Prof Dr Kırık açıkladı: “Batık şirketlerin zararını halk vergi olarak ödüyor!”

Türk ekonomisini zarara uğrattığı ortaya çıkan ”Finans mafyası”nın yöntemi ekonomi çevrelerinin gündemi oldu. SuperHaber’in ortaya çıkardığı inanılmaz soygun için Prof. Dr. Ali Murat Kırık; ”Bu zarar kamusal kaynaklar üzerinden karşılanır. Bu da dolaylı olarak vergi ödeyen halkın sırtına bir yük bindirir” dedi.

MEVLÜT YÜKSEL/ÖZEL HABER

Türkiye enflasyon ile mücadele ederek daha iyi ekonomik bir tabloya sahip olmaya çalışıyor. Ancak tüm çabalara karşılık iş insanı görünümlü finans mafyasının Türk ekonomisine büyük zarar verdiği ortaya çıktı.

PROF DR ALİ MURAT KIRIK “FİNANS MAFYASI”NIN YÖNTEMİNİ AÇIKLADI”

İlk kez SuperHaber’in ortaya çıkardığı “Finans Mafyası”nın inanılmaz soygun yöntemi için Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Murat Kırık; ”Bu zarar kamusal kaynaklar üzerinden karşılanır. Bu da dolaylı olarak vergi ödeyen halkın sırtına bir yük bindirir.” dedi. Prof. Dr. Kırık yaptığı genel değerlendirmede ”Bu tür dolandırıcılık faaliyetleri, ekonomide büyük zararlar yaratan ve bireylerin dolaylı olarak zarara uğramasına neden olan organize bir plan üzerine kuruludur. Öncelikle konkordato ilan eden veya ekonomik darboğazda olan şirketler hedef alınır. Konkordato, şirketlerin iflaslarını engellemek amacıyla borçlarını yeniden yapılandırmalarını sağlayan bir hukuki süreçtir. Bu süreçte, şirketler genellikle düşük bir bedelle satışa çıkarılır ya da varlıkları değerinin çok altında devredilebilir hale gelir. Bu aşamada dolandırıcılar, bu şirketleri “ölü fiyatına” alarak harekete geçerler.” dedi.


“KAMU BANKALARININ ZARARINI HALK VERGİ OLARAK ÖDÜYOR”

Prof. Dr. Kırık değerlendirmesinin devamında ortaya çıkarılan bu durum ile ilgili olarak ”Dolandırıcılar, kamu bankalarından ya da özel bankalardan kredi alarak bu zor durumdaki şirketleri satın alır. Bankalardan kredi sağlama sürecinde ise genellikle şirkete değer biçmekte yapılan hileler, yanıltıcı beyanlar ya da sahte raporlar kullanılır. Kredi sağlandıktan sonra, satın alınan şirketler bir süre faaliyet gösteriyor gibi görünse de aslında verimli bir iş yapısı kurulmaz ve şirket kasıtlı olarak yönetimsel yanlışlarla daha da kötü bir hale getirilir.Kısa bir süre sonra ise satın alınan bu şirket iflas açıklayarak borçlarını ödeyemeyeceğini beyan eder.Bu aşamada krediyi alan dolandırıcılar ise paraları kendilerine aktararak şirketi iflas ettirmiş olur. Bu tür olaylar ekonomik düzenin suistimal edilmesi anlamına gelir. Çoğu zaman, bu tarz dolandırıcılar, sıradan vatandaşların sırtından para kazanır. Kamu bankalarının verdiği krediler, dolayısıyla halkın vergilerinden sağlanan kaynaklar, kötü niyetli bireyler tarafından bu tür bir dolandırıcılık düzeni içinde kullanılmaktadır. Bu durum yalnızca ekonomiye zarar vermekle kalmaz, aynı zamanda bankaların kredi verme güvenini sarsar ve vergi ödeyen vatandaşlar üzerinde büyük bir yük oluşturur.Sonuç olarak, alınan krediler ve borçlar ödenmediği için bankalar zarara uğrar ve bu zarar kamusal kaynaklar üzerinden karşılanır. Bu da, dolaylı olarak vergi ödeyen halkın sırtına bir yük bindirir.”değerlendirmesinde bulundu.


“BANKALARI KREDİLERLE DOLANDIRANLAR KONKORDATO YÖNTEMİNİ KULLANIYOR”

Profesör Doktor Ali Murat Kırık SüperHaber’e yaptığı yorumda özel ve kamu bankalarının dolandırılmasını da şöyle anlattı.”Bu dolandırıcılık düzeninde dikkat çeken birkaç ana nokta vardır. Dolandırıcılar, değerinin çok altında alınan şirketler için bankalardan kredi kullanarak borçlanma yoluna giderler. Ancak aldıkları krediyi, şirketi kalkındırmak yerine kendileri için kullanırlar.Çoğunlukla ipotek gösterilerek alınan krediler, şirketin gelecekteki varlıklarıyla ödenemeyecek şekilde planlanır.Şirketlerin kasıtlı olarak kötü yönetilmesiyle gelir kaynağı yaratılmadan harcama yapılır ve sonuçta iflas açıklanır. Bu durumda şirketin borçları yapılandırılmak istenir, ancak çoğu zaman ödenemez hale gelir. Konkordato sürecindeki şirketler, bankalara ve tedarikçilere borçlarını ödeyemediğinde bu borçlar ya mahkeme süreci ile silinir ya da yapılandırılır.Dolandırıcılar, konkordato sürecini kötüye kullanarak,ödenemeyen borçları kolayca ortadan kaldırmaya çalışır.”


İŞTE BANKA DOLANDIRICILIĞI İÇİN ALINMASI GEREKEN TEDBİRLER

Prof.Dr.Kırık açıklamasının son bölümünde finans mafyasının önüne geçilmesi için alınması gereken tedbirleri vurgulayarak uyardı.prof.Dr.Kırık, ”Bu tür dolandırıcılığın önüne geçmek için devlet ve vatandaşlar birkaç temel önlem almalıdır. Devlet, konkordato ilan eden ya da iflas riski taşıyan şirketlerin devredilmesi ve kredilendirilmesi süreçlerini daha sıkı bir denetime tabi tutmalı.Bağımsız denetim kurumları ve şeffaf raporlama sistemleriyle, bu şirketlerin mali durumlarını düzenli olarak kontrol etmelidir. Ayrıca, kamu bankaları ve diğer kredi veren kuruluşlar,kredi taleplerini değerlendirirken daha titiz incelemeler yapmalı, kredi başvurusu sırasında verilen teminatları ve finansal tabloları detaylı bir şekilde doğrulamalıdır. Vatandaşlar ise şüpheli işlemler ve düşük fiyatlarla yapılan alımlar konusunda daha bilinçli olmalı devletin belirlediği iletişim kanalları üzerinden bu türden şüpheli olayları bildirmelidir. Şeffaflık, sıkı denetim ve bağımsız değerlendirme süreçlerinin uygulanması, bu tür suiistimallerin önüne geçmek için etkili olacaktır. Böylece, devlet ve vatandaş iş birliğiyle bu dolandırıcılıkların önüne geçmek mümkün olabilir.” ifadelerini kullandı.

“Birileri bu dosya aydınlığa kavuşsun istemiyor gibi” Çömez’in Niğde manipülasyonu ve gerçekler Kadınlara yönelik şiddetin önlenmesi komisyonuna üyeler seçildi
Sonraki Haber