Rauf Denktaş, vefatının 8. yılında anılıyor

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC) Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ölüm yıl dönümünde unutulmadı. 17 Ocak 2012 tarihinde hayatını kaybeden Rauf Denktaş vefatının 8'inci yılında anılıyor.

Tarih boyunca Orta Doğu'ya açılmak isteyen devletler için, vazgeçilmez stratejik ve ticari bir üs olarak görülen ve günümüzde de son derece önemli bir jeopolitik konuma sahip olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kurucusu ve ilk cumhurbaşkanı olan Rauf Denktaş, 8 yıl önce bugün yaşamını yitirmişti. 

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN UNUTMADI

Denktaş'ın ölüm yıl dönümü nedeniyle, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, "KKTC'nin Kurucu Cumhurbaşkanı, ömrünü Kıbrıs davasına adamış merhum Denktaş'ı vefatının 8. yıl dönümünde saygı ve rahmetle yad ediyorum." ifadelerini kullandı.



DENKTAŞ'IN AİLESİNDEN 'VEFASIZLIK' VURGUSU

Denktaş, KKTC'de de anıldı. Denktaş'ın anıt mezarı bitirilemediği için anma töreni bu yıl da Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) anıtı önünde yapıldı. Denktaş'ın ailesi anıt mezarın tamamlanmamasına, 'büyük vefasızlık' diye tepki gösterdi.

Naaşın bulunduğu mezarı ziyaret edenler de, boş bir odada dua etti, çiçek bıraktı. Anıt mezarın 8 yıldır bütçe yetersizliği nedeniyle tamamlanmamasına Denktaş ailesi ise sert tepki gösterdi.

Denktaş'ın kızı Ender Denktaş, babasının anıtının hala tamamlanmamasına, "Bu maneviyata artık sahip çıkılmalı. Liderimizi yakışır şekilde anıt mezara gereken önem gösterilmeli" diye tepki gösterdi.

DENKTAŞ'IN TARİHE GEÇEN SÖZLERİ

Rauf Denktaş, sadece mücahit, KKTC halkı için ulusal kahraman değil, ilkelerinden ödün vermeyen düşünür yönü de ağır basan bilge bir insandı. İşte Denktaş'ın tarihe geçen sözlerinden birkaçı;

“Başaramayacağım” korkusu içinizde yer etmesin; “Başaracağım” diyen başarır.

Başarmak için cesur ve atılgan olunuz. Çekingen ve ürkek olmayınız, cesur olan kazanır, inançlı olan başarır.

Hayalinizi geniş tutunuz.

Biz, millî ve manevî değerlerimizi korursak, değerler de bizi koruyacaktır.

Kendinizi mutsuz saydığınız an elinize bir kâğıt alınız ve Allaha şükretmenizi gerektirecek mutluluklarınızı sıralayınız.

Listenize bir bakınız ve derhal neşeleniniz. Allah´a şükür mutluluğun anahtarıdır.

Sayılı günler çabuk geçer, her gününüzü değerlendiriniz.

Başarı ve mutluluğun temelinde imanlı ve inançlı olmak vardır.

Pusulasız gemi karaya oturacaktır. İnsanın pusulası ilimdir, dindir, imandır. Dinsiz ve imansız kişi, pusulasız kişiye benzer, karaya oturacak, başını taşlara çarpacaktır.

Saadetin yatağı ve kaynağı kendi kalbimiz, temeli fazilet ve ahlaktır.

Mesut insanlar bencil değildir.

Bencil bir insan mesut olamaz.

Mes’ut kişi başkalarına karşı kin beslemez; çünkü günlük yaşantısında, kalbinde kin ve hasetle hareket eden insan saadetin ta kendisi olan iç huzura kavuşamaz.

Başkalarının hakkını yememek, haksızlık yapmamak, merhametli olmak, başkalarının hareketlerini yargılarken insaflı davranmak da mesut olmanın esaslarındandır. Çünkü hak yiyen, haksızlık yapan, merhametsiz olan bir kimse, içinde esen bu fırtınalarla kendi iç huzurunu dağıtmış olur.

Gençlerin en önemli meselesi, sağlam değer ölçülerine ve sıhhatli bir şahsiyet yapısına sahip olarak yetişmelerinin teminidir.

İnsan mesut olmak için yaratılmıştır.

Mesut olmamız için gereken her şey doğuştan bize verilmiştir. Kendi yaşantımızla bunları ortadan kaldırır, iç huzurumuzu yok ederiz.

