O da Erdoğan'ı devirme hesaplarına başladı: 50+1
Abdullah Gül'e yakınlığıyla bilinen gazeteci Fehmi Koru, bugünkü köşe yazısında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun “Abdullah Gül’den neden korkuyorlar?” çıkışını kaleme aldı. CHP tabanının şiddetle karşı çıkmasına karşın, Gül'ün aday olarak düşünülmesinin her kesimden oy alabilecek bir figür olmasına bağlayan Koru, "Halkın oyuyla seçilen ve seçilebilmesi için halktan ‘yüzde 50+1’ oy alması gereken kişi, ancak Abdullah Gül profilinde biri olabilir." dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Abdullah Gül’den neden korkuyorlar?" çıkışıyla siyasette yeni bir tartışmanın fitilini ateşledi.
Sözleriyle gönlünde yatan Cumhurbaşkanı adayının Gül olduğunun sinyalini veren Kılıçdaroğlu, partisinden birçok ismin tepkisiyle karşılaştı.
O sözleri bugünkü köşe yazısında değerlendiren gazeteci Fehmi Koru, "CHP’nin o zaman ve gerekli görüldüğü takdirde bundan sonra Gül’ü aday olarak düşünmesi, onu kendi çizgisine yakın görmesinden değildir; cumhurbaşkanlığı makamında onun gibi birinin bulunmasını tercih ettiği kadar, onu her kesimden oy alabilecek bir figür olarak gördüğündendir de." ifadelerini kullandı.
Gül'e yakınlığıyla bilinen Koru, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir önceki (2018) başkanlık seçimi yakından irdelendiğinde akıl kendiliğinden bu sonuca varıyor zaten…
Halkın oyuyla seçilen ve seçilebilmesi için halktan ‘yüzde 50+1’ oy alması gereken kişi, ancak Abdullah Gül profilinde biri olabilir.
O veya Gül’ün özelliklerini taşıyan bir başkası yerine, partili kimliği ağır basan birinin muhalefet adayı olarak seçime katılması durumunda, bir sonraki cumhurbaşkanlığı seçiminde de 2018 seçiminin sonucu tekrarlanır.
CHP adayı yüzde 30.6, İYİ Parti adayı 7.3 oranında oy alabilmişti o seçimde.
Yeni seçimde de durum değişmeyecektir.
Matematik bilgisi parmak hesabından öteye gitmeyenler dahil herkes bu gerçeğin farkındadır.
Başkalarını bilmem, ama Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu hesabı yaptığı meydanda.
Çalışmadığı görülen ve halkın da bunun idrakinde olduğu kamuoyu yoklamalarına da yansıyan ‘cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi’ yerine ‘güçlendirilmiş parlamenter sistem’e geçilecekse, bunu en iyi Abdullah Gül gerçekleştirir.
Siyaset sonuçta hesap işidir.
[Aynı hesabı Muharrem İnce ve Meral Akşener nasıl yapamaz? Benim aklımın almadığı da budur işte. Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu’nun çabalarıyla kotarılmış olan 2018 başkanlık seçimi adaylık sürecini onların inadı boşa çıkarmıştı.]
Günü gelip seçim öncesi adayların belirlenmesi süreci başlayınca Abdullah Gül’e teklif gider mi, giderse kendisi bu teklifi kabul eder mi? Bugünden bu sorulara cevap vermek zor. Ancak cevabı kolay olan şu soruyu herkes aklında tutmalı: Partili bir veya birden fazla adayla gidilecek bir seçimden sonuç alınabilir mi?
Alınamaz.
Kılıçdaroğlu’nun “Neden bu kadar korkuyorlar?” sorusunun altında yatan gerçeği gözlerden saklamak için kalemlerini sivriltenlerin akıllara gelmesini hiç istemedikleri soru ve cevabı işte budur.
Muhalefet gündem belirlemede ön almaya başladı mı dersiniz?"