Muharrem Sarıkaya krizinin "görünmeyen" kısmı...

SuperHaber yazarı Nuran Yıdız, Habertürk'te yaşanan tokat krizi üzerine Muharrem Sarıkaya'yı arayarak yaşananların perde arkasını sordu. Köşesinde olayın "görünmeyen" kısmını masaya yatıran Yıldız 7 madde ile medya günahlarını listeledi...

Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ile röportaj gerçekleştirdiği sırada, yanına gelip mikrofonunu ayarlamak isteyen ajans çalışanı Ahmet Demir’i tokatlayan  gazeteci Muharrem Sarıkaya'nın o görüntüleri medya dünyasını karıştırdı!

Bu görüntüler kamuoyunda büyük yankı uyandırırken, Ciner Medya Grubu Ankara Temsilcisi Muharrem Sarıkaya yaşananlar üzerine görevinden istifa etmek zorunda kaldı.

SuperHaber yazarı, iletişim profesörü Nuran Yıldız, olayların bu aşamaya nasıl geldiğini sormak üzere Muharrem Sarıkaya'yı aradı.

Sarıkaya, Yıldız'a, “Hatalıyım. açıklama yaptım, özür diledim. Şahsen muhabirden diledim, kamuoyundan diledim.” diyerek olaydan duyduğu pişmanlığı aktardı.

Nuran Yıldız ise yaşanan skandalın, medya dünyasındaki sorunların sadece "görünen kısmı" olduğunu vurgulayarak 7 madde halinde medya günahlarını yazdı.

İşte Nuran Yıldız'ın bu hafta kaleme aldığı makalesinin ilgili bölümü;

MEDYA YAZISI 1: MEDYANIN ÇIKMAZI

Habertürk Ankara temsilcisi Muharrem Sarıkaya, canlı yayında bir muhabire şiddet uyguladı.

Görüntülerde tokattan çok Muharrem’in yüz ifadesine takıldım, sinirden kendisini yitirmiş gibiydi.

Herkes kınadı, kınanması lazımdı.

Muharrem’i aradım, olayı sordum. “Hatalıyım” dedi, “açıklama yaptım, özür diledim. Şahsen muhabirden diledim, kamuoyundan diledim.”
İstifa etmesi gerekiyordu, etti.

“Muharrem’in sinir krizinin kurbanı muhabir” olayı suyun görünen kısmı.
Medya dünyasında sorunlar daha derin;

Bir, medya can çekişiyor. Ahlâksız gazeteciler küpünü doldururken, ahlâklılar siyasetle haber arasına sıkışmış durumda.

İki, Habertürk uzun zamandır izlediği yanlış politikalarla ne hancıya ne de yolcuya yaranabiliyor. Sarı öküzü vererek başladı her şey.

Üç, ekranda şiddeti kınayan haberler yapan medyanın ekran arkasında yaşanan şiddet daha fazla. Haberi, muhabirin suratına fırlatanlar, sözlü şiddet uygulayanlar, eş dost haberi yaptıranlar. Psikolojik şiddetin bini bir para.

Dört, Ankara medyası içler acısı durumda. Dikkat medyanın İstanbul merkezinde olunca, ülkeyi yönetenler etkinlikleri İstanbul’a taşıyınca Ankara’da üç kişiye kalan medya kuruluşu var.

Beş, iktidar yanlısı medya güven krizinde, muhalif medya iç dengelerini bir türlü oturtamıyor.

Altı, filler tepişiyor olan muhabire, kameramana oluyor. En ağır işleri onlar yapıyor, en komik paraları onlar alıyor.

Yedi, tüm bunlar yaşanırken ortada şikâyet edebilecek bir meslek örgütü yok. Gazetecilik sahipsiz. Meslek birliklerinin milattan önce yaş ortalamalarından tutun, hayata dokunmayan kararlarına kadar. Mesela toplanıp “Muharrem Sarıkaya şu koşulları yerine getirmeden artık gazetecilik yapamaz” diyecek bir kurum yok.

Tüm bu ve daha çok maddenin özeti şurada; Muharrem’in davranışı yayına yansımıyor, kamera arkasından yani içerden birileri kamuoyuna yansıtıyor. Nokta.

MEDYA YAZISI 2: DİYORUM OLUYOR.

Geçen yaz. Yalıkavak köy meydanındaki meşhur dondurmacıda oturuyoruz.

Masada çok ünlü bir televizyon yöneticisi ve çok çok ünlü bir televizyoncu var.

Ben ne kadar “Bunların dondurmaları da bozuldu” konusuna girmek istesem de, marangozlarla berabersen konuştuğun konu da orman oluyor.

İddialı isimler Ece Üner, Fulya Öztürk’ün gündüz kuşağı programı yapmaları hakkında fikrimi soruyorlar:

“Tutmaz” diyorum, itiraz ediyor televizyoncu, “ikisi de ekranda büyük isim neden tutmasın ki?”

Uzun uzun anlatıyorum. Sonuç?

Ece Üner’in programı yayından kalktı. Fulya’yı da göreceğiz.

YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYIN...

Bugün itibariyle başladı! Kartlarınız bloke olabilir Yunanistan İçki fiyatları 2025 Ruben Amorim Victor Osimhen'i Manchester United'a istiyor
Sonraki Haber