Kur’an-ı Kerim’de buyuruluyor ki:
Yeryüzünde yürüyen hiçbir
hayvan ve iki kanadıyla uçan hiçbir kuş yoktur ki,
sizin gibi birer ümmet/topluluk olmasınlar.
***
Hazreti Peygamber (sav) buyurdular ki:
Merhamet etmeyene merhamet olunmaz.
***
Hazreti Peygamber (sav) buyurdular ki:
Yeryüzündekilere merhamet edin ki,
gök yüzündekiler de sizlere merhamet etsin!
***
Hazreti Peygamber yine bir keresinde buyurmuşlardır ki:
Hayvanlarınıza, onları yormadan güzelce binin ve
(kullanmadığınız zaman da) güzel bir şekilde bırakın,
dinlendirin.
Onları yollardaki ve sokaklardaki konuşmalarınız
için kürsü edinmeyin.
Nice binilen hayvan vardır ki sırtına binenden
daha hayırlıdır ve
Allah Teâlâ’yı ondan daha çok zikretmektedir.
***
Süleyman’ın Özdeyişleri,
Bölüm 12’de buyurulur ki:
Doğru kişi hayvanıyla ilgilenir,
ama kötünün sevecenliği bile zalimcedir.
***
Mahatma Gandi diyor ki:
Bir ulusun büyüklüğü ve ahlaki gelişimi,
hayvanlara nasıl davrandıklarına
bakarak anlaşılabilir.
***
Woodrow Wilson diyor ki:
Eğer bir köpek yüzünüze bakıp da yanınıza
gelmiyorsa vicdanınızı kontrol edin.
***
Sultan İkinci Abdülhamid’in başhekimi Spiridon Mavroyani Paşa diyor ki:
İnsanları tanıdıkça köpeklerimi ve
kedilerimi daha çok seviyorum.
***
Georges-Henri Bousquet geçen asırda diyordu ki:
Hıristiyanlar, insanın tabiatıyla hayvanınki
arasına aşılmaz bir set çekmişlerdir.
Birinin ruhu vardır, ötekininse yoktur.
Dolayısıyla Batı’da köpeklere yaklaşımın özeti şu olmuştur:
Pierre: Aaa, Bir köpek!
Jaffier: Doğru.
Pierre: Vur onu.
Jaffier: Büyük bir memnuniyetle.
***
Jean du Mont diyor ki:
Türklerin hayırları
hayvanlar için bile geçerlidir.
Özellikle itlere karşı çok müşfiktirler.
Türklerde kedi, it ve at gibi eti için
beslenmeyen hayvanları öldürmek suçtur.
***
Geçen asırda Türk toplumunda köpekleri korumak üzere kalıplaşmış bir ifade şekli vardı ve şöyleydi:
İtler her ne zaman itlaf edilirse
Rusya ile savaşımız var demektir.
Hakikaten de itlerin her itlaf edilişi sonrası Rusya ile savaş edilmiştir.
Zira
İtlere azap,
getirir insanın başına gazap.
***
John Holmes diyor ki:
Köpek tabii ki insan değildir.
Ancak köpek ırkını mevcut şekliyle
tanımlamaktan daha büyük hakaret
olmadığını da biliyorum.
***
Erenlerin hayat hikâyelerinde ya da didaktik
anlatılarda köpek insana kıyasla çoğu zaman
tasavvuf ehlinin deyimiyle süfli ruhu temsil eder;
bu da insani ve hayvani tutkuların elinde oyuncak olan,
arzularını kontrol edemeyen insanın halidir.
Feriduddin-i Attar
İlahiname'de
insanın hâkim olmak zorunda olduğu bu halden bahseder:
Peygamber bir soruya cevap olarak şöyle dedi:
"Ümmetimi tehdit eden, haysiyet kırıcı değişim
yürekte gerçekleşiyor.
...Haysiyet kırıcı değişimi engellemek istersen
köpeğini zincirle.
...Kendini köpekten üstün görüyorsun, emin ol,
bu sendeki köpeklikten ileri geliyor.
***
İstanbul sokak köpeklerini gözlemleyen Mark Twain de diyor ki:
Hayatımda hiç bu kadar
kalbi kırık ve mahzun bakışlı
sokak köpekleri görmedim.
***
Charles Diguet’e göre:
Apartman itleri
bizim gözetimli kölelerimizdir.
***
Sokak köpeklerinin de dünden bugüne
haddini bilmez insanlara bir çift sözü var.
O da şudur:
Ekmeğimi çöpten, suyumu yağmurdan alırım.
Sadece biraz sevgi
Lütfen!
***
Velhasıl;
Yaratandan ötürü köpekleri de sevmek gerek.
Dolayısıyla da almamak lazım mazlum (köpeğin) ahını.
Kanunlardan kurtuluş mümkünse de, hiç şüphesiz ki,
ilahi adalet gereği,
işlenen her zulmün bedeli çıkacaktır aheste aheste, er ya da geç.