İhtiras, kin, kıskançlık ve haset; elimizde olanlara, Allah’ın bize verdiklerine şükredeceğimize, hep olmayan şeylerin özlemini çekerek bunları temin için uğraşma ve özlemini çektiklerimizi temin için haksızlığa, hak yemeye tevessül, içimizdeki saadeti yıkar ve bizi bedbaht eder.

Temin etmiş olduklarımızla, Allah’ın ihsanlarına şükretmek, daha fazlasını temin yolunda çalışmayı en doğru vasıta bilip, doğruluktan ayrılmamak. İşte, saadetin başka bir anahtarı

İnsan acılar, felaketler karşısında ’Bu da geçer’diyerek, kendi kendini kuvvetlendirebilmelidir.

Giden gelecek, kaybolanın yerini başka şeyler, başka kazançlar dolduracak, yapılmış olan hatalar varsa bunları tamir eden bulunacaktır.

Doğru sözlü olunuz. Vicdanlı hareket ediniz.

Temizliğe -ruh ve beden açısından- titizlikle riayet ediniz. Küçüklere şefkat ve sevgi, büyüklere saygı gösteriniz. Tutumlu olunuz. Çok yiyip içmekle sıhhatinizi-ruhi ve bedeni açıdan-bozmayınız.

Hiçbir hususta aşırı uçlarda bulunmayınız.

Mağrur olmayınız. Alçakgönüllü olunuz.

Bencil olmayınız. Cömert olunuz.

İsraftan kaçınınız. Hesabını bilen bir kişi olarak yaşayınız.

Kendinize, ailenize, cemiyetinize, milletinize faydalı olacak şekilde yaşayınız.

RAUF DENKTAŞ KİMDİR?

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin kurucusu ve ilk cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, 27 Ocak 1924 tarihinde dünyaya geldi. Anneannesi ve babaannesi tarafından büyütülen Rauf Denktaş, 1930 yılında eğitim için İstanbul'a gönderildi. Arnavutköy'de ilkokuldan liseye kadar eğitim veren Fevzi Ati Lisesi'nde yatılı okumaya başladı. Ortaokuldan sonra Kıbrıs'a döndü ve 1941 yılında Lefkoşa İngiliz Okulu'ndan mezun oldu. Mezun olmasının ardından Fazıl Küçük'ün Halkın Sesi gazetesinde yazılar yazmaya başladı. Daha sonra bir süre Mağusa'da tercümanlık, mahkemelerde memurluk ve İngiliz Okulu'nda öğretmenlik yaptı. 1944 yılında hukuk eğitimi için Lincoln's Inn'de okumak üzere Birleşik Krallık'a gitti. 1947 yılında adaya döndü ve avukatlığa başladı. Sonraları savcılığa geçti ve 1956 yılında başsavcılığa yükseldi.

27 Kasım 1948 tarihinde Kıbrıs Türklerinin düzenlediği ilk mitingde Fazıl Küçük ile beraber hatiplik yaptı. Halka ilk hitabını bu vesileyle ve 24 yaşındayken yaptı. Türk cemaatinin iki önemli ismi Faiz Kaymak ve Fazıl Küçük arasında ara bulucu rolünü üstlenip, toplumun çıkarlarının takipçisi oldu. Faiz Kaymak'ın teklifi ve Fazıl Küçük'ün tasvibiyle Kıbrıs Türk Kurumlar Federasyonu Kongresi'nde başkanlığa seçildi. Savcılık görevinden emeklilik hakkını kazanmasına altı ay kala, Birleşik Krallık yönetimini zorlukla ikna ederek istifa etti ve cemaat sorunlarıyla uğraşmaya başladı. 1949 yılı yaz aylarında avukatlık yapmaya başladı. Yine aynı yıl Aydın Hanım'la evlendi.

KIBRIS İÇİN ÖNEMİ

1955 yılında terörist bir hüviyete bürünen Enosisle mücadelede ve EOKA karşısında Kıbrıs Türklerinin direnişine yön verdi. 1958 yılında hükumetteki görevinden istifa etti. Arkadaşlarıyla 1 Ağustos 1958 tarihinde Türk Mukavemet Teşkilatını (TMT) kurdu.1958 yılında Rum tedhişçiler, Türk köylerine saldırınca, Türkler de bu olayları protesto etti. Zürih-Londra antlaşmaları öncesinde Fazıl Küçük ile birlikte Ankara'ya Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ile görüşmeye gitti. Bu görüşmede adaya Türk askerinin gönderilmesi teklifini dile getirdi. 1959 Zürih ve Londra Antlaşmaları ile, 1960 Antlaşmaları ve Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası'nın hazırlanmasında çaba gösterdi. Aynı yıl Türk Cemaat Meclisi üyeliği ve Türk Cemaati İcra Komitesi Başkanlığı'na seçildi. 16 Ağustos 1960 tarihinde 650 kişilik Türk Alayı Magosa Limanı'na ayak bastı. 1963 olaylarından sonra temaslarda bulunmak üzere Ankara'ya gitti. Temaslarını tamamlayarak bir sandalla Kıbrıs'a geçti ve Türk direnişini örgütlemeye başladı.

