Pavlopulos konuyu açtığına pişman oldu! Erdoğan, Yunan mevkidaşına "Lozan" dersi verdi...
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yunan mevkidaşı Pavlopulos ile birlikte ortak açıklama yapıyor... Basın toplantısında Yunan Cumhurbaşkanı Pavlopulos Lozan Anlaşması'nın halen yürürlükte olduğunu belirten bir konuşma yaptı. "Lozan tartışılacak bir anlaşma değildir" diyen Yunan mevkidaşının ardından açıklamalarına başlayan Erdoğan, Batı Trakya'daki Türklere yönelik uygulamalardan örnek vererek "Nasıl oluyor ki, Lozan'ın hala yürürlükte olduğunu söylüyorsunuz. Demek ki uygulamada değil" dedi. Cumhurbaşkanı anlaşmanın üzerinden 94 yıl geçtiğini ifade ederek, "Siyaset hukukunda da, anlaşmaların güncellenmesi diye bir şart vardır ve bunu da biz yaparız. Yeterki ülkeler bu konuda mutabık kalsınlar" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yunan mevkidaşı Pavlopulos ile birlikte ortak açıklama yaptı. Açıklamalara iki liderin Lozan anlaşması konusundaki görüşleri damga vurdu. Erdoğan, Yunan mevkidaşının konuyu açması ve Lozan'ın yürürlükte olduğunu savunmasını dinledikten sonra lafını esirgemeden, Pavlopulos'un görüşlerini bir bir çürüttü. Ve son olarak da iki ülkenin yürürlükte olmadığını savunduğu Lozan'ı yeniden ele alması gerektiğini söyledi.
Açıklamada ilk olarak Yunanistan Cumhurbaşkanı Prokopis Pavlopulos yaptı.
Yunanistan Cumhurbaşkanının açıklamalarından satır başları şöyle;
"Bildiğiniz gibi tarihi bir ziyaret mahiyeti taşıyan başka bir ziyaret Atatürk ve İnönü zamanında yapılmış bir anlaşmadan bahsetmek istiyorum ve bu da hepimizin bildiği gibi Lozan anlaşmasıdır.
Lozan anlaşması iki ulusun ulusal toprakların sınırlarını çizen bir anlaşma teşkil etmektedir. Bu ikili ilişkiler açısından hiçbir boşluk bırakmayan, tamamlanması gerekmeyen muğlak bölge sınırları taşımayan bir anlaşmadır Lozan anlaşması.
"LOZAN TARTIŞILACAK BİR SÖZLEŞME DEĞİL"
Bunun tartışılacak, reform edilecek bir sözleşme olduğuna inanmıyoruz. Ve bu anlaşma gereğince iki ülkede de yaşayan azınlıklar çok belirgin bir şekilde dile getirilmiştir. Ve azınlıklar Yunanistan açısından dini azınlık olarak tanınmıştır. Yunanistan'da Müslüman bir azınlık Lozan Anlaşması temelinde Yunanistan'da yaşamaktadır. Ve Yunanistan bu azınlığı bir hukuk devleti olarak tüm haklarını öngörüldüğü şekilde korumaktadır."
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları;
"LOZAN KONUSUNDA ANLAŞILAMAYAN İNCELİKLER VAR"
65 yıl sonraki bu ziyaretten mutluyuz.
Lozan konusunda hala anlaşılmayan bazı incelikler var. 94 yıl önce yapılmış bir anlaşma. bu anlaşma sadece Türkiye ve Yunanistan arasında yapılmış değildir. Bu anlaşmanın 11 taraf ülkesi vardır. Japonya, İngiltere... 94 yıl içinde dünya adeta yeniden kuruldu. Türkiye ile Yunanistan arasında çok şey değişti.
“BATI TRAKYA'DA YAŞAYAN MÜSLÜMANLAR İNANDIKLARINI LOZAN'A GÖRE YAŞAYABİLİYORLAR MI?”
