İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Karadeniz’e gittiğine gideceğine pişman olmuş mudur bilinmez ama gezi sonrasında yaşanan tepkilerden İmamoğlu’nun bırakın Cumhurbaşkanı adaylığını, bundan sonraki yerel seçimde Belediye Başkan adaylığının bile sorgulanacağını düşünüyorum. Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Ali Koç’un Yüksek Divan Kurulu toplantısında yaptığı “İnşallah Fenerbahçelilerin sayın İmamoğlu’na, hangi şehrin belediye başkanı olduğunu hatırlatma günleri gelmez” diyerek bunun işaret fişeğini gösterdi. İmamoğlu’nun bu açıklamaya yanıtında Ali Koç’un Fenerbahçe SK Başkanı kimliğini dışlayarak Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanvekili kimliğine atıf yapması, Fenerbahçelileri karşısına almamak olarak tanımlansa da artık İmamoğlu’nun siyasette yükselişi sorgulanmakta…
Peki muhalefet tabanı açısından İmamoğlu ile ilgili kıyameti kopartan olay neydi? Bir fotoğraf. Fotoğraf, İmamoğlu’nun Doğu Karadeniz gezisinde davet edilen yazarlarla otobüste çekilmişti ve bu karede muhalefet tabanının hiçbir şekilde haz etmediği Nagehan Alçı ve Akif Beki bulunmaktaydı. Kıyameti özellikle Alçı’nın bu gezide olması kopardı.
Atatürkçü, milliyetçi tabanda, özellikle Alçı’ya yönelik tepkilerin nedeni malum. Kumpaslar ve açılımlar sürecinde takındığı tavır, yazdıkları, söyledikleri öyle kabul edilir cinsten değil. Tekrarlamaya gerek yok, tepkilere de hak vermemek mümkün değil.
Ancak bir itirazım var: Özellikle yaklaşık 10 yıldır muhalefetin her yaptığına “tıpış tıpış” “evet” diyenlere şunu söylemek isterim: Bu kadar çok şey yaşandı sesiniz çıkmadı da sadece Nagehan Alçı’yla fotoğraf mı zorunuza gitti?
Veya şu şekilde sormak da mümkün: O kadar çok şey yaşanırken ses çıkarmazsanız olay Nagehan Alçı’yla otobüs fotoğrafı vermeye kadar uzanır?
Neler mi yaşandı?
- Köklerinizden koptunuz ses çıkarmadınız?
- Açılım ve kumpas süreçlerinin yoğun destekçisi olan kesimler iktidarla köprüleri atınca sizin içinize sızdı ve sizleri yönlendirmeye başladı ses çıkarmadınız?
- O yönlendirmelerle yerel seçim öncesinde PKK terör örgütünün siyasi ayağı HDP ile gizli ittifak yapıldı ses çıkarmadınız.
- Hendek-barikat terörü sürecine en aktif desteği verenlerin başında gelen Selahattin Demirtaş’ın “çizgisi beğenildi”, ses çıkarmadınız.
- Atatürk’ün partisinin miting kürsüsünden FETÖ kumpaslarının mimarlarının ismi sayıldı, ses çıkarmadınız, bir de “burada” diye bağırdınız.
- KHK’lılar adı altında FETÖ propagandasına alan açılmaya çalışıldı, ses çıkarmadınız.
- CHP Genel Başkanı’nın emekli Büyükelçi sıfatlı danışmanı tarihin en haklı savaşlarından Karabağ vatan savaşına, Mavi Vatan’a saldırdı, CHP milletvekillerine “Adalarda Yunanistan’a işgalci demeyin” diye not gönderdi ses çıkarmadınız.
- İktidara yönelik 2002-2015 döneminde en çok eleştiri konusu yapılan politikaları muhalefet savunmaya başladı, ses çıkarmadınız.
- İktidarın adı geçen tarihlerde yaptığı politikaların ana aktörlerinden Abdullah Gül, Ali Babacan, Ahmet Davutoğlu sizin saflara katıldı, ses çıkarmadınız.
- Sizin saflara katılanlar, “biz yanlış yaptık” değil, “bizim o dönem savunduklarımız doğruydu” dedi, “Ne diyorsunuz siz, o dönemi nasıl savunursunuz” demediniz sesinizi çıkarmadınız.
- Emperyalist merkezlerin muhalefeti yönlendirmesine ses çıkarmadınız.
- CHP yönetimi “HDP meşrudur” diyerek açılım politikalarını başlattı, ses çıkarmadınız.
- Partinizin milletvekilleri gitti Seyit Rıza isimli eşkıyaya sahip çıktı, Atatürk’ü üstü kapalı “katliamcı” dedi, sesinizi çıkarmadınız.
- İngiliz Büyükelçiyle özel yemekler yendi, ses çıkarmadınız.
- En son Helalleşme adı altında Atatürk’le hesaplaşma, Atatürk düşmanlarıyla helalleşme politikaları başlattılar, yine ses çıkarmadınız.
Kusura bakmayın ama bu kadar çok şeye ses çıkarmaz, sizlerin “Erdoğan karşıtlığıyla kör edilmesine” ses çıkarmazsanız, “nasıl olsa tıpış tıpış gelip oy verecekler” diyenler Nagehan Alçı’yı da çağırır, Demirtaş güzellemesi de yapar.
Belki ağır bir cümle olacak ama kendiniz ettiniz kendiniz buldunuz.
NOT: Avrasya Savaşı başlıklı dosyamız devam edecek. Kalan bölümleri de en kısa zamanda arka arkaya okuyacaksınız.