Özel dil nedir? Jargon ne demektir? Kimler özel dil sahibidir?
Özel dil nedir? Jargon ne demektir sorularının yanıtı haberimizde. Dillerin belirgin kullanılma alanlarında özel diller oluşur. Belli bir yaş ve mesleğe göre de değerlendirilen özel dili kimler kullanır? İşte detaylar..
Özel dil nedir? Jargon ne demektir? Belirli bir meslek grubunun kendi arasında kullandığı özel kelimelerden oluşan Özel dil hakkında detaylar haberimizde.
ÖZEL DİL NEDİR?
Dilcilerin grup dili ya da özel dil adını verdikleri diller, bir toplumda, bireyin içinde bulunduğu sınıfa, yaşa, özellikle mesleğe göre belirlenen dillerdir. Son yılların çalışmalarında bu tür için sosyolekt (sociolecte, socioleet, Soziolekt) terimi kullanılmaktadır ki, tocial ve iialecte sözcüklerinin kısaltılarak bileşiminden oluşan bu terim, onun niteliğini de aşağı yukarı ortaya koyuyor.
HEIKE, sosyolekt’i “bireyüstü dil dizgesinin, bir dilbirliğinin üyelerinden bir grup tarafından karakteristik kullanılışı” olarak tanımlamakta, sesbilim açısından da “bireyi bir toplum kesimine ait kılan bütün belirtilerin toplamı” biçiminde görmektedir Daha kısa bir anlatımla sosyolekti “bir grubun bütün dil varlığı, bir grubun dili” olarak tanımlayabiliriz.
REICHMANN, söz konusu olan gruplan şualarken başta köylü, orta sınıf, okumuş yüksek katman olmak üzere toplum katmanlarını saymakta, ayrıca mezhepleri, cinsleri, yaş gruplarım, aile, akrabalık ve tamdık gruplarını, öğrenim, meslek ve siyasa gruplarım (örneğin belli bir partiye bağb olma) göstermektedir.
Aynı dilbirliği içinde, kültür açısından birbirinden ayrı düzeydeki kimselerin aynı dili kullanışı, birbirinden çok farklıdır. Ses özellikleri ve kurallara uyma konusu bir yana bırakılsa bile, kullanılan sözcüklerin seçimi ve çeşitliliği yönünden büyük ayrılıklar belirir. Kültürsüz kimsenin dili, genellikle daha küçük bir söz varlığından yararlanır; somut kavramlara, somutlaştırmalara fazla yer verir. İyi bir kültür almış olan kimsede kavram, sözcük zenginliği kendini belli eder. Küçük bir örnek üzerinde duralım:
JARGON NE DEMEKTİR?
Kültürlü bir kimsenin “bende olumlu bir izlenim bırakmadı” biçiminde anlattığı düşünceyi, okumamış bir kimse “kulak asma, götüm tutmadı” tümcesiyle dile getirebilir.
Gerçekten, bir toplum içinde söyleyiş nitelikleri üzerinde durul-masa da söz varlığı açısından birbirine yaklaşan, aynı şeylere ilgi duyan, belli kesimlerde değer verilenlerden ayrı kavramlara önem veren, kimi şeyleri kendi: e özgü biçimde dile getiren gruplar vardır. Bu grupların başında, meslek birliğinden oluşanları saymak gerekir. Hekim dili, denizci dili, banlara örnek olarak sayılabilir.
Hekimlerin, çoğu yabancı öğelerden kurulu bir ortak dilleri vardır İri, bunlar hekimlikte kullanılan terimlerden ve kimi bilgin sözcüklerinden oluşur. Başka mesleklerde olduğu gibi, onlardan daha büyük ölçüde bu meslektekiler, alanlarıyla ilgili kavramlarla öylesine iç içe bulunurlar ki, zaman zaman bir hastalığıı hastaya açıklarken de başka bir hekimle konuşur gibi, aynı sözcüklere baş vururlar. Kimi dillerde (Örneğin Almanca) fizik, kimya terimleri gibi bu alanın da kimi terimlerinin günlük dilde karşılıkları bulunduğu ve kullanıldığı için hekim dilinin anlaşılması bizdekinden daha kolaylaşmış sayılabilir.
Denizcilerin dili, alabanda, siya, baştankara gibi, denizin, rüzgârın durumunu, gemiye ilişkin kavramları gösteren pek çok öğeyi içerir. Denizciler bunları günlük konuşmalarında, kendi alanlarıyla ilgili olmayan kimselerle konuşurken de kullanırlar.
Bir terzinin dilinde reglan, kloş, basen, kup gibi, kimini anlamadığımız, çoğu yabancı kökenli pek çok terim bulunur. Bir ayakkabıcı fiyonta, maskarata gibi, kiminin anlamını bilmediğimiz sözcükleri kullanır, tşte bütün bunlar, aynı dil içinde meslek gruplarının oluşturdukları, dilcilerin özel dil ya da sosyolekt dedikleri dillerdir.
Yaşanılan ortam bu açıdan bireyin dilin’ etkiler. Köylü konuşması doğaya, doğadaki varlıklara daha çok bağlıdır. Köyde yetişen çocuğun bildiği ve kullandığı sözcüklerle şehirli, hele büyük şehirli çocuğun kavramları birbirinden çok farklıdır. Bu durum, dilin yaşamla, genel anlamda kültürle olan ilişkisini de yansıtır. Köy çocuğu, tanımda kullanılan çeşitli araç ve gereçleri, döğeni, sabanı, pulluğu, bunların parçalarım, köyde hazırlanan yiyeceklerle ilgili çeşitli şeylerin adlarını bilir ve kullanır. Bunların çoğunu bilmeyen şehirli çocuğun dilinde ise, köyde yetişende bulunmayan öğeler vardır.
RElCHMANN’in toplum katmanları arasında saydığı ve dil açısından farklı öbekler olarak gördüğü din – mezhep, cins, yaş, aile, akrabalık ve tanıdık grublarının bizce, öyle birbirinden pek farklı dilleri olduğu söylenemez. Bir kadınla bir erkeğin, bir delikanlı ile aynı yaştaki genç kızın konuşmaları arasında ancak ufak ayrımlar bulunur. Öteki grublann farkları da yine ufaktır, sanıyoruz.
kaynak:cokbilgi