Optimar'ın "cemaat" araştırmasından şaşırtıcı sonuçlar...
İlahiyatçı Ali Köse'nin FETÖ ve diğer bazı cemaatler hakkında sarf ettiği sözler kamuoyunda büyük bir tartışmanın başlamasına neden oldu. Optimar'ın son anketi Köse'nin "cemaat" uyarısına halkın da kayıtsız olmadığını gözler önüne serdi...
15 Temmuz hain darbe girişiminin yıl dönümünde katıldığı televizyon programında cemaatler ile ilgili yaptığı açıklamalarla gündeme gelen İlahiyat Profesörü Ali Köse “Bir FETÖ gitti, bin FETÖ geliyor" uyarısı ile büyük bir tartışmaya neden oldu.
Köse'nin sözleri üzerine Menzil cemaati ve Nurcuları temsilen bazı isimlerden tepkiler gecikmedi.
Bu polemiğin hemen ardından ise Optimar Araştırma Şirketi'nin yaptığı son anket gündeme bomba gibi düştü.
Optimar'ın "Türkiye'nin Nabzı 15 Temmuz Özel Araştırması"nda FETÖ darbesinin cemaatlere olan etkileri gözler önüne serildi.
Araştırmada katılımcılara yöneltilen "15 Temmuz darbe girişimi cemaatlere güveniniz/bakışınızı olumsuz etkiledi mi?" sorusuna "Hayır etkilemedi, eskiden de güvenmiyordum, şimdi de güvenmiyorum" diyenlerin oranı yüzde 54,6, "Evet etkiledi, artık güven duymuyorum" diyenlerin oranı yüzde 24,5, "Hayır etkilemedi, hala güveniyorum" diyenlerin oranı ise yüzde 8,5 olarak sıralandı.
Yine aynı araştırmadan katılımcılara "Dini bir cemaat okuluna çocuğunuzu gönderir misiniz?" sorusu da yöneltildi. Bu soruya; yüzde 77,3 oranında "Hayır göndermem", yüzde 9,7 oranında "Evet gönderirim" ve yüzde 13 oranında "Kararsızım" yanıtı geldi.
CEMAATLER NEYİ YANLIŞ YAPIYOR
Bu tartışmaya ilişkin önemli değerlendirmelerde bulunan Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı'ndan Prof. Hilmi Demir ise son cemaatler tartışmasının buzdağının görünen kısmı olduğunu vurgulayarak, "Kriz çok daha yapısal" tespitinde bulundu.
Hilmi Demir konuyla ilgili şu açıklamaları yaptı;
"1. 15 Temmuz sonrası Türkiye’nin dini sosyolojisi ve din eğitiminin büyük bir darbe aldığını söylemiştik. Bu travma ve oluşan enkaz din eğitimi ve kurumlarda ancak ciddi bir kurumsal restorasyonla atlatılabilirdi.
2. Biz ise hala eski yapılarla yola devam etmeyi hatta din eğitimini ve kurumları medreseleştirerek sorunu çözebileceğimizi zannettik. Oysa bütün dini kurumlar bir güven krizine girdi. Oturup konuşmak çözüm üretmek yerine trolleşmeye göz yumuyoruz.
3. Bu kriz Sivil ya da kamusal tüm dini kurumları yutacak kadar güçlü. Cemaatlerin temsil gücü azalırken Diyanetin ki artmıyor. Yaptığımız çalışmalarda Diyanetin de cemaatlerin karşılığı gittikçe düşüyor. Ne diyelim kendi düşen ağlamaz."