Türkiye ile Yunanistan arasında bir çok şeyler değişti, değişiyor. Mesela Lozan'da buradaki Türklerle ilgili 'Müslüman azınlık' ifadesinin geçtiğinden bahsediyorsunuz. Doğrudur ama aynı zamanda AİHM'de Türk ifadesi orada geçmektedir. Bu kararlarıyla da orada vardır.
Mesela bir başka özelliğe geleceğim. Oradaki insanların yaşam koşullarının ne durumda olduğunu değerlendirme noktasına buraya da iyice bir göz atmak lazım. Batı Trakya'da yaşayan Müslümanlar inandıklarını Lozan'a göre yaşayabiliyorlar mı? Batı Trakya'da yaşayan Müslümanlar bugün en yazık ki kendi seçtikleri baş müftü değil, atanan bir baş müftüyle yönetilme gayretleri var.
"PATRİK ATANAN PATRİK DEĞİLDİR"
Türkiye’de mesela patrik atanan bir patrik değildir. Patrik, sensinod meclisinin seçmiş olduğu bir patriktir.
Lozan’a göre de malum belli bir sayıda sensinod Meclisi oluşur. Ve bunların da Türk vatandaşı olması lazım. Sensinod meclisindeki bu sayı azaldığı için, ben mesela patriğe demişimdir ki “Siz bize isimler verin, biz bunları Türk vatandaşlığına alalım ve Meclis’te bu sayıyı dolduralım.
"DEMEK Kİ LOZAN UYGULAMADA DEĞİL"
Patriği kim seçiyor? Seçecekse bu 17 kişiyi seçecek. Yunanistan’da gerek başbakanlığım, gerek cumhurbaşkanlığım döneminde hala biz Batı Trakya’da baş müftüsünü oradaki imamlar, din adamları seçememiştir. Bu nasıl oluyor da Lozan anlaşmasının uygulamada olduğunu söylüyoruz? Demek ki Lozan uygulamada değil.
Yunanistan'ın açıklanan kişi başına milli gelirine baktığınız zaman 18 bin dolar civarındadır. Batı Trakya halkının ortalama kişi başına milli geliri 2 bin 200 dolar civarındadır. Yatırım noktasında, atılması gereken adımlar noktasında gerekli olan destekler onlara verilmemektedir, bir ayrımcılık orada söz konusudur. Türkiye'de benim Rum vatandaşlarıma yönelik böyle bir uygulama göremezsiniz. İbadethaneleri noktasında en ufak bir ayrımcılık göremezsiniz ama Batı Trakya'da bırakın bunları, Türk kelimesinin yazılmasını dahi hazmetmek mümkün değil. Bence bizim bir defa bunları aşmamız lazım. Benim güncellenmesi gerekir dediğim konu, işte bunlardır.
NATO'YA GİREMEZDİNİZ
Tabi askeri konularda sıkıntılar yaşanıyor. NATO'dan siz çıktınız, tekrar NATO'ya girişinizi biz sağladık. Biz engel olsaydık siz NATO'Ya giremezdiniz. Ama biz öyle bakmadık, komşu diye baktık. Bugün de öyle bakıyoruz.
Kıbrıs'la ilgili görüşmede siz yoktunuz ben içerisindeydim. Yunanistan gibi Türkiye de garantör ülke. Final görüşmelerinin bizzat içerisinde oldum, Koffi Annan'la beraber süreci birlikte yürüttük. Oradaki görüşmelerde, çözüme gitmek gerekirken, orada alınan kararlar yürürlüğe girmedi. Kıbrıs'ta Türkler referandumda yüzde 60 evet oyu verdiler ancak Güney'de Rumlar hayır oyu verdiler. AB'nin verdiği sözler de yerine gelmedi. Verecekleri desteklerin hiçbirini uygulamaya sokmadılar. Bugün bile bunlar yerine gelmiş değil. Bizler bu noktadaki sadakatimizi aynen sürdürüyoruz. Bizim hedefimiz Kıbrıs'ta kalıcı, adil bir çözüm bulalım. Aynı şeyi Ege'de bulalım. Biz olması gerekenleri bir an önce yapalım. Kolay değil, Lozan'ın üzerinden 94 yıl geçti. 94 yılda birçok şey değişti."
