Sait Faik Abasıyanık kimdir? Eserlerinin adları nelerdir?

Sait Faik Abasıyanık kimdir? Türk edebiyatının usta isimlerinden olan Sait Faik Abasıyanık ölümünün üstünden uzun zaman geçmesine rağmen her zaman saygı ile anılıyor. Birçok eseri olan usta, edebiyatın farklı alanlarında yer almıştır. Kendine özgün tarzı ile eserleri herkes tarafından büyük bir ilgi ile okunuyor . Türk edebiyatına özel bir imzasını atan isimin hayatı insanlar tarafından merak ediliyor. Peki edebiyatın vazgeçilmez isimleri arasında yer alan Sait Faik Abasıyanık kimdir?Eserlerinin adları nelerdir? Hangi türde eserleri var? Detaylar haberimizde...

Türk edebiyatının özel isimleri arasında yer alan ustalardan biri ise Sait Faik Abasıyanık... Edebiyatın farklı alanlarında birçok eseri olan Abasıyanık kendine has üslubu ile de pek çok okuyucu tarafından da eserleri büyük ilgi görmektedir. Eserleri merak edildiği gibi usta ismin hayatı ise okuyucular tarafından da araştırılmaktadır. Peki Türk edebiyatında önemli bir yere sahip olan Sait Faik Abasıyanık kimdir? Eserlerinin adları nelerdir? Hangi türde eserleri var? Merak edilen sorularının cevapları detayları ile haberimizde...

SAİT FAİK ABASIYANIK

Türk edebiyatına kendine has üslubu ile damgasını vuran Sat Faik Abasıyanık öykü, roman, hikaye ve şiir alanlarından önemli eserleri bulunmaktadır. Türk hikâyeciliğinin önde gelen yazarlarından olan Abasıyanık, çağdaş hikâyeciliğe yaptığı katkılarla Türk edebiyatında bir dönüm noktası sayılır.

Modern Türk hikâyeciliğinin öncülerinden olan Sait Faik, getirdiği yeniliklerle "kökü kendisinde olan" bir yazar olarak kabul edilir. Klasik öykü tekniğini yıkarak doğayı ve insanları basit, samimi, hem iyi hem kötü taraflarıyla oldukları gibi fakat şiirsel ve usta bir dille anlattı.Bunu yaparken diğer çoğu Cumhuriyet sonrası sanatçısı gibi Batı'daki gelişmelere bağlı kalmadı, hiçbir edebî anlayışın etkisinde hareket etmedi ve belli bir tarzın takipçisi olmadı.

Toplumun problemlerine değil bireyin toplum içindeki sorunlarına yönelen yazar, öykülerinde çoğunlukla kendisinden yola çıkıp bireyler hakkında yazarak insan gerçeğini anlamaya çalıştı.Çoğunlukla şehirli alt sınıfın hayatını yazan Abasıyanık, balıkçı, işsiz, kıraathane sahibi gibi karakterleri anlattı.İnsanların yaşama biçimlerini, isteklerini, tasalarını, korkularını ve sevinçlerini irdeleyerek, toplum meselelerinden çok "insanı ele alan sanatçılar" sınıfında yer aldı.

1930'larda başladığı yazı hayatı boyunca "sorumlu avare", "gözlemci balıkçı", "çakırkeyf sirozlu", "küfürbaz şair", "müflis tacir", "züğürt yazar", "hamdolsun diyemeyen rantiye", "anadan doğma çevreci" gibi sıfatlarla anılan Abasıyanık'ın tüm yazdıkları bir şair duyarlılığı içerdi. Hikâye, roman, şiir yazan, çeviriler ve röportajlar yapan sanatçı bütün bu türleri kendine özgü tarzı ile kaynaştırdı.Yazarın, anlık heyecanlarını yansıtan izlenimci ve fovist ressamların üslubunu anımsatan bir tarzı olduğu söylenmiştir.

