Resul Dindar annesi Meliha dindar hayatını kaybetti! Ünlü şarkıcı kimdir?

Karadeniz müziğinin popüler isimlerinden Resul Dindar'ın annesi Meliha Dindar, geçirdiği trafik kazası sonucu hayatını kaybetti. Aynı arabada bulunan baba Osman Dindar ise kazadan yaralı kurtuldu.Sevenleri üzücü haber ile yasa boğuldu. Resul Dündar'ın yaşamı vatandaşlar tarafından merak ediliyor. Peki Resul Dindar kimdir? Kaç yaşında? Şarkıları nelerdir? Detaylar haberimizde...

Şarkıcı Resul Dindar’ın annesi Meliha Dindar, geçirdiği trafik kazası sonucu hayatını kaybetti. Aynı arabada bulunan baba Osman Dindar ise kazadan yaralı kurtuldu. Karadeniz müziğinin sevilen isminin hayatı herkes tarafından araştırılmaya başlandı. Peki Karadeniz müziğinin sevilen ismi Resul Dindar kimdir? Kaç yaşında? Şarkıları nelerdir? Merak edilen soruların cevapları detayları ile haberimizde...

Kazada ağır yaralanan anne Meliha Dindar hayatını kaybetti. Kaza, önceki akşam saat 20.00 sıralarında Arhavi-Hopa yolunda meydana geldi. Arhavi ilçesinden Hopa yönüne giden Osman Dindar yönetimindeki motosiklet, yola düşen kaya parçasına çarptı. Çarpmanın etkisiyle savrulan motosikletin sürücüsü Osman Dindar ve eşi Meliha Dindar yaralandı. Annesi Meliha Dindar, geçirdiği trafik kazası sonucu hayatını kaybetti.

RESUL DİNDAR

Türk halk müziği ses sanatçısı.

2008 yılı Temmuz ayında arkadaşlarıyla birlikte Karmate (değirmen) grubunu kurdu ve grubun solistliğini yaptı. Karmate, Nani ve Nayino adlı iki albüm çıkardı. Resul Dindar gruptan 2012 yılında ayrılarak müziğe tek başına devam etme kararı aldı ve 1 Nisan 2013 tarihinde Divane adlı ilk solo albümünü yayınladı. Resul Dindar'ın seslendirdiği eserler Türkçenin yanı sıra, Doğu Karadeniz Bölgesi'nde konuşulan Lazca, Megrelce, Gürcüce ve Hemşince gibi dilleri de kapsamaktadır.

ALBÜM

Divane (2013)
Dalgalan Karadeniz (2014)
Aşk-ı Meşk (2017)

DİVANE

Resul Dindar'ın 2013 yıӀı başӀarında çıkardığı aӀbümdür.

ŞarkıӀar
Sen Bu YayӀalari
Divane
Sevduğum
Manamo
Dedikodu
Hasret
Gelin Havası
Nişan
İzzet Dayı
Kara Deyiler
Çayır Biçiyom Çayır
Sevdali
Momi
Karşılamalar
Hapishane
Xvala
Kanser Belası
Lalebi
Samistal Yaylası

DALGALAN KARADENİZ

Resul Dindar'ın 2014 yılında çıkardığı albümdür.

Şarkılar
Gezma Sevduğum
Dalgalan Karadeniz
Sevda Kuşi
Hemşin'un Puşili
Kız Selamun Aleyküm
Yağmurun Damlalari
Papilat Horonu
Sevdaluk Etmeduk mi
Ela
E Nana
Ey Sevduğum
Gümüşhane Kızlari
Sen Gel Bari
Hekimoğlu

KARADENİZ

Karadeniz, 8 bin 350 kilometre kıyı şeridine sahip, 461.000 km² alan kaplayan (Azak Denizi dahil, Marmara Denizi hariç), en geniş yeri doğudan batıya 1.175 km, en derin noktası 2.210 m olan, Marmara Denizi vasıtasıyla Ege Denizi’ne bağlanan, batıdan doğuya böbrek formunda bir denizdir. Karadeniz üzerinde bulunan önemli liman kentleri Köstence, Mankalya, Burgaz, Varna, Odessa, Sivastopol, Yalta, Kerç, Novorossiysk, Soçi, Suhum, Poti, Batum, Hopa, Trabzon, Samsun, Ordu, Giresun, Sinop ve Zonguldak'tır.

Adı
Karadeniz'in yazılı kaynaklarda geçen ilk adı 'Ahşena' olmakla birlikte sonradan Yunanlarca 'Pelagos o Pontikon', 'Pontus Euxinus' veya Yunan mitolojisinde Gaia’nın oğlu, Nereus’un babası olan deniz tanrısı 'Pontus'un adıyla anılmıştır. Romalılarca Latince "Mare Euxinum", "Mare Sarmaticum" ve "Pontus Tauricus", Ortaçağ Arap kaynaklarında “Bizans Denizi”, “Trabzon Denizi”, “Slav Denizi”, “Pontus denizi', Marco Polo haritasında 'Yunan Denizi'olarak anılmıştır. Karadeniz kelimesi ancak 14. yüzyıldan sonra aynı anlamıyla Batı dillerine kabul edilmeye başlanmıştır. Türk araştırmacı Özhan Öztürk, Karadeniz olarak adlandırılan denizin adının Uzak Asya hatta Orta Amerika Uygarlıklarında kullanılan kadim renk-yön ilişkisine bağlayarak gerçekte 'Kuzey denizi' anlamına geldiğini, İskitler'in tıpkı Azak denizinde olduğu gibi Karadeniz'in de ilk ad vericileri olduğunu iddia etmiştir[1]. Yazara göre Türkler, Moğollar ve Çinliler gibi Asyalı kavimler kuzeyi "kara", batıyı "beyaz", güneyi "kırmızı", doğuyu “yeşil veya mavi", merkezi ise "sarı" renkle ilişkilendirilmiş, Kara Bulgarlar, Ak ve Kara Hunlar, Kara Macarlar, Kara Hıtay, Çin’in kuzeydoğusunda yer alan Heilongjiang "Kara Ejderha Nehri", Çin’in merkezinde yer alan Huangshan "Sarı Dağ", Anadolu'nun batısındaki Akdeniz'in adları bu isim geleneğine dayanmaktadır.

