"O parayı al şirketine götür gazoz parası yapsınlar..."

Fikret Kızılok, henüz çok genç. Bir plak çıkarmak ister. İki şarkı seçmiş, Aşık Veysel’den; Söyle Sazım ve Yumma Gözün Kör Gibi...

Gazeteci arkadaşı, bende de büyük emeği olan rahmetli Arda Uskan'la Aşık Veysel'in Sivas- Sivrialan'daki köyüne giderler. Arda Uskan röportaj yapacak, Kızılok da şarkıları için izin isteyecek. İki gün kalırlar o evde.

Aşık Veysel, bir gece gözlerinin nasıl kör olduğunu anlatır… ''Tek gözüm zaten görmüyordu. 'Kırlangıç Uşağı' diye seyyar doktorlar vardı. Onlar göz açarlardı, göz doktoruydular. Babam rahmetli, gösterdi, baktılar.Sağ gözü ışık görüyor, üzerindeki perdeyi alırsak açılır. Akdağmadeni'ne getir, orada tedavi edelim' dediler. Onlar gittiler, bizde bir sevinç fakat fakirlik var. Babam para bulacak da götürecek, açtıracak! O arada öküzün önünden saman irisini, tozunu, toprağını temizlemek için ahıra girdik. Öküz bağlıydı. Hayvan kafasını böylesine sallayınca boynuzunu tam gözümün üstüne vurdu. Sağ gözüm de aktı gitti. O ışık da kayboldu…"

Sonra Kızılok eline gitarını alır, çalmaya başlar. Bir cesaret büyük ozandan şarkılarını da ister, cebinde de 250 kuruş telif parası... Aşık Veysel gülümser: ‘O parayı al şirketine götür, gazoz parası yapsınlar. Ama sen güzel söylüyorsun oğlum. İstediğin şarkımı kullanabilirsin…’

Birkaç ay sonra Fikret Kızılok'un ilk plağı çıkar, satış rekorları kırar ve Altın Plak'ı kazanır. Kızılok da kazandığı Altın Plağı götürüp ustası Aşık Veysel’e armağan eder…

Bugün Fikret Kızılok’un vefatının 17. sene-i devriyesi. Büyük sanatçıyı, bizzat Arda Abi’den dinlediğim bu hikayeyi paylaşarak anmak istedim. Üçünün de de ruhları şad, mekanları cennet olsun…

Tüm yazılarını göster