1964'teki Londra Konferansı'ndan sonra Makarios tarafından istenmeyen adam ilan edildi. Kıbrıs'a girmesi yasaklandı. Gizlice Erenköy'e çıkarak savaşa katıldı. 1967 yılında adaya gizlice girerken tutuklandı. Yoğun girişimler sonucu Türkiye'ye iade edildi. 1968 yılında adaya giriş yasağı kaldırılınca Kıbrıs'a döndü.

SİYASET DÖNEMİ

1970 seçimlerinde Türk Cemaat Meclisi Başkanlığı'na seçildi. 18 Şubat 1973 tarihinde Fazıl Küçük görevinden ayrılması üzerine Kıbrıs Cumhurbaşkanı Yardımcısı seçildi. Bu görevinden 28 Şubat 1973 tarihinde istifa etti ve aynı gün Kıbrıs Türk Yönetimi Başkanı seçildi. Kıbrıs Harekâtı'nın ardından 13 Şubat 1975 tarihinde Kıbrıs Türk Federe Devleti'nin ilanından sonra devlet ve meclis başkanı görevlerini de yürüttü ve anayasa uyarınca 1976 yılında yapılan ilk genel seçimlerde devlet başkanlığına seçildi. 1981 yılında ikinci kez devlet başkanı oldu. 15 Kasım 1983 tarihinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin ilanından sonra tekrar cumhurbaşkanlığına seçildi. 22 Nisan 1990 tarihinde yapılan erken seçimde ikinci kez cumhurbaşkanı seçildi. 1995'teki seçimlerde de cumhurbaşkanı seçildi. 2000 yılındaki seçimlerde %43.67 oranında oy aldı ve seçim ikinci tura kaldı; ama ikinci tura kalan diğer aday olan Derviş Eroğlu'nun çekilmesi üzerine seçimden galip olarak çıktı. 2004 yılında BM genel sekreteri Kofi Annan'ın Kıbrıs Sorunu'nun çözümü için hazırladığı Annan Planı'na karşı çıktı, buna rağmen plan Kıbrıslı Türkler tarafından kabul edilse de Kıbrıslı Rumların reddetmesi üzerine hayata geçmedi. 17 Nisan 2005 tarihinde yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olmadı ve 24 Nisan 2005 tarihinde görevi yeni seçilen cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'a devretti.

SOSYAL YAŞAMI

Politika hayatı yanı sıra, aynı zamanda yazar kimliğiyle de önemli bir şahsiyet olan Rauf Denktaş, 1985 yılının son aylarından bugüne, Yeni Asya Yayınları arasında çıkan kitapları bulunuyor. Ayrıca Denktaş, çok meraklı bir fotoğrafçı özelliği ile de bilinmekte, fotoğraf makinesini elinden bırakmamaktaydı. Rauf Denktaş, Halkın Sesi gazetesinde yazılar yazmakta ve ART isimli televizyon kanalında Pazartesi günleri Denktaş'ın Gündemi adlı, görüşlerini anlattığı programı sunmaktaydı.

Ayrıca Kurtlar Vadisi dizisinde kendisini canlandırarak konuk oyuncu olarak yer aldı.

VEFATI

Rauf Denktaş'ın cenazesi, defnedilmeden hemen önce Cumhuriyet Parkı'nda 8 Ocak gecesi organ yetmezliği teşhisi ile Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi'ne kaldırılan Rauf Denktaş, tedavi gördüğü hastanede 13 Ocak 2012 tarihinde 88 yaşında vefat etti. Vefatının ardından Türkiye ve KKTC'de ulusal yas ilan edildi. 17 Ocak 2012 günü, yapılan devlet töreniyle Lefkoşa'daki Cumhuriyet Parkı'nda defnedildi.

The Week açıkladı: Yıkım ekibi geliyor Transferde Galatasaray'ı yıkan haber geldi Avrupa Birliği'nin Ticaret Müşavirleri fabrikada incelemeler yaptı
Sonraki Haber