GENEL ÖZELLİKLER

Tuzluluk oranı %1,8 dolayındadır. MÖ 6. binyıla dek bir tatlı su gölü olan Karadeniz, bu tarihten sonra tuzlu bir denize dönüşmüştür. Amerikalı deniz jeologları William Ryan ve Walter Pitman Buz Çağı'nın ertesinde Akdeniz'in sularının 150 metre daha alçak olan Karadeniz'e boğaziçi setini yıkarak birdenbire dolarak Karadeniz Tufanı adı verilen sel baskınına sebep olduğunu bu olayın Nuh Tufanı efsanesininde kaynağı olduğunu iddia etmiştir. Okyanusbilimci Robert Ballard'ın Sinop açıklarında yaptığı çalışmalarda bulunanlar bu tezi doğrulamışsa da çeşitli bilim adamları alternatif görüşler öne sürmüştür. Karadeniz sürekli bir su buharı ve ısı kaynağıdır, suları fazla donmaz. Karadeniz kıyılarının uzunluğu 1600 km civarındadır. Dağlar kıyıya paralel uzandığından fazla girintili çıkıntılı değildir.

Büyük beş ırmak Karadeniz'e dökülür: Dinyeper, Dinyester, Don Nehri, Kuban Irmağı, bütün doğu ve orta Avrupa’yı kapsayan Tuna. Tuna tek başına her yıl 203 kilometre küp tatlı suyu Karadeniz’e taşır. Bu miktar Kuzey Denizi’ne akan bütün tatlı sulardan fazladır. Türkiye'den ise belli başlı dört ırmak Karadeniz'de sonlanır: Sakarya nehri, Kızılırmak, Yeşilırmak ve Çoruh (sonuncusunun büyük bölümü Türkiye'de olmasına karşın Gürcistan'da Batum'dan denize dökülür). Bu denize dökülen Avrupa ve Asya akarsularıyla birlikte Karadeniz havzasının alanı denizin kendisinden 5 kat daha geniştir ve yaklaşık 2.2 milyon km²'dir. Karadeniz ve Çevre tuzluluk oranı oldukça fazladır.

Karadeniz'in flora ve faunası evsel ve endüstriyel kirlenme nedeniyle her geçen gün fakirleşmektedir. Irmaklardan gelen organik madde miktarı deniz suyundaki bakterilerin normalde ayrışabileceğinden daha fazla olduğundan, bakteriler deniz suyunda normalde bulunan çözünmüş oksijen yerine deniz suyunun bir bileşeni olan sülfür iyonlarından oksijeni temin ederler. Bu işlemin sonucunda ortaya son derece zehirli hidrojen sülfür (H2S) gazı çıkar ve 200 metrenin altında yaşamı engeller. Karadeniz dünyanın en büyük hidrojen sülfür rezervidir. 150-200 metre arasında değişen derinliklerin altında yaşam yoktur. Suda oksijen bulunmaz ve H2S yüklüdür. Hidrojen Sülfür bulunduğu yerdeki tüm ekosistemi öldürür, sahil balıkçılığını yok eder ve eğer yüzeye çıkarsa gemilerin altını yarattığı kimyasal bileşimle siyah renge boyar.

Özellikle Tuna Nehri tüm Orta ve Doğu Avrupa ile Balkanlar'ın endüstri ve evsel atık sularının boşaltıldığı bir yüzeysel su olup, doğal yaşam için ölümcül miktarda organik ve inorganik maddeyi Karadeniz'e getirmekte kirlilik oradan Boğazlar yoluyla da Marmara Denizi'ne taşınmaktadır. 1980'lerin ortasında bir geminin balast suyu ile Karadeniz'e gelen ve orijini Doğu Amerika kıyıları olan Mnemiopsis leiydi (Taraklı deniz anası) adlı canlı türünün doğal düşmanı olmadığı için Karadeniz'i istila etmiş, balık larvalarının temel besinleri olan zooplanktonları ve bizzat balık larvalarını yiyerek balık sayısında önemli oranda düşme yaşanmasına sebep olmuştur.

Samsun-Sarp Sınır Kapısı arasında 542 kilometrelik mesafede inşa edilen ve Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük yatırımlarından birisi olarak gösterilen Karadeniz Sahil Yolu inşası sırasında sahil boyunca yapılan dolguların deniz canlılarına zarar verdiği çok sayıda bilim adamınca iddia edilmiş ve yolun yapımı bitmiş olmasına karşın, inşaası ve sonuçları kamuoyunda hararetli tartışmalara sebep olmuştur

ABD seçimlerinde son durum ne? Yargıtay kararı beklenmeden davalı yerler ihaleye çıkarılıyor YSK Başkanı Yener: ABD'deki seçim sistemini ülkemizle kıyaslayacağız
Sonraki Haber