'Bu savaş ön kabulleri yıktı. Rusya taktik nükleer başlıklı silah kullanabilir!'
Emekli tuğgeneral Prof. Dr. Esat Arslan, Karadeniz'deki 'serseri mayın' tehdidini, Putin'in sıradaki hamlesini, yarın Ukrayna - Rusya için toplanacak olan NATO Olağanüstü Liderler Zirvesi'ni ve yaşanan diğer gelişmelerin yansımalarını SuperHaber YouTube kanalında değerlendirdi.
Emekli tuğgeneral Prof. Dr. Esat Arslan'ın SuperHaber muhabiri Mevlüt Yüksel ile gerçekleştirdiği canlı yayında, Karadeniz'deki 'serseri mayınlar'ın İstanbul Boğazı'nda yaratacağı olası tehlike, Rus ordusunun Kiev'de bir AVM'yi hipersonik füzelerle bombalamasının ardından Putin'in sıradaki planının nükleer silahlar olacağı iddiaları, AB ülkelerinin nükleer silahlanma yarışı, yarın Ukrayna - Rusya için toplanacak olan NATO Olağanüstü Liderler Zirvesi'nde alınacak kararlar ile Türkiye'nin garantörlüğü ve ABD'nin Türkiye'ye 'S-400'leri Ukrayna'ya verin, F-35'leri alın' teklifini ele aldı.
Arslan, Karadeniz'deki 'serseri mayın'ların İstanbul Boğazı için herhangi bir tehlike oluşturmadığını aktardı. Rusya - Ukrayna yetkililerin Türkiye'nin arabulucuğu sebebiyle Antalya'da bir araya gelmesini, "Antalya'daki demokrasi forumu, güçlünün değil haklının güçlü olduğunu ortaya koymuştur" sözleriyle ifade etti.
Yarın Brüksel'de toplanacak NATO Liderler Zirvesi'nde Türkiye'nin garantörlüğünün de ele alınacağını belirten Esat Arslan, Türkiye'nin masada olması gerektiği ancak garantörlükten kaçınması gerektiği konusunda, "Bu durum Kıbrıs'taki gibi bir garantörlük değil. Türk askeri kanlı çatışmalar içinde bulunmamalı" ifadeleriyle uyarılarda bulundu.
Soğuk savaş döneminden bu yana nükleer silahlarda oluşturulan bir dehşet dengesi olduğunu "Biyolojik laboratuvarları ve biyolojik silahları ön plana çıkartıyorlar. Bu beni endişeye sevk ediyor" sözleriyle ifade eden Prof. Arslan, "Bu savaş ön kabulleri yıktı. Rusya, taktik nükleer başlıklı silah kullanabilir. Süreçte açık bir askeri zafer yakalayamazsa stratejik olmayan nükleer envanterini kullanacaktır" cümleleriyle Rusya'nın hipersonik füzelerin ardından nükleer silahlar da kullanabileceğine vurgu yaptı.
Prof. Dr. Esat Arslan'ın açıklamaları şu şekilde;
"KARADENİZ'DEKİ SERSERİ MAYINLARIN İSTANBUL BOĞAZI İÇİN TEHDİT OLUŞTURMASI SÖZ KONUSU OLAMAZ"
Karadeniz'deki serseri mayınların sayısı olarak değişik şeyler var. İstanbul Boğazı için tehdit oluşturması söz konusu olamaz.
"TÜRKİYE MASADA OLMALI AMA GARANTÖRLÜKTEN KAÇINMALI"
Rusya bazı maddeleri değiştirmek istiyor. Lviv eskiden barış için ortaklık merkeziydi, Rus pilotları elleriyle koymuş gibi yerlerini biliyor. I.Yalta Konferansı güçlünün haklı olduğunu söyler. II.Yalta olarak isimlendirdiğim Antalya'daki demokrasi forumu, güçlünün değil haklının güçlü olduğunu ortaya koymuştur. NATO Liderler Zirvesi'nde garantörlük meselesi de ele alınacak. Türkiye barışı koruma kuvvetleri için de telakki edilmiştir. Türkiye masada olmalı ama garantörlükten kaçınmalı. Bu durum Kıbrıs'taki gibi bir garantörlük değil. Türk askeri kanlı çatışmalar içinde bulunmamalı.
"RUSYA TAKTİK NÜKLEER BAŞLIKLI SİLAH KULLANABİLİR"
Biz kabile devleti miyiz? Bu kadar absürt bir durum olabilir mi? Türkiye'ye Yunanistan tehdidi kalktı mı? Bu ABD'de üretilen bir takım fikirlerdir. Soğuk savaş döneminden bu yana nükleer silahlarda oluşturulan bir dehşet dengesi var. İkizleme teknikleri bulunuyor. Biyolojik laboratuvarları ve biyolojik silahları ön plana çıkartıyorlar. Bu beni endişeye sevk ediyor. Ukrayna nükleer başlıkları teslim etmemiş olsaydı, Rusya asla böyle bir harekete cesaret edemezdi. Rusya taktik nükleer başlıklı silah kullanabilir. Bu savaş ön kabulleri yıktı. Süreçte açık bir askeri zafer yakalayamazsa stratejik olmayan nükleer envanterini kullanacaktır. Ülkelerin nükleer silah edinme yarışına başlayacağı konusunda endişelerim var. Bu dehşet dengesini çok kötü duruma sokar. Almanya'nın silahlanma için ayırdığı paraya dikkat.
Prof. Dr. Esat Arslan'ın açıklamalarının tamamını YouTube kanalımızda izleyebilirsiz...