'Peker operasyonu başlangıç' uyarısı!

Yeni Şafak yazarı İbrahim Karagül, son dönemde gündem olan Sedat Peker videoları üzerinden yürütülmeye çalışılan operasyonla ilgili kritik detaylar kaleme aldı. Meselenin Peker ve mafya meselesi olmadığını ifade eden Karagül, "Bunların tamamı daha önce denendi. Peker operasyonu başlangıç. Ardından ne gelecek onu bekliyoruz." dedi.

İbrahim Karagül, Yeni Şafak'taki köşesinde 'Neyin hazırlığı bu? İşgal ordusu mu çağıracaksınız? İstanbul’un üzerinde ABD uçakları mı uçuracaksınız?' başlıklı bir yazı kaleme aldı.

Çok yakında yine Dubai merkezli, patronluğunu ABD ve İsrail istihbaratının yaptığı bir müdahalenin, bir saldırının Türkiye’yi yoklayacağını ifade eden Karagül, "Bu sefer kimleri ortak seçecekler? PKK’yı kullandılar. FETÖ’yü kullandılar. YPG üzerinden Türkiye’yi vurdular. DEAŞ’ı kullandılar. Yeni müdahale girişiminde kimleri kullanacaklar, önemli olan bu ortaklığı ortaya çıkarmak." dedi.

2023 ÖNCESİ SON BÜYÜK TAHKİMATLAR

"Müdahalenin nasıl olacağını bilmiyorum. Ne tür yeni format deneyeceklerini anlamaya çalışıyorum. İçeride kimlerle çalışacaklarını sadece tahmin ediyorum. Ortaklığın şeklini, kullanılacak silahı öngörmeye çalışıyorum." diyen Karagül, 2023 öncesi son büyük tahkimatların yapıldığını kaydetti.

Yazısının devamında "Ama yapılan hazırlığı görüyorum.İzliyorum. Nasıl ortam oluşturulduğunu, hangi çevreler üzerinden psikolojik yıkım yürütüldüğünü, yalan ve kurgu senaryolarının nasıl ve kimler tarafından üretilip servis edildiğini, içeriden kurulan siyasi partiler cephesinin bu çerçevede nasıl kullanıldığını, o siyasi liderlerin bu senaryoları nasıl pazarladığını görüyorum." ifadesini kullanan Karagül, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bunlar muhalefet partilerinin çelişkileri değil, bir hazırlığın işaretleri. Bunlar siyasi partilerle terör örgütleri arasında kurulan cephe ortaklığının somut delilleri. Bunlar, 2023 öncesi son büyük saldırının tahkimatlarını yapıyorlar.

ABD, İsrail istihbaratı DEAŞ’a nokta hedefler verip tanklarımızı vurdu.
Bu güne kadar yaptıkları saldırılarla; hem içeride darbe yapmaya, iç çatışma çıkarmaya, ülkenin vatanseverlerini tasfiye etmeye giriştiler, hem de acımasız terör saldırıları yapıp binlerce insanımızın canına kıydılar.

Suriye’nin kuzeyindeki operasyonlarda DEAŞ’a nokta hedefler verip tanklarımızı vurdular, askerlerimizi şehit ettiler. Bunu yapan ABD/İsrail istihbaratıydı. Bunu yapan 15 Temmuz’un patronlarıydı. ABD, İsrail ve BAE, DEAŞ üzerinden Türkiye’yi vuruyorlardı.

PKK’yı, YPG’yi söylemeye bile gerek yok. Onlar Türkiye’ye karşı terörün, cinayetin, katliamın, insanlık suçlarının her çeşidini işlediler. PKK ve YPG, on yıllardır Türkiye’ye karşı kullandıkları, bir nevi Haçlı saldırılarının ileri tetikçileri oldu.

FETÖ savcılarının dosyaları ile yine Dubai’den saldırıyorlar.
FETÖ üzerinden 15 Temmuz’da yüzlerce insanımızı şehit ettiler, Meclis’imizi bombaladılar. İnsanlarımızı kurşuna dizdiler. Tankların altında ezdiler. Suikastlar düzenlediler, iç istikrarsızlık için sistematik terör uyguladılar. Milletimizin inançlarını sarstılar, zihinlerini kararttılar, Türkiye inancına, düşüncesine çok ağır darbeler vurdular.

Sedat Peker’in açıkladığı videolardaki bütün iddialar, 17-25 Aralık ve 15 Temmuz darbelerini yapmak için, FETÖ’nün ABD ve İsrail istihbaratı adına hazırladığı kurgu dosyalardır. İsrail istihbaratının ellerine verdiği listelere göre soruşturma dosyaları hazırlayanlar, FETÖ savcılarının dosyaları Peker’in önüne konmuş, yeniden servis ediliyor. Yeni olan hiçbir şey yok.

