Roketsan mühendisi Yusuf Serdar Yücel'in ölümünde dikkat çeken gelişme: Google'da en son bakın ne aratmış!
Roketsan mühendisi Yusuf Serdar Yücel'in Ankara'daki evinde ölü bulması. Yücel'in telefonunda yapılan incelemeler sonucu intihar yöntemlerini araştırdığı ortaya çıktı. Mühendisin internette "Kısa sürede ölüme neden olabilecek maddeler, İntihar yöntemleri" araştırmaları yaptığı öğrenildi.
Roketsan’da yazılım mühendisliği görevi yapan ve Ankara'daki evinde ölü olarak bulunan 25 yaşındaki Yusuf Serdar Yücel'in ölümü ailesi tarafından şüpheli bulunmuştu.
Sodyum nitrat içerek intihar ettiği tespit edilen Yücel'in cenazesi ailesi tarafından teslim alınarak ve memleketi Isparta’da toprağa verilmişti. Şüpheli bulunan ölümün ardından hem evde hem de genç mühendisin telefonunda incelemeler yapıldı.
TELEFONDAN İNTİHAR YÖNTEMLERİNİ ARAŞTIRMIŞ
Güvenlik kaynaklarından alınan bilgilere göre, Yücel’in incelenen telefon imajında olaydan kısa bir süre önce internette intihar yöntemleri ile kısa sürede ölüme neden olabilecek maddeler hakkında araştırmalar yaptığı öğrenildi. Yücel’in cansız bedenindeki incelemelerde ise herhangi bir darp ya da benzeri ize rastlanılmadığı aktarıldı.
HERHANGİ BİR CİNAYET İZİ YOK
Olaya ait herhangi bir cinayet izinin de olmadığı belirtilirken, söz konusu eve zorla bir girişin de gerçekleşmediği öğrenildi.
EMEKLİ POLİS BABA 'İNFAZ EDİLDİ' DEMİŞTİ
Sodyum nitrat içerek intihar ettiği iddia edilen Roketsan mühendisi Yusuf Serdar Yücel'in emekli polis babası, oğlunun intihar etmediğini iddia ederek şöyle konuşmuştu:
"Oğlum intihar etmedi, infaz edildi. Sağlık veya psikolojik bir sorunu yoktu. İşine çok bağlı ve başarılı bir insandı. Ankara’ya gelirken karakol ekiplerinin bakacağı söylendi, sonra cinayet büroya devredildi. Eve ulaştığımızda stresli bir ortam vardı. Polislik mesleğimden dolayı olay yerinde bir karışıklık olduğunu hemen anladım. Oğlumun odasında sodyum nitrat maddesi bulunduğu söylendi. Araştırdım, bu madde çiftçilerin gübre olarak kullandığı bir tür. Bu maddeyle ölüm çok nadir. Oğlumun cansız bedenini eski meslek arkadaşlarım ile gasilhanede inceledik.
Gördüğümüz izlerden, oğlumun diz çöktürülerek ensesine silah dayanıp etkisiz hale getirildiğini, ardından poşetle havasız bırakılarak bir maddeden zehirlendiğini düşünüyoruz. Yüzünde benekler, omuzlarında baskı izleri vardı. Vücudunun geri kalanı tertemizdi. Sağ ayağı ve sağ eli olayın gerçekleştiği pozisyonu gösteriyordu. Bu infazın ardından yalan haberler yayıldı, sahte deliller üretildi. Bu süreçte resmi makamlardan destek alamadım. Oğlumun ölümüne ilişkin dezenformasyon ve delil karartma girişimlerinden şikayetçiyim. Bundan sonra başka değerli mühendislerimizin ve bilim insanlarımızın başına böyle olaylar gelmesin. Onlar korunmaya alınmalı. Oğlum şerefiyle gitti. İster intihar deyin ister şehit, biz vatanımız sağ olsun diyoruz ve bu süreci Allah’a havale ediyoruz."