S-400’LER NEDEN SİNOP’TA TEST EDİLDİ?
SuperHaber programcısı - Güvenlik Uzmanı Mete Yarar ve Hürriyet yazarı - SuperHaber programcısı Nedim Şener ile “Memleket Aşkına”nın yeni bölümü SuperHaber YouTube kanalında yayında…
İki usta isim SuperHaber programcısı - Güvenlik Uzmanı Mete Yarar ile SuperHaber programcısı - Hürriyet Gazetesi yazarı Nedim Şener, “Memleket Aşkına” programının yeni bölümünde, Azerbaycan - Ermenistan cephesinde son durum, test atışlarına başlanılan S-400’ler ve Türkiye’nin keşfettiği yeni gaz rezervlerini konuştu.
AZERBAYCAN - ERMENİSTAN CEPHESİNDE SON DURUM
Cephede yaşanan son gelişmeleri değerlendiren Nedim Şener, "Sosyal medyaya yansıyan rakamların ve gelişmelerin aslında sahadaki üstünlüğü tam da yansıtmadığını düşünüyorum. Muhtemelen çok iyi gelişmeler var sahada. Ancak şu ana kadar elde edilen yerler, Azerbaycan bayrağının o bölgelere dikilmesi çok büyük bir moral veriyor. Karşı tarafta kaybedene baktığınızda, Ermenistan daha önce Rusya’yı devreye sokmaya çalıştığı gibi başarılı olmuş belli ki, Amerika’yı devreye sokup iki ülkenin dışişleri bakanlığının davet etmesi gibi bir durum ortaya çıktı. Bütün bu süreçler Azerbaycan’ı oyalama, diplomasiyi bir taktik olarak kullanıp Ermenistan’ın zaman kazanma çabası olarak değerlendiriyorum. Bu kazandığı süre içinde mali ve lojistik destek alması gibi durumlar ortaya çıkıyor. İki keredir ihlal edilen ateşkes, 60’tan fazla sivili katleden bir Ermenistan ile karşı karşıyayız. Bunu daha fazla diplomasi masasında oyalamayla boğulmadan Azerbaycan’ın çok daha etkili bir şekilde sürdürmesi gerekiyor. Şuşa hedefi kondu, stratejik bir durum. Oraya doğru ilerlemesi gerekiyor. Yoksa Azerbaycan’ın Rusya’ya tam olarak bir cephe alma gibi bir durumu olduğunu düşünmüyorum. Azerbaycan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Hacıyev, Rusya olgusunu reddetmiyor. Belli ki Amerika’yı da bir kenara koymuyor. Türkiye kendi güvenliğiyle ilgili kararları alırken her ikisine birden cephe alıyor. Suriye topraklarında Türkiye’nin yaptığı operasyonlar bunun kanıtıdır. Dünya Türkiye’nin gücünü test etme cesareti bile gösteremez. Türkiye Cumhuriyeti’nin kendi güvenliği söz konusu olduğunda kendi bağımsız kararlarını aldığını ve etkilenmediğini, diplomasiyle vakit kaybetmediğini, diplomasiyi de yok saymadan bir tarafta operasyonlarından hız kesmediğini ve hiçbir şekilde geri adım atmadığını dünyaya gösterdi. Diplomasinin Azerbaycan’a kurulan bir tuzak olduğunu görmek gerekiyor." ifadelerini kullandı.
