Ölürken yakarışı, Hz. İsa'nın son sözlerini hatırlattı!
İzmir'de sürekli içki içmesi nedeniyle kendisiyle tartışan oğlu Soykan Özgizler'i, kalbinden bıçaklayarak öldürdüğü iddia edilen Sertaç Özgizler'in yargılandığı davada cinayete ilişkin önemli detaylar ortaya çıktı. Duruşmada bakanlık avukatı, babası tarafından öldürülen Soykan Özgizler'in son sözlerinin "Baba bana mı?" olduğunu söyledi. Kurbanın bu sözleri, çarmıha gerilen Hz. İsa'nın ölürken mırıldandığı "Eli, Eli lema sebektani (Baba, baba neden terk ettin beni)" cümlesini akıllara getirdi
Olay, Şubat ayında Konak ilçesi İnönü Caddesi'nde meydana geldi. Fen Bilimleri Temel Lisesi 4'üncü sınıf öğrencisi Soykan Özgizler, sürekli içki içen babası Sertaç Özgizler ile bu nedenle tartışmaya başladı. Tartışma sırasında da alkollü olan Sertaç Özgizler, mutfaktan aldığı bıçakla oğlunu kalbinden bıçakladı. Kanlar içinde kalan genç, can havliyle için evden çıktı. Ancak koşarak indiği, birinci katta yığılıp, kaldı. Bina sakinlerinin ihbarıyla gelen sağlık ekibi, liselinin hayatını kaybettiğini belirledi. Gözaltına alındıktan sonra tutuklanan baba hakkında 'Çocuğunu kasten öldürmek' suçundan dava açıldı.
'İNDİRİM YAPILMADAN CEZALANDIRILSIN'
İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın duruşmasına tutuklu sanık Sertaç Özgizler, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı Müjgan Bilgen Özen ile taraf avukatları katıldı. Duruşma savcısı, sanığın oğluna yönelik eyleminin olası kastla gerçekleştiğine kanaat getirerek, müebbet hapis cezası verilmesini talep etti. Savcının mütalaasının ardından söz alan bakanlık avukatı Özen, sanığın cezalandırılması gerektiğini savunarak, şunları söyledi:
"Yargılamanın başladığı ilk celseden itibaren, sanık oğlunun ölümünden herhangi bir pişmanlık duymamıştır. Aksine oğlunu, derslerine çalışmadığı, telefonuyla çok vakit geçirdiği gibi gerekçelerle suçlamakta, psikolojik olarak çocuğa öfke ve kızgınlık göstermektedir. Verdiği ifadeler bunun en net delilidir. Bir baba olarak oğlunun ölümünden pişmanlığı geçtik, olay kaza dahi olsa üzüntü ibaresi bile göstermemesi hayatın olağan akışına aykırıdır. Oğluna yönelik sorumluluklarını dahi lütuf gibi anlatması ilginçtir. Olay anında bazı şeyleri hatırlamadığını söyleyip, oğlunun yarasının yerini tam olarak göstermesi, oğlunu yaralı halde bırakıp eve dönerek oğlunun sevgilisini araması sanığın verdiği ifadelerdeki çelişkileri ortaya koymaktadır. Bu nedenle biz sanığın indirim yapılmadan cezalandırılması gerektiğini düşünüyoruz."
Sanığın oğlunu öldürmediği iddiasının gerçeği yansıtmadığını söyleyen Özen, “Çocuk kazayla bıçağı kendine saplamış olsa, babasından yardım isterdi. Can havliyle kendini sokağa atmaya çalışmazdı. Tanık ifadelerinde görüleceği üzere maktul, yerde yatarken ‘Baba bana mı?’ demiştir. Kendi kendini yaralayan bir çocuk böyle davranıp bu şekilde konuşmaz" dedi.
Sanık Sertaç Özgizler de oğlunu öldürmediğini öne sürerek, "Ben oğluma bir zarar vermedim. Söylendiği gibi oğlumla sık sık tartışan biri değilim. Ben derslerine çalışması için uyarılarda bulunuyordum" diye konuştu.
Mahkeme, sanığın tutukluluk halinin devamı ile son savunma için süre vererek, duruşmayı erteledi.