BAE Erdoğan’a darbe mi yapacak! Bu kurguyu ezbere biliyoruz artık.
Dikkat ederseniz, yayınlar önce Peker’in kişisel hesapları ile başlatıldı. Ardından “Türkiye-terör ortaklığı” teması işlenmeye başlandı. Çok geçmez, FETÖ’nün İran istihbarat iftiraları devreye girer. İsrail’in Selam-Tevhid iddiaları dolaşıma sokulur. Aslında bunların tamamı İsrail istihbaratı tarafından hazırlanmıştı.

Çok geçmez iş PKK’yı desteklemeye, DEAŞ üzerinden yürütülen ABD söylemlerine varır. En son Erdoğan’ı devirmeye, Türkiye’yi durdurmaya ayarlı çokuluslu senaryoya kadar ulaşır. Mesele Peker, mafya değil. Biz çok daha büyük bir kurgunun ikinci adımlarını bekliyoruz.

Bunların tamamı daha önce denendi. Peker Operasyonu başlangıç. Ardından ne gelecek onu bekliyoruz. Yeni ne deneyecekler onu bekliyoruz.

60 bin TIR dolusu silaha neden tek cümle etmediniz!
Dikkat edin;

PKK’ya 60 bin TIR dolusu silah veren, Türkiye sınırlarında devletten devlete savaş hazırlıkları yapan ABD ve İsrail için tek kelime etmezler. Afrin’de PKK’yı yöneten, Fırat Kalkanı’nda DEAŞ’ı yöneten ABD’li komutanlar hakkında hiçbir şey demezler.

Suriye ve Irak’ın kuzeyinde Türkiye’yi çevrelemek için cepheler inşa eden, NATO standartlarında, her biri binlerce kişilik orduyu donatacak mühimmat depoları yapan ABD ve İsrail için bir şey demezler.

Hadi bunlara karşı çıkın… Ortaya atılın. Görelim sizi!
Bizi Doğu Akdeniz’den, Ege’den sıkıştıran Batılı ittifaka karşı tek söz etmezler. Yunanistan’dan, Adalar’dan Balkan ülkelerine kadar, Karadeniz kıyısına kadar Türkiye’ye karşı askeri üs kuranlara, sınırlarımızın sıfır noktasına yığınak yapmaya çalışanlara tek söz etmezler.

Ege’de karşımıza dikilen Yunanistan’a, Akdeniz’de karşımıza dikilen Fransa’ya, Karabağ’da Ermenistan’a, Suriye ve Irak’tan Türkiye’yi vuran ABD ve İsrail’e tek kelime etmezler.

Türkiye’nin her mücadelesinde niye karşı cephede yer aldınız?
Nedense kullandıkları bu tipler, bazen FETÖ olur, bazen DEAŞ olur, bazen PKK/YPG olur, bazen mafya olur, bazen içerideki siyasi muhalefet olur, bazen “muhafazakâr muhalefet” olur, bütün açıklama, iddia ve iftiraları ile Türkiye’yi vururlar.

İstanbul’un fethinden haz almazlar, Taksim’e cami yapılır çamur atarlar, Ayasofya açılır küçümserler, Türkiye’yi 21. yüzyıl dünyasının merkezine taşıyan büyük projelerle dalga geçerler, dünyanın gıpta ile baktığı büyük jeopolitik zaferlerde Türkiye’nin karşısında olurlar.

Türkiye dokunulmazlığı kırmızı çizginiz değil mi?
Bütün bunlar arasındaki koordinasyon, tek merkezlilik, aynı hedefe yönelme sizi rahatsız etmiyor mu? Bütün bunlar olurken, Türkiye savunması, Türkiye’nin dokunulmazlığı, büyük Türkiye düşüncesi, Türkiye’nin en üst siyasi kimlik olması bizim hareket noktamız olmayacak mı?

Bu ülkeyi istihbarat aparatlarının, kullanışlı aptalların, siyasi hınç ve intikam hissinden başka önceliği olmayanların insafına bırakmaya gönlümüz razı olacak mı?

Biz, yüzlerce yıl bu sınavlardan geçtik..
Yüzlerce yıl bu sınavlardan geçtik. Selçuklu’da, Osmanlı’da, coğrafyanın her karış toprağında aynı sınavı ve aynı mücadeleyi verdik. Bir kez daha veriyoruz. Durduğumuz yer, yüzlerce yıllık siyasi genetikten başka neresi olabilir?

ABD ekseni mi? AB ekseni mi? İsrail öncelikleri mi? Türkiye’ye karşı bir terör örgütü gibi hareket eden BAE mi?"

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

İŞ TURKCELL Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz'dan CHP Sözcüsü Yücel'e tepki Türkiye'nin en seksi 4. kadını olmuştu! Melis Sezen'den şok sözler...
Sonraki Haber