Onur yürüyüşü nedir? Niye yapılır? LGBTİ nedir?

İstanbul Valiliği, İstanbul LGBTİ+ Onur Yürüyüşü’ne 'oluşabilecek muhtemel olumsuzluklar' nedeniyle izin vermedi. Onur yürüyüşünün ne olduğu ise merak edilen konular arasında yer alıyor.Komite, yürüyüşün planlandığı gibi 1 Temmuz Pazar günü düzenleneceğini söyledi. Peki Onur yürüyüşü nedir? Niye yapılır? Detaylar haberimizde...

Onur yürüyüşü nedir? LGBTİ bireyler ve LGBTİ bireylere destek veren kişilerin katılımıyla gerçekleşen etkinliklerden olan Onur yürüşünün detaylar merak ediliyor.İstanbul Valiliği, İstanbul LGBTİ+ Onur Yürüyüşü’ne 'oluşabilecek muhtemel olumsuzluklar' nedeniyle izin vermedi. Peki Onur yürüyüşü nedir? Niye yapılır? Merak edilen detaylar haberimizde...

ONUR YÜRÜYÜŞÜ

Onur Yürüyüşü, her yıl Haziran ayının sonlarında Dünya genelinde kutlanan ve Stonewall ayaklanmasının yıl dönümünde gerçekleştirilen, LGBTİ bireyler ve LGBTİ bireylere destek veren kişilerin katılımıyla gerçekleşen bir dizi etkinlikler ve törenler bütünüdür. LGBTİ topluluğunda onur yürüyüşü veya gey onur yürüyüşü gibi isimlerle de bilinir. Bir dizi etkinliklerin ve geçiş törenlerinin gerçekleştirildiği etkinlikler Stonewall ayaklanmaları anısına gerçekleştirilmektedir.

1969 yılında Stonewall Inn adlı barda baskı, şiddet ve ayrımcılığa dayanamayan eşcinseller ayaklanmış, kendileri üzerinde baskı kuran polisi bara hapsetmiş ve 4 gün[3] boyunca sokaklarda çatışılmış, eylemler yapılmıştır. LGBTİ mücadelenin dönüm noktalarından biri olan gün dünyanın her yerinde onur haftası, gey onur, LGBT onur ve onur yürüyüşü gibi adlarla kutlanır. Burada kastedilen onur, kişinin kendi oluşunun onurudur, kendi varoluşundan utanmayışının yansımasıdır.

LGBTİ NEDİR?
LGBT ya da GLBT; lezbiyen, gey, biseksüel ve transgender sözcüklerinin baş harflerinden oluşan bir kısaltma. 1990'larda LGB kısaltmasından sonra ortaya çıktı ve 1980'lerin ortaları ile sonlarından itibaren gey sözcüğü yerine kullanılarak LGBT topluluğunu temsil etmeye başladı. Birçok aktivist, gey topluluğu kullanımının eksik bir tanımlama olduğunu düşünerek LGBT topluluğu kullanımına geçti.

Bu bazen LGBTT (lezbiyen, gey, biseksüel, transseksüel veya travesti) veya LGBTİ (lezbiyen, gey, biseksüel, transgender, intersex), LGBTTIQ (Lezbiyen, Gay, Biseksüel, Travesti, Transseksüel, Intersex, Queer) şeklinde de kullanılmaktadır. 1900'lardan itibaren kullanılmaya başlayan "LGBT", eşcinsel hakları mücadelesinde kullanılan çatı kelimedir. Eşcinsel hareketi olarak adlandırılan LGBT hareketi, eşcinsel kelimesinin travesti, transeksüel ve biseksüelliği kapsamıyor oluşu nedeniyle çatı kelime olmaktan çıkmıştır. Hareket GLBTT kelimesini kullanmaya başlamış ancak lezbiyenlerin toplumda "yok" sayılıyor oluşu sebebiyle, L harfi başa alınmış ve kadınlara bir tür pozitif ayrımcılık yapılmıştır. Yurtdışındaki bazı örgütler bu çatı kelimeye daha sonradan interseksüelleri temsilen I ya da queeri temsilen Q harflerini eklemişlerdir.

