Piyasalar için en kritik iki hafta
Yeni haftada Cumhuriyet Bayramı nedeniyle yurt içinde işlemler 3,5 gün ile sınırlı olacak. Dolayısıyla haftaya yarım gün ile başlanırken hareketlilik limitli kalabilir. Ancak piyasaları önümüzdeki iki haftalık süre zarfında son derece önemli konu başlıkları bekliyor. İşte detaylar...
İçeride kredi derecelendirme kuruluşu S&P’nin Cuma günü Türkiye’nin kredi notu ve görünümüne dair güncelleme yapması beklenirken bu hafta ABD’de PCE endeksi, büyüme ve istihdam rakamlarının açıklanacak olması daha çok makro göstergeleri ön plana çıkaracak. ABD’de özellikle son dönemde açıklanan verilerin piyasa beklentisini geride bırakması tahvil faizlerinin de yukarı yönlü bir eğilim sergilemesine neden olmuştu.
Gelecek hafta ise ABD başkanlık seçimi gibi oldukça kritik bir konu başlığını takip edecek olan piyasalar seçimden iki gün sonra ise bu kez 25 baz puanlık faiz indiriminin beklendiği Fed toplantısına odaklanacak. Özetle önümüzdeki iki haftalık periyotta yoğunlaşan konu başlıklarının çizeceği resmin varlık fiyatlarına küresel ölçekte yön verecek. ABD başkanlık seçiminin sonucuna dair belirsizlikler düşünüldüğünde yatırımcıların defansif tarafta kalmaya daha meyilli olabileceklerini ise göz önünde bulundurmak gerekir. Eylül ayından bu yana ABD’nin CDS priminin 35 baz puandan 45 baz puana doğru yükselmesi de artan belirsizliklerin bir yansıması olarak kabul edilebilir.
Yurt içi gündemde haftanın son işlem gününde kapasite kullanım oranı ve reel kesim güven endeksi öne çıktı. Mevsimsellikten arındırılmamış Reel Kesim Güven Endeksi (RKGE) bir önceki aya göre 2,1 puan artarak 100,9 olarak gerçekleşti. Mevsimsel etkilerden arındırılmamış Kapasite Kullanım Oranı (KKO) bir önceki aya göre değişmeyerek %74,9 oldu.
USD/TL ise haftayı anlamlı bir değişim göstermeden tamamladı. Hafta boyunca ABD’de açıklanan veriler piyasa beklentisini geride bırakırken ABD tahvil faizlerinin ise göreceli yüksek bir seyir izlediğini gördük. Bu çerçevede gelişmekte olan ülke para birimlerinin genel hatlarıyla zayıf bir performans sergilediğini göz önünde bulundurulursa TL’nin baskı altında geçme potansiyeli taşıyan haftayı oldukça ılımlı bir görünümle tamamladığı söylenebilir. Bu noktada TCMB’nin toplam rezervinin tarihi zirveye yükseldiğinin de altını çizmek gerekir. Tahvil faizlerinde ise getiri eğrisi boyunca yukarı yönlü bir eğilim söz konusuydu. 10 yıl vadeli tahvil 60 baz puanın üzerinde yükseliş gösterdiği haftayı %30 seviyesinin üzerinde noktaladı. Yeni haftada TL açısından haftanın en önemli konu başlığını ise S&P’nin Türkiye’nin kredi notu ve görünümüne dair yapması beklenen güncelleme oluşturuyor.
Borsa İstanbul: Geçtiğimiz hafta boyunca volatil bir görünüm sergileyen BIST-100 endeksi özellikle son iki işlem gününde sergilediği güçlü performansla haftayı %1,3 oranında yükselişle noktalamayı başardı. Böylece dört haftadır arka arkaya devam eden değer kaybı serisi de sonlanmış oldu. Büyük ölçüde negatif geçen Cuma günü gerçekleşen yükseliş ise özellikle BIST 50’deki açığa satış yasağını kaldırılmasına yönelik çalışmalar yapıldığı haberlerini takiben son bir saatte yoğunlaşan alımların desteği ile gerçekleşti. Söz konusu yasak 6 Şubat depremlerinden bu yana devam ediyor. Bu yönde bir karar alınması piyasalara derinlik kazandırabileceği için yabancı katılımını destekleyen bir unsur olarak da çalışabilir. Endeksin teknik görünümü ise henüz anlamlı şekilde değişmiş değil. 9000 puanı kısa vadede en önemli direnç noktası olarak izlemeye devam ediyoruz. Bu seviyeye kadar olan yükselişlerin olağan tepki sınırları içinde kalacağına ve görünümün iyileşmesi için söz konusu noktanınüzerinde kapanışlar yapılması gerektiğine inanıyoruz.Cumhuriyet Bayramı nedeniyle Borsa İstanbul’da bugün işlemlerin yarım gün ile sınırlı kalacak olması ve yarın işlem yapılmayacak olması ise hareketliliği ve risk alma iştahını limitleyebilir.