Tekrar seçime giderken, kaos, kargaşa ve terör hakim kılınmak isteniyor. Her gün şehit haberleri ile birlikte şehirlerimiz çalkalanıyor. İnsanlarımız büyük üzüntülerin içinde geriliyor. Aklın ve sağduyunun hakim olmasını diliyorum.
Akıl giderse, sağduyu kaybolursa toplum çöker, devlet gider.
Bin yıllık kardeşliğimiz var. Terörün istediği zaten bu kardeşliğin zarar görmesidir. Sokaklarda Türkiye’nin hiçbir meselesi çözülemez. Çözülmemiştir. Geçmişte farklı nedenlerle sokaklara çıkan gençler, insanlar ağır bedeller ödemiştir. Halen de o zamanın hasarını giderebilmiş değiliz. Bir de böyle zarar görmeyelim.
Terörün sivil uzantıları, ateşe körükle giderken kelime ve kavramları gerçek muhtevalarından uzaklaştırıp, yozlaştırıyorlar.
Maalesef, bir yandan barış ve kardeşlik gibi derin anlamlı güzel sözleri kullanıp, diğer yandan dağdaki teröriste silah ve gıda ikmali yapan siyasiler çıkabiliyor.
Ülkenin doğusunda ve batısında barışa ve kardeşliğe katkı için, bölücü hareketin sivil siyasi bir mahiyet içinde Türkiyelileşmesi için iyi niyetle destek olanların da görmesi gerekiyor ki, öyle olmuyor ve sonuçta böyle oluyor…
Barış/Çözüm süreci terör örgütü tarafından tamamıyla ülkeyi kan gölüne çevirmenin, iç savaş başlatmanın lojistik hazırlıklarını tamamlamak için kullanılmıştır. Şimdi bu daha iyi anlaşılıyor. Asfalt yolların altında, köprülerin, menfezlerin altında yerleştirilen tonlarca bomba ile asker, polis, sivil demeden onlarca insan öldürülüyor.
İnsanların seyahat hürriyetleri engelleniyor. Yollar kesiliyor, araçlar yakılıyor. Masum insanlar kurşuna diziliyor. Bu mu barış?
Artık kelimelerin kirletilmesinin sonuna geldik.
Söylenecek çok söz var ama fayda vermiyor. Diyeceğim, kimsenin şiddeti teşvik etmemesidir. Kimsenin terörizmi hoş görmemesidir. Kimsenin bunlara çareyi sokakta aramamasıdır. Hukukun üstünlüğünün korunmasıdır. Bin yıllık kardeşliğin bu şekilde heba edilmemesidir. Yakılıp yıkılan her yerin, her şeyin bu milletin öz malı olduğunun bilinmesidir. İnsanların emeklerinin, alın terlerinin mahsulü olduğunun gözden kaçmamasıdır. Demokrasinin vazgeçilmezimiz olduğunun altının çizilmesidir.
Şehitlerimize rahmet, gazilerimize şükran duygularımı ifade ediyorum. Milletimizin başı sağ olsun. Büyük milletiz, çok badireler atlattık. Bunu da atlatırız. Ama sonrasında yaşananların travmasının giderilmesi zor oluyor. Tarihimize bir kez daha kardeş kavgası yazdırmayalım.
Dikkatli ve ölçülü olmaktan vazgeçmeyelim.
Parti binaları yakılmasın. Gazeteler yakılmasın. Bunlar doğru şeyler değil. Ateş sonrasında her yeri kaplar. Allah korusun…
Bana müsaade. Uzun bir süre olamayacağım. Yurtdışında bulunmak durumundayım.
Yazamayacağım. Sizleri ve güzel ülkemi Allah’a emanet ediyorum.