ANTİK YUNAN VE ARAP UYGARLIKLARI DÖNEMİ
Antik Yunan'da, “tribades” denilen kadınlarla cinsel ilişki kurmaya, erkeklerle olduğundan daha fazla düşkün olan kadınlar için kullanılmış terimde eski kaynaklarda yer almaktadır. Yine cumhuriyet dönemi Roma Uygarlığı'nda eşcinsel ilişkiler sert bir baskıyla karşılanıyor, bu baskı sadece bir Roma vatandaşı söz konusu olduğunda uygulanıyor, eşcinsellik bütünüyle yadsınmıyordu. Antik Çin'in bütün tarihi boyunca, özellikle Han hanedanı döneminde (MÖ. 206 - MS. 220) eşcinsellik çok yaygındı. Feodal Japonya'da askeri çevrelerde eşcinsellik tipik bir olguydu. Akdeniz Bölgesi'nde ise ortaçağ Arap uygarlığında erkekler arasında eşcinsel ilişkilerden esinlenilen bir şiir geleneğinin geliştiği bilinmektedir. Yine bu konuya ilişkin birçok anekdot vardır. Binbir Gece Masalları okunduğunda, Arap toplumunda eşcinselliğin konumuna ilişkin bir düşünce edinilebilmektedir. Arap ülkelerinde erkekler arasında eşcinselliğe ait gelenekler günümüze kadar sürmüştür. Afganistan'da, kadın gibi giyinmiş ve makyajlı oğlanlar, ondokuzuncu yüzyıla kadar zengin erkeklerin haremlerinin bir parçasıydılar. Kaşif Richard Francis Burton bir yazısında Afganistan'daki bu durum için "Afganlar büyük ölçüde ticari gezginlerdir. Her bir kervanda neredeyse tümüyle kadın giysileri giymiş oğlanlar ve gençler vardır. Gözleri sürmeli, yanaklarına allık sürülmüş, uzun bukleli, kınalı parmakları, görkem içinde develerini süren bu oğlanlara gezgin karılar denir, kocaları yanlarında sabırla uzun yolculuğa katlanırlar" demiştir.

Hıristiyanlığın eşcinselliği yasaklamasına karşın, Batı ülkelerinde de ortaçağ boyunca eşcinsel ilişkilerin, çok yaygın olmamakla birlikte, sürdüğü bilinmektedir. Papa ve kardinallerin yasakları, mahkeme kararları ve infazlar bu yasaklara karşın LGBT'ler arasında cinsel ilişki ve aşkın varlığını sürdürdüğünü kanıtlamaktadır. Yine Rönesans'ın sürdüğü 15. ve 16. yüzyıllarda eşcinselliğin Eski Yunan'ı anımsatan bir biçimde canlanmasını getirdi. Rönesans Avrupası'nda eşcinsel olan ya da bu eğilimi heteroseksüel ilişkiyle birlikte sürdüren pek çok ünlü kişi vardı. Aynı durumun modern çağ için de geçerli olduğu söylenebilir.

Avrupa'da eşcinselliğin yeniden suç olmaktan çıkarılması Fransız Devrimi'yle dine dayalı tüm suç ve cezaların kaldırılmasıyla olmuştur. 1810 yılında Fransız imparatoru I. Napolyon medeni kanunu yürürlüğe koyduğunda bu uygulamadan vazgeçmemiştir. 19. yüzyılda Hollanda, İspanya, Portekiz, Bavyera ve İtalya gibi ülkelerin Napolyon yasalarını kabul etmeside bu ülkelerde de eşcinsellik suç olmaktan çıkmıştır.

CİNSEL DEVRİMLER VE STONEWALL AYAKLANMALARI
Demokratik Ulusal Kongre sırasında New York City sakinleri eşcinsel hakları için gerçekleştirdiği gösterilerden bir kare (11 Temmuz 1976)

1968'deki cinsel devrimden ve 1969'daki Stonewall ayaklanmalarından önce[15]toplumda LGBT bireyler için aşağılayıcı kelimeler, polis şiddeti, antipati ve homofobi vardı. Cinsel yönelim kavramı heteroseksüellik ile özdeşleştirilmişti. Cinsel devrimlerin ardından hızla büyüyen LGBT hak mücadelesi Batı Avrupa'dan başlayarak dünya çapında (Kuzey ve Güney Amerika, Avustralya, Orta ve Doğu Avrupa) kabul görmeye başlarken; Güney Afrika, İsrail, Filipinler, Güney Kore, Japonya, Nepal ve Tayvan dışındaki Afrika ve Asya ülkeleri eşcinselliği suç kabul etmek, cinsiyet değiştirme ameliyatlarına izin vermemek gibi ayrımcı uygulamaları sürdürmekteydi.

Stonewall ayaklanmalarıyla beraber içe kapanıklığın dışa açılımı 1970'lerin sonu ve 1980'lerin başında başlamış, LGBT bireyler için bir algı değişimi olmuş; bazı gey ve lezbiyenlerin toplumsal ilk kabulleri yaşanmış, biseksüel ya da transseksüel kişiler de hak ve kabul için çeşitli aktivitelerde bulunmuş ve örgütlenmeler yoluna gitmiştir. Her ne kadar toplumsal kabul 20. yüzyılda sağlanmaya başlanmışsa da ABD'de sodomi yasalarının ülke genelinde kaldırılması 2003'te ABD Yüksek Mahkemesi'nin o yıl anayasaya aykırı olduğuna hükmetmesinin ardından gelmiştir.

Dostoyevski'nin yazdığı Suç ve Ceza'da Raskolnikov kaç cinayet işledi? Marmara Adası'nda toprak kayması! Acı haber geldi! Azerbaycan dilindeki adı "Çerşenbe ahşamı" olan günün Türkiye Türkçesi
Sonraki Haber