Savaşın bile hukuku var.
Makyavelizm zafere giden yolda her şeyi mübah kılmıştır. Önemli olan tek şey kazanmış olmaktır. Kazanmak için insanın ne kadar aşağılık davrandığı, nasıl adice hileler yaptığı, ne tür haksızlıklara yol açtığı, ne kadar yaraladığı önemli değildir.
Oysa Kant’a göre eylemler sonuçtan daha önemlidir.
Marmaris’te düzenlenen Uluslararası Arena Aquamasters Yüzme Şampiyonası'nda 40 yaşındaki eski bir milli sporcunun, 13 yaşındaki bir çocuğu iterek birinciliğini nasıl engellediğini üzüntü içinde izledik. Onursuz zaferlere tamah edenlerdendir kendisi… Bu tür davranışlar bende kızgınlıktan çok hayal kırıklığı yaratıyor. İnsanın, nesine bakıp hayal kuruyorsam artık!
Eski milli sporcu Tolga Öcal, 13 yaşındaki rakibi Seyfi Diker'i düşürünce Ukraynalı Iryna Bolshakova yarışı birinci bitirdi. Tolga Öcal, birinciliği Seyfi Diker'den çaldı ama başka birine kaptırdı ve kendi ikinci olabildi. Bazı insanları, diğerlerinin kaybetmesi tuhaf bir biçimde mutlu ediyor.
Türkiye Yüzme Federasyonu, Tolga Öcal’ı diskalifiye edip bir yıl süreyle yarışlardan men cezası verdi. Hareketi centilmenlik dışıymış. Bu harekete centilmenlik dışı demek, iltifat olur. Ne centilmenliği?
Seyfi Diker, hem tüm kategorilerde hem de kendi yaş grubunda şampiyon ilan edildiği için içimiz biraz olsun rahatladı.
Yaşamın her alanında yapılan tüm haksızlıkları kaydeden kameralar, izleyen ve ceza kesen bir federasyon, tepki gösteren vicdan sahipleri ve tepkilerin dile getirildiği bir sosyal medya yok.
Nasıl utanmadan kutlayacaksınız hak etmediğiniz bir başarıyı?
Nasıl kötülüğünüzün üstünde muzaffer bir edayla gülümseyeceksiniz?
Nasıl yükseleceksiniz bastığınız sırtlarda?
Nasıl oturacaksınız, başkasını iteleyip gasp ettiğiniz koltuklarda?
Savaşın bile hukuku var.
Ama bazılarında ahlakın kırıntısı bile yok!