Kendi özgün dilini oluştururken André Gide, Comte de Lautréamont, Jean Genet gibi isimlerden etkilenen Abasıyanık, kendisinden sonra gelen Ferit Edgü, Adalet Ağaoğlu, Demir Özlü gibi pek çok yazara da öncülük etti.Ölümünün ardından Burgaz Adası'ndaki evi müzeye dönüştürülen yazar adına her sene öykü ödülü de verilmektedir.

HİKAYE KİTAPLARI NELERDİR?

Semaver, Sarnıç,Şahmerdan,Lüzumsuz Adam,Mahalle Kahvesi,Havada Bulut,Kumpanya,Havuz Başı,Son Kuşlar,Alemdağ'da Var Bir Yılan,Az Şekerli ve Tüneldeki Çocuk Abasıyank'ın hikaye kitapları arasında yer almaktadır.

İLK KİTAPLARI VE İSTANBUL'DAKİ YAŞAMI

Yazar, 1934 yılında İstanbul'a döndükten sonra, Halıcıoğlu'ndaki Ermeni Yetim Mektebi'nde Türkçe öğretmenliği yapmaya başladı. Okula sürekli geç kalan Sait Faik'in ay sonunda gecikmeleri hesaplanıp maaşından düşüldü.Bu yüzden okulda çalıştığı ilk ay eline 13 lira geçti. Öğrenciler üzerinde hakimiyet kuramaması okul idaresi ile tartışmasına yol açıyordu.Hem yaşadığı disiplin problemleri, hem de babası Mehmet Faik'in kendisine bir tahıl alım satım toptancılığı dükkânı açması sebebiyle öğretmenlikten ayrıldı. İleriki günlerde bu durumu "anladım ki öğretmenlik benim harcım değildi" diyerek açıkladı.

Babası, ortaklarından Ali Emali'yi de oğluyla birlikte çalışması için dükkâna yerleştirdi. Sait Faik, işlerle uğraşmadığı için altı ay sonra dükkânı babasına boş olarak teslim etti.O günlerde yazmaya ağırlık verdi. Bunun dışında André Gide'den çeviriler yapıyordu. Fransa anılarından oluşan öyküleri Varlık Dergisi'nde yayınlandıktan sonra, 1936 yılında babasının maddi desteği ile ilk hikâye kitabı Semaver'i Remzi Kitabevi'nden çıkardı. İlk kitabının yayınlanmasından büyük bir sevinç duyan Sait Faik, bu sevincini yıllar sonra Hallaç isimli öyküsünde anlattı. Semaver'in çıkışından sonra yazmaya devam etti fakat bir mektubunda kendisinin söylediği gibi aylaklığı sebebiyle yazdıklarını orada burada unutuyordu.Yazdıklarının fazla ilgi görmemesi sebebiyle küskünlük ve kırgınlık duyuyordu.

O günlerde askere çağrıldı. Asabiye kliniğinden aldığı rapor sayesinde askerlikten muaf tutuldu.Bu raporun varlığını onaylayan Yaşar Nabi konuyla ilgili "Askerlik yapmamıştı. Ruh hastası olduğuna dair asabiyecilerin verdikleri bir rapor askerlikten ihracını temin etmiş. Bir tıbbi gerekçeye mi dayanıyor yoksa hatır için mi verilmiş? bilmiyorum" açıklamasını yaptı. Ayrıca, Sait Faik'in söz konusu raporu bir kavga sırasında cebinden çıkarıp Aziz Nesin'e gösterdiği bilinmektedir.

Eylül 1937'de ikinci kez yurtdışına çıkarak Marsilya'ya gitti. Bu şehirde on sekiz gün kaldıktan sonra İstanbul'a geri döndü. 1938 yılında, babası Burgaz Adası'nda Çayır Sokak 15 numaradaki köşkü satın aldı ve aile bu köşke taşındı. Mehmet Faik Bey, 29 Ekim 1938'de Burgaz Adası'nda bronşit sebebiyle vefat etti. Sait Faik, babasının ölümünden sonra kışları Nişantaşı'ndaki apartmanlarında, yazları ise Burgaz Adası'nda yaşamaya başladı.