Mete Yarar, "Azerbaycan’ın kurtuluş savaşında yaşananlar, tam söylediğimiz gibi gidiyor. Afrin harekatıyla çok benzetmiştik. Önce dağlık alandaki kısımlar vurulacak, arkasından savunma hattı yıkılacak, onun arkasından derinlikteki operasyona başlayacaklar, ihmal ve bölgeye sevk edilecek unsurlar etkisiz hale getirilecek, komuta merkezleri ve hava savunma merkezleri vurulacak. Daha sonra da özel kuvvet operasyonlarıyla belirlenecek. Ardından da zırhlı birlikler gelip alanların hakimiyetini alacaklar. Bunu güneyden bekliyorduk, daha yumuşak bir arazi vardı. Gerçekten de güneyden bir kuşatma harekatıyla başladılar. En kolay kısımdan ilerlerseniz karşınızdaki grubu tüketirsiniz. Azerbaycan ordusu en minimum zayiat vererek ilerlemeye devam ediyor. Şu andaki oranlara baktığımızda yaklaşık %15-20 arasında bir alan kurtarıldı. Karşı tarafın ordu mevcutu, imkan ve kabiliyetlerinin neredeyse %50’si ortadan kaldırıldı. Bu savunamayacağınız alanların şu andaki büyüklüğü %50 civarı ve daha yukarısında demek. Hızlıca ilerlenmemesinin en büyük sebeplerinden bir tanesi, bölgenin mayınlı olmuş olması, tanksavar silahları ve farklı bir stratejiye girmiş olmaları. Bu alanlar önümüzdeki dönemde de ister kar olsun ister yağmur çamur olsun ilerlenerek ele geçirilecektir, kimsenin şüphesi olmasın. Azerbaycan ordusu ve halkı zaferin tadını aldı. Bu işi sonuna kadar götürmekle ilgili irade onlarda var." dedi.
S-400’LERDE TEST ATIŞLARI YAPILDI
Türkiye'nin Sinop'taki S-400 testini değerlendiren Yarar, "Balistik hava savunma sisteminin ve yüksek hava savunma sisteminin ne kadar önemli olduğunu Azerbaycan çatışmaları sırasında atılan balistik füzelerle gördük. Gence’ye ve diğer yerlere düşerek yarattığı yıkımlara da şahit olduk. Bu ülkenin savunmasını hem ekonomik hem fiziki olarak doğru yapmak istiyorsak bu tür silah sistemlerine ihtiyacımız var. Katmanlı bir hava savunma sisteminden bahsediyoruz. İçinde kısa, orta ve kısa ile orta arasında yeni yapılan bazı sistemler var. Hatta bunların menzilleri uzatıldı, HisarA+ ve HisarO+ şeklinde menzil uzatmasına uğrayan revizyonları geliştirerek seri üretime soktular. Geriye bir tek Türkiye’nin yüksek tipli hava savunma sistemlerini yapması kaldı. Onun için de iki senelik bir sürece ihtiyacımız var. Bu arada bunu sağlayacak olan bir sisteme ihtiyacımız vardı, o da S400’tü. Zaman zaman 'başka taraftan neden almadık?' diye tepki gösteriliyor, parasını verdiğimizde bile alamadığımız F-35’ler varken, ABD’nin Patriot vereceğini düşünüyorsanız çok büyük yanılgı içindesiniz. 'F-35’ler S-400 yüzünden mi engellendi?' sorusunun cevabını biz Doğu Akdeniz ve diğer konularda gördük. Daha önceki harekatlarda konulan ambargolar daha önce satılmış olan F-16’lar ve diğerlerinin parçalarında konulan ambargoları bildiğimiz için söylüyoruz, bu süreç başlamış olsaydı biz Patriotları muhtemelen yine alamayacaktık. S-400 almasak dahi alamayacaktık. Bence S-400 bu ara bloğu dolduruyor. Gence’ye yapılan saldırılarda bence bir kez daha bu tip savunma sistemlerinin ne kadar önemli olduğunu göstermiş oldu." sözleriyle belirtti.
