Bir önceki yazımızda şirketler ve kuruluşların yaptığı
“Ramazan Paketi ”
veya erzakı olarak tabir edilen yardımların; kendi çalışanlarına yardım olarak dağıtması halinde bunun vergisel boyutunun ne olacağını açıklamış idik.
Bu yazımızda ise söz konu yardımların ihtiyaç sahiplerine doğrudan yapılması veya İhtiyaç sahibi kişi ve kurumlara dolaylı olarak yapılması halinde vergisel boyutunu açıklayacağız.
İhtiyaç sahiplerine doğrudan yapılan yardımlar
Şirketler kendi çalışanları dışında ki kişilere ya da kuruluşlara doğrudan Ramazan Paketi yardımı yapması halinde bu paketler için ödenen bedeller kanunen kabul edilmeyen gider niteliğindedir.
Yani söz konusu paketler için ödenen bedeller şirket kayıtlarına gider olarak alınıp, yardım yapıldığında ise kanunen kabul edilmeyen gider olarak kayıtlara intikal ettirilip beyan edilmelidir.
Bu tür yardımlarda Ramazan paketlerinin alımında ödenen bedeller gider yazılır ve KDV’si de indirim konusu yapılır. İndirim konusu yapılan KDV’lerin, yardımın yapıldığı dönemde düzeltilerek
ilave edilecek KDV
olarak dikkate alınması gerekmektedir.
İhtiyaç sahibi kişi ve kurumlara dolaylı yapılan yardımlar
Şirketlerin dağıtacakları paketleri ihtiyaç sahiplerine doğrudan değil de “Gıda Bankacılığı” faaliyetinde bulunan dernek ve vakıflar aracı kılınarak yapılması halinde; söz konusu paketlerin maliyet bedeli ile gider kayıt edilerek gelir veya kurumlar vergisi matrahından düşülecektir.
Nitekim, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanuna 89 uncu maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendi;
fakirlere yardım amacıyla
gıda bankacılığı faaliyetinde bulunan dernek ve vakıflara
Maliye Bakanlığınca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde bağışlanan gıda, temizlik, giyecek ve yakacak maddelerinin maliyet bedelinin tamamı gelir vergisi matrahının tespitinde, gelir vergisi beyannamesinde bildirilecek gelirlerden indirileceği
şeklinde hükmedilmiştir.
Öte yandan gıda bankacılığı faaliyetinde bulunan dernek ve vakıflara bağışlanan gıda, temizlik, giyecek ve yiyecek maddelerin verilmesi KDV’den de istisna edilmiştir.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun
“Sosyal ve Askeri Amaçlı İstisnalarla Diğer İstisnalar”
başlıklı 17/2-b maddesi hükmü
;… “Fakirlere yardım amacıyla gıda bankacılığı faaliyetinde bulunan dernek ve vakıflara bağışlanan gıda, temizlik, giyecek ve yakacak maddelerinin teslimi katma değer vergisinden istisnadır.”
şeklindedir.
Dolayısı ile bu teslimler için Katma Değer Vergisi hesaplanmasına gerek yoktur.
Düzenlenecek faturada, bağışa konu malın maliyet bedeli (yüklenilen katma değer vergisi hariç) yazılı olacak. Ayrıca faturada “ihtiyaç sahiplerine yardım şartıyla bağışlandığından KDV hesaplanmamıştır.” ibaresinin yer alması da zorunludur.
Katma değer vergisi mükellefleri, bir vergilendirme döneminde yaptıkları bağışların toplam tutarını ilgili dönem beyannamesine dahil etmek suretiyle beyanda bulunacaklardır.
