makyaj malzemeleriyle ele geçirilen 3’ü kadın 5 kişinin hallerinde, kılık kıyafet ve yaşam tarzlarında gözlemleyebildiklerimizle ilgili.
Yakalanan kadınlarda radikal İslamcı örgütlere has hiçbir emare yok. Modaya uygun giyinip makyaj yapıyorlar, eşyaları arasından “Sen çok delisiiin” şeklinde notlar çıkıyor. IŞİD sıradan seküler insanlar gibi görünen ya da gerçekten öyle olan kafası karışık kadınları kullanıyor gibi görünüyor. Kullanma silah zoru ya da tehdit/şantaj gibi baskı metotlarıyla mı yoksa iknaya dayalı gönüllülükle mi gerçekleşiyor belli değil. Ancak kapsam terör eylemi düzenlenecek kentteki araştırma, lojistik, kiralık ev bulma, fuhuş vb. gibi tüm kalemlere kadar genişliyorsa şaşırtıcı olmaz.
Reina saldırısının ve sorumlularının yakalanmasından çıkan sonuçlar öğretici, aynı zamanda uyarıcı nitelikler içeriyor.
“Katil çoktan kaçmıştır, asla bulunamaz, hele sağ ele geçirilmesi mümkün değil” gibi analizlerin bağlayıcı olmadığını, hatta hayal ürünü olduğunu anladık.
Katiller profesyonel olabilir ama Emniyet birimlerimiz de çalışıyor, çalışınca sonuç alıyor.
İkincisi: Reina saldırısından sonra anlaşıldı ki IŞİD her kılık/kisve altında saklanabiliyor, saklanamadıkları tek şey hemen her yerde kullanılmaya başlanan güvenlik kameraları. Saklayamadıkları şey ise etnik kökenleri. Siyah tenler, çekik gözler... Bu bağlamda ortaya çıkan tehlike ise, Türk cumhuriyetlerinden gelen insanlara, Çin zulmünden kaçıp gelen Uygur Türklerine, Afrika’dan gelen ve kendisine Türkiye’de şans arayan siyahi masum insanlara karşı tepkisel davranışlar, toptancı genellemeler olabileceği ihtimali.
Türk insanı ırkçı değildir, kimseye genetik özellikleri üzerinden düşmanlık beslemez. Ancak terör olayları ve ekonomik sıkıntılar dünyanın her yerinde yabancı unsurlara hoşnutsuzluğu tetikleyen etmenlerdir.
Dikkatli olunmalı. Haksöz gibi, İHH gibi mazlumun sesi olmayı iş edinmiş STK’ların oluşabilecek mağduriyetlere karşı teyakkuzda olacağından şüphem yok. Bu önemli ve gerekli. Hele hele iktidara yakınlığını sözüne, sesine kefil gösteren şuursuzlar, Masharipov adlı katilin 4 yaşındaki çocuğuna işkence yapılabileceğini ima eden, bunda “ahlaki sakınca” olmadığını ifade eden ahlak yoksunu tweet’lerle devlete akıl verirken...