BARDAĞIN BOŞ TARAFI İLE UĞRAŞMAYALIM
Bizim özellikle arzu ettiğimiz şeylerin başında, Batı Trakya'daki soydaşlarımızın hakkının korunması gelmektedir. Biz 65 yıl sonra buraya farklı bir heyecanla geldik. Batı Trakya'ya bir ziyaret yapmayı da uygun gördüm. Birileri de bunu provoke etmeye çalıştı. Her toplumda artılar, eksiler vardır. Ama bunların 65 yıl sonra buraya bir Cumhurbaşkanı geliyorsa, bunun kontrol altında tutulması gerekir diye düşünüyor. Bunları aramızda çok daha detay görüşme şansımız da olabilir. Bu ziyaretimiz çok çok daha farklı, çok çok daha zengin, çok daha barışa yürümesi tarafların özel gayretlerini gerektiriyor. Aramızdaki tüm ilişkileri süratle yoğunlaştırıp, güçlendirmemiz lazım. Turizmdeki gelişmelere baktığımızda, sizden bize gelenler, bizden size gelenler hatrı sayılır şekilde çoğalıyor.
Aramızdaki yüksek düzeyli stratejik konseyi güçlendirerek devam ettirmemiz lazım. Benim arzum, biz bardağın boş tarafıyla uğraşmayalım. Bardağın dolu tarafına bakıp, münasebetlerimizi güçlendirelim. Bu ziyaretimizde inanıyorum ki 65 yılı bir kenara koyup, ileriye bakma ziyareti olacaktır.
YUNANİSTAN CUMHURBAŞKANI TEKRAR SÖZE GİRDİ:
"Sayın Cumhurbaşkanı Kıbrıs konusunda, cumhurbaşkanı kıyası yaptınız. Ancak Yunanistan'da anayasa gereği cumhurbaşkanı sizin yetkilerinze sahip değildir. O yüzden katılamadım görüşmelere. Bu karşılaştırma için şeref duydum tabiki. İlişkilerimizin samimiyet ilkesi üzerinde ilerleyeceğine inanıyorum. Dışişleri Bakanımızın da söyleyeceği gibi ben hukuk profesörüydüm. Bir anlaşmanın, hukuk ilkesinin güncellenmesi mümkün değildir. Var olan sözleşmeye yeni bir metin ekleyebiliriz fakat anlaşmayı güncellemek veya reform etme gibi bir kavramı kullanmıyoruz. Bu konuda da sizin samimiyetinize inanarak, bunun altını çizmeyi arzu ediyorum. Aynı zamanda bu ziyaretin tarihi öneminin altını çizmeden edemeyeceğim."
PAVLOPULOS'UN SÖZLERİNE ERDOĞAN'IN CEVABI:
Bunu cevapsız bırakmak da kendime saygısızlık olur. Ben tabi hukuk profesörü değilim ama siyaset hukukunu iyi bilirim. Siyaset hukukunda da, anlaşmaların güncellenmesi diye bir şart vardır ve bunu da biz yaparız. Yeterki ülkeler bu konuda mutabık kalsınlar, bunun dünyada çok örneği var. Sizler bu konuyu açtığınız için bu konuya girdik. Açmamış olsaydınız, sayın Çipras'ın kabulünde bu konulara girerdik. Biz de çok sıkıntılar yaşadık, o yüzden sistem değişikliğine gidiyoruz. 2019'da Cumhurbaşkanlığı sistemine geçeceğiz.