3065 sayılı KDV Kanunun 30/a ve 32’nci maddelerine göre,
kısmi istisna mahiyetindeki
bu teslimin (gıda, temizlik, giyecek ve yakacak maddesi bağışlarının) bünyesine giren katma değer vergisi tutarının indirim konusu yapılması mümkün bulunmamaktadır. Bu nedenle, bağışın yapıldığı dönemde, bağışlanan gıda maddelerinin iktisabı dolayısıyla yüklenilen katma değer vergisi tutarının hesaplanması ve aynı döneme ait katma değer vergisi beyannamesine dahil edilmesi, aynı tutarın defter kayıtlarında
“İndirilecek KDV”
hesaplarından çıkarılarak, gider hesaplarına aktarılması gerekmektedir.
Gıda Bankacılığı Nedir?Gıda Bankacılığı; bağışlanan veya üretim fazlası sağlığa uygun her türlü gıdayı tedarik eden, uygun şartlarda depolayan ve bu ürünleri doğrudan veya değişik yardım kuruluşları vasıtasıyla ihtiyaç sahiplerine ulaştıran ve kar amacı gütmeyen dernek ve vakıfların oluşturduğu organizasyonlar olup, çok küçük bir organizasyon olarak Amerika Birleşik Devletlerinde başlayan bu sistem, bugün yüzlerce gıda bankası ile American’s Second Harvest olarak adlandırılan organizasyon içerisinde faaliyette bulunmakta olup ABD’de her yıl 20 milyondan fazla insana gıda yardımı sağlamaktadır. Gıda Bankasına verilen gıdalar, üretim fazlası, paketleme veya kodlama hatası sebebiyle piyasaya sürülememiş, sağlık şartlarına uygun ancak hasarlı paketli ürünlerden ve hayırseverlerin bağışlarından oluşur.Örneğin; Elinde paketleme hatası yüzünden pazarlama imkânı bulunmayan 2 ton pirinç için Reis A.Ş., Gıda Bankacılığı sistemine girmek için Yeni Gıda Bankası Vakfı ile görüşerek bu ürünleri bedelsiz olarak sisteme aktarmıştır.
Bu durumda Reis A.Ş., “İhtiyaç sahiplerine yardım şartıyla bağışlandığından KDV hesaplanmamıştır.” ifadesi bulunan ve malın maliyet bedeli tutarındaki faturayı Yeni Gıda Bankası Vakfı adına düzenleyecektir. Ayrıca, pirinçlerin taşınması ile ilgili olarak sevk irsaliyesi de düzenlenecektir. Reis A.Ş, bağışladığı pirinçlerin maliyet bedelini gider yazmak suretiyle vergiye tabi kazancından düşecektir.
Yeni Gıda Bankası Vakfı, bağışlanan mala karşılık bağış makbuzu vb. belgeyi düzenleyerek bir örneğini Reis A.Ş.’ne verecek ve kurduğu organizasyon ile teslim aldığı pirinçleri bedelsiz olarak ihtiyaç sahiplerine dağıtacaktır.
BİR HATIRLATMA: VERGİ AFFI VAR MI?
29 Şubat’ta yayımlanan yazımda Maliye Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın medyada yer alan yeni bir vergi affı için çalışma başlattıkları haberlerinin, her iki bakanlık bürokrasisi tarafından gerçeği yansıtmadığı belirtilmişti.
Yine adı ister vergi affı olsun isterse yeniden yapılandırma olsun, mükelleflerin mevcut durumunun bir düzenleme yapılmasını zaruri kıldığının da altını çizmiştim.
Bu konuda olumlu gelişme geçen hafta start aldı.
İngiltere’nin Brexit kararıyla AB’den sermaye çıkışının başladığı bir dönemde Maliye İdaresi “Varlık Barışı” tasarısıyla stratejik bir hamle yaptı.
Söz konusu varlık barışının, mükelleflerin içinde bulunduğu mevcut ekonomik durumunun dikkate alınmasıyla, yeniden yapılandırmanın da dahil edilmesiyle geniş kapsamlı bir düzenleme yapılması zaruridir.
HAS SÖZ
Ben yazın tuttuğum orucun, kışın ise aldığım abdestin tadına hiçbir zaman doyamadım. (Hz. Ali)
e-mail:
ymm.hasanerarslan@gmail.com