Geçen hafta özellikle Suriye ve Irak ile ilgili önemli gelişmeler yaşandı. 14 Haziran’ı 15 Haziran’a bağlayan gece Türk Silahlı Kuvvetleri, Milli İstihbarat Teşkilatı ile koordineli bir şekilde Pençe-Kartal Harekât’nı başlattı. Harekât kapsamında Irak’ın kuzeyindeki terör yuvaları hava bombardımanları ile yerle bir edildi. Harekât, Irak’ın kuzeyinde Kandil’den Sincar’a, yani İran sınırından Suriye sınırına uzanan bir hat boyunca gerçekleşti.
16 Haziran’da ABD ve Fransa’nın gözetiminde PYD terör örgütünün terörist elebaşı Şahin Cilo kod adlı (ki kendine Mazlum Kobani diye yeni bir kod adı vererek PKK terör örgütü geçmişini silmeye çalışan) Ferhat Abdi Şahin ile Irak’ın kuzeyindeki Barzani yönetiminin belirlediği Suriye Kürt Ulusal Konseyi (SKUK-ENKS) heyetleri, aynı örgütlenmeler arasında 2014 yılında Duhok’ta yapılan anlaşma zemininde görüşmek için bir anlaşmaya vardı. ABD'nin Uluslararası Koalisyondaki Danışmanı William Robak’ta bir amir edasıyla anlaşmanın açıklandığı basın bilgilendirme toplantısının fotoğraf karesine girdi.
Bu açıklamanın yapıldığı 16 Haziran’ı 17 Aralık’a bağlayan gece bu sefer komandolarımız terör örgütü PKK’nın Türkiye’ye yönelik saldırılarının ana merkezlerinden olan Haftanin kampına operasyon başlattı. Hava unsurlarının da desteklediği harekât ile TSK adeta örgütün Irak’taki varlığına son darbeleri indirecek bir süpürme harekâtnı yürüttü, yürütmeye devam ediyor.
Bu gelişmelerin ardından “ABD Türkiye’ye PKK’yı verdi, PYD’yi kabul ettirdi” değerlendirmeleri yapılmaya başlandı. Anlamakta çok zorlandığım bu ifadeler, her harekât küçümseyen ve hatta bu harekâta yönelik güçlü psikolojik desteği kırmayı amaçlayan bir tarza yöneldi. PKK ile PYD’nin aynı kaynaktan beslenen aynı yapı olduğunu unutacak mıydık? Suriye’nin kuzeyindeki teröristleri kabullenecek bir devlet geleneğimiz mi var bizim? Anlamakta zorlanıyorum. Evet, PKK eşittir PYD. Müttefikimiz ABD’nin temsilcisinin yan yana durduğu Şahin Cilo kod adlı Ferhat Abdi Şahin bir terörist.
Buraya bir virgül koyarak, bir önceki yazımda bıraktığım yerden devam edeyim. (“PYD'yi PKK'dan ayırmak mümkün mü? -1 başlıklı yazıyı okumak için tıklayın)
2003 yılında kuruluşunu ilan eden PYD terör örgütünün tüzüğünde yer alan “PYD, Abdullah Öcalan’ı kendi önderi, Halk Kongresini (sözde) Kürdistan halkının üst şemsiyesi, KCK-Batı’yı Suriye’deki Kürt halkı için demokratik sistem olarak görür” maddesi bu örgütün kuruluş amacını net bir şekilde ortaya koymakta. Yani Türkiye içinde birileri “PYD ile PKK farklı” dese bile örgüt bizzat kendisi PKK ile PYD’nin aynı olduğunu ikrar etmekte.
PYD tüzüğünde “parti üyelerinin Abdullah Öcalan’a bağlı kalarak onun özgürlüğü için mücadele etmesi gerektiği” tanımlanmaktadır. PKK’nın çatı yapılanması KCK’nın sözleşmesi ve PKK terör örgütünün tüzüğünde “önder” olarak kabul edilen Abdullah Öcalan, PYD tüzüğünde de önder olarak kabul edilmektedir.
PYD terör örgütünün, kuruluşundan sonra yaptığı kongrelerde aldığı bazı kararlar ve çok sayıda uygulaması da PKK terör örgütü ile arasındaki ayrılmaz bağı göstermesi bakımından önemlidir.
• PKK’nın kullandığı Kandil Dağı/(sözde) Şehit Ayhan Kampı’nın, bir dönem PYD’nin ana karargâhı olarak kullanılması,
• PKK terör örgütünün Yürütme Konseyi üyesi Mustafa Abdi Bin Halil’in, “PYD faaliyetlerinin sorumlusu” olarak görevlendirilmesi,
• Bölücübaşı Abdullah Öcalan’ın ‘demokratik özerklik’ yaklaşımına vurgu yapılarak, ‘KCK Rojava’nın kurulduğunun ilan edilmesi,
• Öcalan ile irtibatlı Salih Muhammed Müslim’in, ilk PYD Başkanı Barazani Muhammed’in yerine başkan seçilmesi,
• PYD iç tüzüğünde; “PYD’nin, Öcalan’ı komutan ve KCK terör yapılanmasının (sözde) yasama organı KONGRA-GEL’i Rojava’nın da Yüksek Yasama Organı olarak kabul ettiği” ifadesine yer verilmesi,
• Arap Baharı’ndan itibaren Bölücübaşı Öcalan’ın, Suriye’de izlenecek hareket tarzını, “Beşar Esad ile uzlaşılması, ancak her duruma karşın öz savunmanın oluşturulması ve Suriye’deki Kürtlerle birlikte hareket edilmesi” stratejisine PYD’nin tamamen uyması,
• PKK’da mevcut eş başkanlık sisteminin PYD’de de başlatılması,
• PYD’nin, PKK’nın Suriye’deki mücadelesini devraldığını dile getirmesi gibi örnekler, bu bağın gücünü göstermektedir.
Gelelim PYD’nin günümüzdeki elebaşı yapısına. PKK’lı Şahin Cilo kod adlı teröristi zaten biliyorsunuz. Örgütün Siyasi ve Silahlı yapılanmasının liderliklerini şu isimler yapıyor:
Silahlı Yapı:
- Fehman Hüseyin – Suriye Genel Sorumlusu
- Halef el Muhammed – Suriye eski Genel Sorumlusu
- Sabri Ok – KCK Suriye Koordinatörü
- Gülüser Törün – KCK Suriye Sekreteryası Üyesi
- Nevruz Ahmed – Örgütün kadın ayağı YPJ terör yapılanmasının elebaşı
- Semir Asu – YPG terör örgütü (sözde) Genel Komutanlık Üyesi
- Nuri Mahmud – YPG terör örgütü sözcüsü
Siyasi Yapı
- Muzaffer Ayata – KCK Suriye Sekreteryası Üyesi
- Şahoz Hasan – PYD eski eşbaşkanı
- Salih Müslim – TEV-DEM Dış İlişkiler Sorumlusu
- Redur Halil – SDG Dış İlişkiler Sorumlusu
- Velid Halil – TEV-DEM Yürütme Kurulu Üyesi
- İlham Ahmed – (Sözde) Kuzey Doğu Suriye Özerk Yönetimi ve Suriye Demokratik Meclisi/Konseyi eşbaşkanı
Bu kadroların büyük çoğunluğu doğrudan PKK terör örgütünün görevlendirmesi PYD içinde yer almakta. Sabri Ok ve Fehman Hüseyin Türk kamuoyunda da bilinen iki terör elebaşı.
Özetle Türkiye her şeyin farkında. Hem de farkında değilmiş gibi yapanların görmezden gelemeyeceği şekilde.