Abasıyanık, on altı hikâyeden oluşan ikinci kitabı Sarnıç'ı 1939 yılında Çığır Kitabevi'nden çıkarttı. Bu kitabında da tıpkı ilk kitabı Semaver'de olduğu gibi Adapazarı ve Bursa'da geçirdiği çocukluk günleri ile, hem İstanbul'daki hem de yurtdışındaki yaşamında yaptığı gözlemlere yer verdi.

ŞAİRLİĞİ

Sait Faik'in şiirleri de öykülerinin havasını taşır.İlk şiirlerini çocukken yazan Abasıyanık, bunları en yakın dostlarından bile sakladı. İlk şiiri olan Hamal, 21 Ocak 1932'de Mektep dergisinde yayınlandı. Ayrıca, yazarın 1928'de Meş'ale dergisine üç şiir gönderildiği bilinmektedir. Yazarın bu şiirlerle birlikte gönderdiği mektuptaki "edebiyatın bir heves, bir arzudan çok bir iç ihtilâlin fışkırması olduğunu bilmez değilim, fakat her heveskâr gibi ben de içimde bir ihtilâl varmış gibi yazı yazdım... Bugün size gönderdiğim, şu yazılar da o günlerin atılmayan, yırtılmayan mahsülü" satırlarından, bu eserlerin ilk şiirlerinden olduğu anlaşılmaktadır. Bu üç eser de biçim ve içerik olarak dönemin özelliklerini yansıtmaktadır. Hece vezniyle yazılmış olan bu şiirlerde, Faruk Nafiz Çamlıbel ve Necip Fazıl Kısakürek'in etkileri görülmektedir.Sanatçının o dönem yayınlanmayan diğer üç şiiri ise ölümünün ardından Varlık Dergisi'nde çıktı.

Uzun süre şiir yazmaya ara veren Abasıyanık, 1936 tarihinde yazdığı bir makalede gençlik döneminde yazdığı şiirleri de reddedercesine Faruk Nafiz Çamlıbel, Orhan Seyfi Orhon, Yusuf Ziya Ortaç gibi hece vezniyle şiir yazan şairleri eleştirdi. 1939 yılında ise şiir yayınlamaya tekrar başladı. 1944 yılında Söyleyemiyorum isimli eseri İşte dergisinde çıkana kadar çeşitli dergi ve gazetelerde şiirlerini yayınladı. Şimdi Sevişme Vakti ise sağlığında yayınlanan son şiiri oldu.Aynı isimli şiir kitabı 1953 yılında çıktı.

Öykü alanında belirli bir seviyeye ulaşmış, kendi özgün dilini oluşturmuş bir sanatçının, edebi yaşamının belirli bir döneminde şiire dönerek şiir kitabı yayınlamasının riskli bir teşebbüs olduğunu belirten Mehmet Kaplan, yazarın bu geçişte başarılı olduğunu belirttikten sonra "şiirlerinde de o orijinal şahsiyetinden hiçbir şey kaybetmemiş, bilakis daha fazla kendi kendisi olmuş. Burada onu en öz tarafıyla karşımızda buluyoruz" dedi. Abasıyanık'ın şiirlerindeki dize yapısı ve biçim sorunu çeşitli eleştiriler alsa da, edebiyatçılar şiirlerinin de güçlü olduğu ve yazarın şiirleriyle sanat bütünlüğünü bozmadığı konusunda hem fikirdir.

Steam 2024 Sonbahar İndirimleri: Alınacak 50 Oyun Önerisi! Jose Mourinho: Kaderimizi Kadıköy'de kendimizi belirleyeceğiz! MasterChef'te haftanın kazananı kim olacak? İşte fragman...
Sonraki Haber