Poponun ne kadarının açılması uygun?

Üç gündür sosyal medyada beliren popo hassasiyeti nedeniyle, şort ile alakalı acil durumla karşı karşıyayız, maydaymaydaymayday*. Memleketin popo gibi yuvarlak (nur topu gibi demek istemedim) yeni bir gündemi oldu; mayday! Bu gündemi Ömür Gedik’e borcuyuz; mayday!

Daha önce ulu orta bebeğini emzirenlere de çatmıştı Ömür, mayday! Emzirmenin mahremiyetine dem vurmadan evvel, kedisini emzirdiği bir videoyu sosyal medyada paylaşmıştı. Yani benim Ömür’den tutarlı olması gibi bir beklentim yok.

Kürke karşı çıkıp imitasyon kürklerle dolaşma çelişkisini de anlayabiliyor değilim. Çok karşı olduğun şeyin benzerini veya onu çağrıştıranı da yapmazsın/ giymezsin. Ne gerek var? Tabii kürke karı çıkıp bilmeden de olsa kızının düğününde deve kuşu tüylü elbise giyerek, tüy dikmişti tartışmaların üzerine. Tekrar söylüyorum: Ömür’ün tutarlı olmasını beklemiyorum ben. Mayday!

***

Şort tartışmasında karşı saldırıda Ömür Gedik’in bol bol şortlu, bikinili fotoğrafları kullanıldı. Dediği gibi yerine göre giyinmediğinin vesikalı belgeleri kondu önümüze. En çok giydiği dar tayttan cinsel organının şeklen belirdiği fotoğraf paylaşılıyor. Bunu da yanlış buluyorum, söyleyeyim. Ancak zaten insanlar reaksiyon versin diye yapılmış bir söylem göreceği karşılıkta pek belirleyici de olamıyor.

“Bunu söyleyecek en son insan Ömür Gedik’tir, kendi teşhirci” demek de yanlış bir mantık. O zaman vücudunu daha fazla kapatanların daha az kapatanlar üzerinde söz söyleme hakkı doğuyor. Yanlış!

***

Şort giydiği için dövülen kadınların olduğu ülkede kimse çıkıp dekolte sınırı çizemez. Ayıptır!
Mahremiyet kişiden kişiye değişir. Hatta kişinin bir mahrem sınırı da olmayabilir. Bu bir tercihtir. Kanunen belirlenen sınırların dışına çıkılmadığı sürece (çıplak dolaşmak pek çok ülkede yasaktır örneğin) insanların inanç, kültür, gelenek, yaşam biçimi, terbiye, görgü ve anlayışından gelen seçimleri doğrultusunda giyinmeleri en doğal haklarıdır.

Ben pek dekolte sevmem. Ama ben tercih etmem, başkasının neyi nerede giydiği kendi tasarrufu. Beni ilgilendirmez. Benim sosyal medyada kullandığımı üzerimde kalın askılı elbise bulunan profil fotoğrafına bakıp kolunu, gerdanın açmış diyebilir biri. Başka biri ise aynı fotoğrafı kapalı bulabilir.

Bir kişinin giyim kuşamı bana göre aşırıysa "Aşırı" der geçerim, dertlenmem. Giyim kuşamla ilgili yargılarım, fikirlerim, tercihlerim elbette var. Herkesin var. Ancak bunları tepeden bakarak söylemeye kimsenin hakkı yok.

Teşhircilik dediğiniz şey nerede başlıyor? Yediğin yemeğin fotoğrafını koymak teşhircilik değil mi? Nişan yüzüğünü paylaşmak? “Evet” dedi diye reklam yapmak? Tatil şatafatını insanların gözüne sokmak? Kaldığın lüks otelin lokasyonunu vermek, oturduğun evi etiketlemek?
Saç mı görünmeyecek, göğüs çatalı mı, bikini bölgesi mi? Eteğin boyu ne olmalı? Uzlaşabilecek miyiz sınırlarda? Hayır!
O zaman ilk taşı hiç teşhir etmemiş olanınız atsın! Ki onun da hakkı yok!

Üstelik, kamusal alan gibi saçma tartışmalar yaşamış bir ülkede popo hassasiyetinin belirmesi… Utanç verici!

Instagram'a bir giriyoruz, bir sürü insanın yatak odasına hatta yatağına girip çıkıyoruz. Yemek masasına oturuyoruz, balkonunda takılıyoruz. Bikinili, şortlu tatil fotoğrafları her yerde… Sosyal medya dediğin şey aldı plajları, AVM’leri, kamusal alanları elimizdeki bir ekranın içine koydu. Yerine göre giyinmek? Tamam, plajda yerine göre giyinmişsin de bunu kalıcı hale getirip, gözümüze sokmuşsun. Bu da kişilerin kendi tercihi, mahremiyetleriyle ilgili kendi tasarrufları. Bunları onaylamıyorsanız yapmayın. Çok kızıyorsanız izlemeyin! Hem sosyal medyada günde 5 saat geçir hem de teşhire ve röntgene karşı çık! Olmuyor, tutarlı olmuyor; mayday!

***

Bu dünyadaki en boş iş moda polisliğidir. Ben de kimi zaman kritik ediyorum. Ne bileyim erkeklerin kısa, dar paça pantolonlarına, modanın kurbanı olmuş gençlere, ihtiyarlara dayanamıyorum. Ama “Onların tercihleri” deyip, geçebilmeliyiz.

Giyim kuşam, moda endüstrisi insanlarla kedinin fareyle oynadığı gibi oynamadan önce daha çok iklim, coğrafi koşullar, gelenekler ve ‘akıl edilebilirlikle’ şekillenirdi. Bu yüzden kuzeydekiler kürk giyer, çölde yaşayan Bedevi kum fırtınasında yüzünü kapatacak bir peçeye ihtiyaç duyar. Kuzey Afrika’da Berberiler, akılsız oldukları için kafalarında koca sarıklarla geçmezler çölü, o yerel giysi hayat kurtarır. İskoçlar iç çamaşırı olmadan kilt (etek) giyerler, soğuktan korunabilmek için dizlerinin üzerine kadar çorap çekerler. Emin olun iç çamaşırı üretebilmiş olsalardı don giyerlerdi. İtalya’da bir erkeğin pantolonunun altından etinin görünmesi hoş karşılanmaz. Bu yüzden erkeklerin çorapları diz altına kadar uzanır. Bizde o çorapları neneler giyer.

Kadınların belinin Avrupa’da korselerle inceltilip anatomilerinin bozulduğu… Çin’de imparator küçük ayaklı bir fahişeye tutulunca bütün kadınların ayaklarını sararak saçma bir ayak şekli ortaya çıkardığı bir dünyada yaşıyoruz. O kişiler yerine göre giyiniyorlardı, modayı takip ediyorlardı; emin olun.
Kim ne istiyorsa, onu giysin. Moda polisliği, ahlak polisliği yapmayın. Yeter! Daha önemli konularımız var.

* Radyo iletişiminden mayday tehlike sinyalidir.

Tüm yazılarını göster