İşte dibe çöküşün nedenleri

Ali Koç, 2 yıl önce 3 Haziran tarihinde yapılan seçimle Aziz Yıldırım'dan görevi devralarak başkanlığa seçildi. O dönemde Yıldırım'la yaşadıklarıyla camianın bir bölümü tarafından oldukça eleştirilen Koç, göreve geldiğinde ortaya büyük bir 'vizyon hedefi' koymuştu.

Futbolda Aykut Kocaman ile yollarını ayırarak Hollandalı teknik adam Phillip Cocu ile anlaşan Koç, küme düşme potasından son haftalarda aldığı galibiyetlerle kurtuldu. Fenerbahçe taraftarının uzun yıllardır yaşamadığı hislerin yaşanmasına neden olan Koç, eleştirilerin hedefine geldi. 

Sezon ortasında yapılan Ersun Yanal hamlesini bu sezon da sürdüren Koç yönetimi, Galatasaray'a 20 sene sonra Kadıköy'de kaybetmesinin ardından tecrübeli hocayla yollarını ayırdı ve lige yeniden havlu attı. 

Göreve geldiği ilk sezon basketbolda da şampiyonluğu Anadolu Efes'e kaptıran Koç, bu sezon da fırtına gibi esen Efes'in gölgesinde kaldı ve Avrupa'da play-off potasının dışında yer aldı. Koronavirüs salgını nedeniyle sezonların iptal edilmesiyle Koç'un basketboldaki başarısızlığı bir nebze de olsa törpülendi. Fakat dün efsanevi koç Obradovic'in de Fenerbahçe'den ayrılması bazı kesimler tarafından bardağı taşıran son damla oldu. 

NİHAT ÖZDEMİR'LE POLEMİK

Öte yandan geçtiğimiz günlerde Başkan Ali Koç, TFF Başkanı ve eski Fenerbahçe Yönetim Kurulu üyesi Nihat Özdemir ile yaşadığı polemikle gündeme geldi. 

Hayatının büyük bir bölümünde Fenerbahçe için çalışan Özdemir, bir canlı yayında sarf ettiği 'şike' ifadeleri nedeniyle Koç yönetimi tarafından kulüpten ihraç edilmek istendi. İşlemlerin başlamasıyla birlikte Özdemir, kulüpten istifa ettiğini duyurdu. Bu olay da Fenerbahçe tabanında bazı kesimler tarafından oldukça sert biçimde eleştirildi.

Tüm bu olayların üstüne Sabah gazetesi yazarı Ömer Üründül de Ali Koç'u eleştiren bir yazı kaleme aldı.

Üründül, Kruse transferi ve üstüne yaşananlar hakkında kaleme aldığı yazıda, ''Fenerbahçe muhabirlerinin hiçbir tanesi Kruse'nin defolarını haber yapmadılar. Son olay patlak verip yönetim de veryansın edince muhabirler haberlerinde Kruse'nin ne pokeri ne nargilesi ne gece hayatı ne de arkadaşlarıyla olan tartışmalarını bıraktılar! Bugüne kader neredeydiniz ey muhabir kardeşlerim!'' ifadelerini kullandı.

İşte Üründül'ün ''İşte Max Kruse gerçekleri yönetimin iş bilmezliği'' başlıklı yazısı;

''Geçen sezon öncesi Max Kruse'nin Fenerbahçe'ye transferinin açıklanmasından bir gün sonra dostum Kemal Belgin aradı. Söyledikleri aynen şöyleydi: "Ömer, Fenerbahçe Kruse'yi transfer ederek yine paraları sokağa attı. Çok önemli istihbaratım var.

Kruse hem gece hayatına çok düşkünmüş hem de profesyonel poker hastasıymış. Tabii Bremen şehrinde Alman disipliniyle işi idare etmiş. Ama İstanbul'da kesinlikle futbol oynamaz." Ben de kendisine, "Bekleyip takip edelim" dedim. Tabii bu arada aklıma Güiza ve Robin van Persie örnekleri geldi. Bilhassa Van Persie transferine çok karşı çıkmıştım. Van Persie takıma hiç katkı sağlamadan 16 milyon Euro'yu cebine indirip gitmişti. Sezon başladıktan 1 ay sonra Kruse'de hissedilir bir düşüş başladı. Ben de eleştirilerime başladım. Fiziki düşüş daha da artınca gazetemde şunu yazdım: "Nerede Bremen'deki Kruse, nerede F.Bahçe'deki…"

DÜNE KADAR ELEŞTİRMEDİLER

Ligin ilk yarısı bitti. Buraya kadar Kruse'yi eleştiren bir yazar çıkmadı. Devre arasındaki kamptan sonra doğal olarak Kruse biraz hareketlendi. O da 3 maç sürdü. En son eleştirimi pandemiden hemen önce TRT'deki 'Teknik Analiz' programında şu sözlerle yaptım: Başkan Ali Koç'un yerinde olsam Kruse'yi karşıma çeker, 'Sana bu kadar para veriyoruz. Senin ise hiç umurunda değil. Sahada yürüyorsun. Bunun bir açıklamasını yap bakalım' diye hesap sorardım...

