Ömer Çelik: Suudi konsolosun dokunulmazlığı var...

Ömer Çelik'ün açıklamalarının satırbaşları...

AF TARTIŞMASI
''Tartışmayı, etiketi af olur başka bir şey olur bunun için kendi teklifimizi hazırlayalım dedi genel başkanımız.Şimdi hem hükümet tarafında hem de partide, hukukçularımız bir çalışma yürütüyor. Bu çalışmalar genel başkanımızın ortaya koyduğu ilkeler çerçevesinde ortaya çıktığı zaman biz bunu ortaya koyarız. Son derece titiz bir çalışma yürütülüyor.''

CUMHUR İTTİFAKI
''Bu ittifakın ortaya koyduğu siyasal tutumun milletimize daha büyük hizmetler gerçekleştireceği konusunda kesin mutabakat vardır.''

YEREL SEÇİM İTTİFAKI
Her iki parti de, Cumhur ittifakı konusunda hassastır.

ERDOĞAN'I ZİYARET EDEN ODTÜ'LÜ GENÇLER
''Bu gençler kesinlikle kabul etmeyeceğiz, doğru bulmayacağımız bir pankart taşıyıp hem kendilerinin büyüğü olan bir insana hem de sayın cumhurbaşkanımıza yönelik bir hakaret de bulundular. Bu hem suçtur, hem de hiçbir şekilde kabul edilemeyecek bir davranıştır. Zamanla gençlerin aileleri temas kurdular, arzu etmedikleri bir tablo ortaya çıktığını söylediler ve görüşmek istediklerini söylediler. Cumhurbaşkanımız bu gençleri kabul etti. Güzel bir sohbet etti. Arkadaşlarımızdan birinin ödül kazanmış bir projesi vardı, onunla yakından ilgilendi. Böyle ahlaken, kanunen doğru olmayan işlerin içine girmeyin dedi sayın cumhurbaşkanımız.''

KONSOLOSUN DOKUNULMAZLIĞI VAR
''Suudi Konsolosun dokunulmazlığı var. BM İnsan Hakları Konseyi sözcüsü bu şahsın dokunulmazlığının kaldırılması gerektiğini söyledi. Seyahatinin engellenmesi söz konusu olamaz. Bunların faaliyetleri Viyana Sözleşmesi'yle garanti altına alınmıştır. İlk andan itibaren biz kendi soruşturmamızı yürütmek adına, konsolosluğa girilmesi için talepte bulunduk. Karşı taraftan anında olumlu karşılık verilmedi. Daha sonra verildi. Türkiye bağımsız soruşturmasını yürütüyor. Bu egemenlik haklarımız içerisinde, başkonsolosluk binası başka ülkenin toprağı sayılsa da Türkiye Cumhuriyeti’nde olmuştur. Bir başsavcı vekili bu soruşturmanın başındadır.''

AVRUPA BİRLİĞİ
''Bazı kişiler sadece Türkiye karşıtlığıyla Avrupa Birliği'nin başına geçebileceklerini düşünüyorlar. Aşırı sağ Avrupa'nın DEAŞ'ıdır. Şimdi Ortadoğu'daki DEAŞ için seslerini yükseltiyorlar ama Avrupa'nın DEAŞ'ına sürekli sempati gösteriyorlar. Bu şekilde yaklaştıkları zaman, Avrupa'nın birçok ülkesinde ırkçıların oyu yükseliyor. 1962'den beri Almanya'da ilk defa Bavyera'da Hristiyan Sosyal Birlik Partisi çoğunluğu kaybetti. Kim girdi meclise? Yine Avrupa'nın geleceğini tehdit eden ırkçı AfD girdi. Weber ve benzerlerinin yaptığı işler Avrupa'nın geleceğini tehdit etmektedir. Eğer AB üyesi olsaydık, bugünkü meydan okumalara baktığınızda bundan en çok AB faydalanırdı. Kim Türkiye aleyhine konuşursa konuşsun, Türkiye 100 yıldır güçlü bir Avrupa demokrasisidir.''

RAHİP BRUNSON

''Grup konuşmasında hadislerden referans veriyor Kılıçdaroğlu. Bundan memnuniyet duyuyoruz. Ama buna yeni başladığı için neyi nereye koyacağını bilmiyor. Ama yine de iyi bir gayrettir. Brunson meselesindeki konuşmasını baştan sona izlerseniz, bu CHP'de değiştirilemeyen bir huyu var. Türkiye Cumhuriyeti devletinin hükümeti ile bir başka ülkenin hükümeti arasında bir tartışma olduğu zaman CHP bilin ki karşı tarafın yanındadır. Buradaki zihin çatlağının giderilmesi lazım. Yine Trump'ın sözlerini esas alıyor, o sözler temelinde hükümetimizi yargılamaya çalışıyor.''

Trump, 'Şu gün serbest bırakacaksınız' dedi. Hükümetimiz bunu ciddiye almadı. Onlara şunu öğrenmeleri gerektiği söylendi. Dünyanın hiçbir yerinde bu tehdit dilini kullanmamalılar. Bu saldırının en şiddetli olduğu zaman Brunson meselesinde onların dediği yapılmış mıdır? Eğer bir taviz söz konusu olsaydı, kendi bakanlarımıza yaptırım kararları açıklandığı günlerde bir yumuşama olurdu. Sayın Kılıçdaroğlu, milli irade konusunda hassasiyetinden bahsediyor ama bu konuda sınavdan geçemeyecek bir tek o var. 15 tane milletvekilini bir yere gönderiyor, plan tutmayınca geri alıyor. Milli irade bir devre mülk değildir. Önce bunu öğrenecekler. Bir taviz söz konusuysa, saldırının en şiddetli günlerinde neden taviz verilmemiştir? Buna cevap versinler.''