Şener, "Türkiye S-400 aldığı için ABD, F-35 programından çıkardı. 100 tane uçağı Türkiye’ye vermeyecek' iddiasının ne kadar temelsiz olduğunu geçen hafta yaşadığımız gelişmeler ortaya çıkardı. F-35 alan Orta Doğu’daki bir başka ülke İsrail. 50 tane siparişi var. Onun bütün kaygısı şu, kendi güvenliğini tehdit edecek şekilde bir başka ülkeye F-35 satılmasını istemiyor. Çünkü bir çatışma ortamında kendisinin handikaplı olacağını düşünüyor. Türkiye’nin 100 tane F-35 alacak olması İsrail’i ciddi kaygılandırıyor. Bunu belli ettiği yer ise, Katar F-35 almak isteyince İsrail'in devreye girmesiydi. BAE, onunla ortaklık anlaşması olduğu halde başvurdu, BAE’ne güvenmediği için F-35 siparişlerinin önüne bariyer koydu. Türkiye’nin de F-35 alması, S400’e bağlı değil. Tamamen İsrail’in, ABD’nin güvenlik anlayışıyla ilgili bir durumdur. 'Türkiye ile Amerika müttefik. Onun güvenli olması, F-35’ler bulundurması, NATO bağlamında Türkiye’nin güçlü olması bütün NATO’nun da batı dünyasında güçlü ve güvenli olması demek' diye mi düşünüyorlar? Hayır, ABD ve batı Türkiye’yi güçlü olduğunda güvenli bir müttefik olarak görmüyorlar. Onlara göre iyi bir müttefik, kendilerine bağımlı olan zayıf bir müttefiktir. Yönetilebilen bir Türkiye istiyorlar. Dolayısıyla F-35’i S-400’e bağlamıyorlar. S-400 Türkiye’nin kendi ulusal güvenliği için attığı bir adım." sözlerini kullandı.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN YENİ MÜJDEYİ FATİH’TEN VERDİ
Karadeniz'de keşfedilen doğal gaz rezervlerini değerlendiren Mete Yarar, "Toplam 405 milyar metreküp doğal gaz rezervi bulundu. Daha sonraki çalışmalarla bunun artacağı söylendi. Kanuni en son alınan üçüncü sondaj gemisiydi, diğerlerine göre daha derine indiği söyleniyor. Kasım ya da aralık ayı içinde Karadeniz’e inmek üzere sondaj faaliyetlerine başlamış olacak. Bölgedeki sondaj faaliyetlerinde bir bölgeden daha gaz akışına dair veriler geleceği söyleniyor. Üç sondaj gemimizin üçü de çok doğru yerlerde çalışma yapıyor. Çünkü iki tane sismik araştırma gemisiyle ciddi araştırma yapılmıştı, rezervleri tespit edilmişti. Bu süreç içinde Türkiye’nin en büyük sorunu olan, dışarı bağımlılıktaki en büyük kalemimiz olan bu enerji problemini çözme noktasına hızlı bir şekilde ilerliyoruz. Enerji güvenliği çok önemli bir konu. Herhangi bir soğuk savaş dönemi yaşandığında ya da kendisinin güvenliğini tehlikeye atılan bir süreçte karşı taraf bunu kısabiliyor. Ambargo konabiliyor o ülkeye, alma şansınız ortadan kalkıyor. Bu süreçte bulunan petrol ve doğal gaz AK Parti’nin doğal gazı ve petrolü değil. Onların döneminde çıkartılmış, siyasi olarak yazarsınız. Nasıl kötü yapılanlar haneye nasıl yazılıyorsa, bunu da siyasi olarak yazarsınız. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının tamamının milli geliri ve kazancıdır. Bu ülke için hayırlara vesile olacağını kabul edelim." ifadeleriyle belirtti.
Şener, "Enerji arz güvenliği konusunda önemli bir gelişme daha oldu. Doğrudan enerjiyle bağlamıyoruz ama Kıbrıs seçimlerinde Ersin Tatar’ın seçilmesiyle beraber Türkiye Cumhuriyeti'nin Akdeniz’deki güvenlik konusunda önemli bir sonuç elde edilmiş oldu. Giden cumhurbaşkanı bir federatif yapı peşimde olan, toprakların bir kısmını Rumlara vermeye düşünen ve Türkiye’nin bölgedeki çalışmalarını çokta sahiplenmeyen bir tutum sahibiydi. Ersin Tatar ise daha yerli, ulusalcı ve Türkiye ile ilişkileri güçlü kılacak hem Kıbrıs Türkleri’nin hem de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının ortak çıkarına olacak politikalar izleyeceği kesin. Türkiye’deki kavga da bunun üzerine yaşanıyor. Karadeniz’deki enerji yatakları gibi gözümüz kulağımız Doğu Akdeniz’den gelecek iyi haberlerde. Bunun müjdecisi de Kıbrıs seçimleri oldu. Bundan sonra çok daha Türkiye’nin, KKTC’nin ve dünyanın çıkarlarına uygun gelişmeler yaşanacaktır." dedi.
Mete Yarar ve Nedim Şener ile “Memleket Aşkına”nın tamamını SuperHaber YouTube kanalında izleyebilirsiniz...