KOÇ'UN HABERİ YOK MUYDU?

Tabii ki böyle bir şey yaşanmadı. Tahmin ediyorum Başkan Ali Koç, Kruse gerçeğini, herkesten habersiz girdiği apandisit ameliyatından sonra anladı! Kısa süre sonra da esas bomba patladı. Alman futbolcu sözleşmeyi tek taraflı olarak feshetti. Üstüne de FIFA'ya yaptığı şikâyetle yönetim acı gerçekle karşılaştı. Bunun üzerine kulüp tarafından Kruse'ye veryansınlar başladı. Ama iş işten çoktan geçmişti. Düne kadar saklanan vukuatlar tek tek servis edildi.
Şimdi gelelim bir diğer önemli konuya, Fenerbahçe muhabirlerinin hiçbir tanesi Kruse'nin defolarını haber yapmadılar. Son olay patlak verip yönetim de veryansın edince muhabirler haberlerinde Kruse'nin ne pokeri ne nargilesi ne gece hayatı ne de arkadaşlarıyla olan tartışmalarını bıraktılar! Bugüne kader neredeydiniz ey muhabir kardeşlerim!

GALATASARAY UCUZ KURTULMUŞ!

YAZIMI G.Saray camiasının ve taraftarının sevineceği bir haber istihbaratıyla bitireyim. Başkan Dursun Özbek döneminde Galatasaray Kulübü, Max Kruse'yi transfer etmek istemiş. Menajeriyle de görüşülmüş. Yapılan araştırmada Kruse'nin özel hayatı ve poker tutkusu öğrenilmiş. Bu araştırmadan sonra Cenk Ergün ve Levent Nazifoğlu'nun olumsuz raporuyla hemen bu transferden vazgeçilmiş.''

YAZININ ORİJİNAL METNİ İÇİN TIKLAYINIZ...

BİR ELEŞTİRİ DE MEHMET DEMİRKOL'DAN

Spor Yorumcusu Mehmet Demirkol, beIN Manşet programında, Fenerbahçe ile Zeljko Obradovic'in ayrılığını ve gündemi değerlendirdi.

''Basketbol Fenerbahçe'de Obradovic'le başlamadı ama zirveye Obradovic ile geldi. Böyle bir efsaneden gecenin bir yarısında ayrılınır mı?'' diyen Demirkol, şu ifadeleri kullandı; ''Hayatımda böyle bir şey görmedim. Fenerbahçe yönetiminin içinde bulunduğu durum açısından kötü bir durum bu. İletişim tarafında bunun 'kötü bir geri dönüşü olabilir' diyebilmelilerdi.

''BU YENİ DÜZENE ALIŞMAK İÇİN BİR SENE KENARA ÇEKİLMEYİ DÜŞÜNDÜ''

Bu senenin seyircisiz oynanacak olması, acaba Obradovic'e 'Ben seyircisiz yapamam' dedirtmiş olabilir mi? Ya da bütçeden mecburi olarak yapılacak kısıtlamadan dolayı yeni bir zorluğun altına girmek istememiş olabilir mi? Basketbol daha oyunculara evrilirken, futbol tam tersi yöne gidiyor gibi. Belki de Obradovic, bu yeni düzene alışmak için bir sene kenara çekilmeyi düşündü.

''TARAFTARIN İLGİLENDİĞİ KISIMDA İŞLER İYİ GİTMİYOR''

En önemli kısmı iletişim kısmı. Daha iyi bir ayrılık organize edilebilirdi. Fenerbahçe'nin yönetimi zaten hedefte, bunun daha çok zarar vereceği kesin. Fenerbahçe'de yönetimin çok iyi yönettiği çok iyi işler var ancak taraftarın ilgilendiği kısımda işler iyi gitmiyor. Futbolda ve basketbolda işler iyi değil. Taraftar buna bakıyor ve başka bir şeyle ilgilenmiyor.

''SÜREÇ DAHA İYİ YÖNETİLEBİLİRDİ''

İnsanların bu ayrılığın neden olduğunu anlamaları lazım. Kolay değil taraftara bir şey anlatmak ama iletişimden kastım bu. Süreç daha iyi yönetilebilirdi. Taraftarlık irrasyoneldir ama mümkün olduğunca anlatıp insanları teskin edebilirlerdi.''