Bugün Posta’da bir haber vardı. Hollanda Ulusal Antikçağ Müzesi’nden uzmanlar, İsa’dan önce 44 – 49 yılları arasında Roma İmparatoru olan Jül Sezar’ın gerçek görüntüsünü ortaya koyan bir büst yapmışlar. Üç boyutlu yazıcıyla üretilen büst için, İtalya Torino Müzesi’ndeki mermer heykel temel alınmış. Büstte, Sezar’ın alın kısmında geniş bir şişlik olduğu görülüyor. Uzmanlara göre bu şişlik doğum sırasında oluşmuş çünkü Sezar, sezaryenle dünyaya geldiği düşünülen ilk kişiymiş.
Kimilerine göre bu sadece bir rivayet çünkü o dönemde sezaryenin ardından anneyi kurtarmak mümkün değilmiş. Oysa Sezar’ın annesinin, onun doğumundan sonra 46 yıl daha yaşadığı biliniyor.
Peki Kleopatra nasıl bir kadındı? Bu sorunun cevabını da İngiltere'deki Newcastle Üniversitesi uzmanlarının yaptığı bir araştırma verdi. İki bin yıl öncesine ait bir gümüş sikkeyi inceleyen araştırmacılar, Hollywood filmlerinde menekşe gözlü, güzeller güzeli Elizabeth Taylor'ın canlandırdığı Kleopatra'nın aslında çıkık çeneli, ince dudaklı ve tabirimi mazur görün ama gayet çirkin bir kadın olduğunu belgeledi.
İsa’dan önce 32 yılına ait, bir yüzünde Kleopatra, diğerinde Antonius portreleri bulunan bu sikke, efsane Mısır Kraliçesi ile ilgili bilinen tüm ezberleri de yerle bir etti. Uzmanlara göre zaten eski yazıtlarda Kleopatra'nın müthiş zeki, karizmatik olduğu ve baştan çıkarıcı bir sesi bulunduğu yazılı. Ama hiç kimse kraliçenin güzelliğinden söz etmemiş…
Bahse konu sikkenin fotoğrafı yukarıda. Karar sizin? Ama ben yine de kendi payıma Kleopatra denildiğinde menekşe gözlü Elizabeth Taylor’u hayal etmeye devam edeceğim. Boşuna mı seyrettik onca filmi canım...