"Hay elim kırılsaydı da..." diyenleri sıklıkla işitmeye başladım!

Sabah yazarı Salih Tuna bugün kaleme aldığı "Ekrem ilen Ali" başlıklı yazısında seçimle iş başına gelen popüler figürlerin yaşattığı hayal kırıklığını gündeme taşıdı. Kemal Kılıçdaroğlu'ndan, Ali Koç'a, Muharrem İnce'den Ekrem İmamoğlu'na başarısız yönetim performanslarını değerlendiren Tuna, ""Hay elim kırılsaydı da..." diyenleri sıklıkla işitmeye başladım!" ifadelerini kullandı. İşte o köşe yazısı...

Dün gibi hatırlıyorum, Sayın Kılıçdaroğlu CHP Genel Başkanı seçildiğinde de öyle sahiplenmişlerdi ki ağzımızı açıp tek cümle etsek, "Karışma, söyleme, dokunma, elleme, bakma..." yollu patolojik tepkiler veriyorlardı.

Yazarçizerleri de farksızdı. Matine-suare güzelleme yapıyorlardı.

Kılıçdaroğlu, CHP'nin bahtı kara maderini kurtaracak yegâne liderdi.

Sakin güçtü. Gandi Kemal'di. Hatta İkinci Mustafa Kemal'di. Daha sonraları Mustafa Sarıgül ile Kemal Kılıçdaroğlu yan yana gelince, bunların bir profesörü, bu birleşmeden "Mustafa Kemal" elde ettiğini bir müjde olarak duyurmuştu.

Hülasa, Kılıçdaroğlu hakkında tek kelime etmemizi istemiyorlar, "Kendi liderinizi konuşun, bizim liderimizden size ne?!" demeye getiriyorlardı.
İzledikleri çok heyecanlı bir filmin ortasında spoiler vermişiz gibi tepki gösteriyorlardı.

Konuşursak sanki işin büyüsü kaçacaktı.

Sonuçta ne oldu, hep birlikte görüyoruz. Müttefikleri İP bile cumhurbaşkanlığı adaylığına layık görmediğini söyleyerek Kılıçdaroğlu'nu gündüz gözüyle aşağılıyor, ağızlarını açmıyorlar.

Muharrem İnce için de aynı tavrı göstermişlerdi.

Unutmuş olamazsınız, hani bir gülüşüne ölüyorlardı. "Hitabeti iyi ama kuantumu zayıf" dememize bile tahammülleri yoktu.

"Filmin" sonunu hep birlikte izledik; önce iftira attılar sonra da partilerinden kovdular. Şimdi adamcağız hayvanat bahçesinde kaybolsa haberleri olmaz.

Tuhaf olan...

Sayın Ali Koç Fenerbahçe'mize başkan seçildiğinde de sanki siyasi bir partiye başkan seçilmiş gibi aynı huyları tebarüz etti.

Yahu bu işin partiyle pırtıyla alakası yok, insanlar gazete sayfalarını dolduracak, televizyon programları yapacak, bırakın Ali Koç'a da iki laf etsinler. Yok, zinhar edilmeyecek. Edenler tesislere sokulmayacak.

Eleştiren gazetelere ve kanallara demeç verilmeyecek, ila ahir.

Uzun lafın kısası, Ali Koç eleştirisi yapan Fenerbahçeli de olsa, sanki CHP, laiklik ve hatta Atatürk karşıtlığı yapmış gibi muamele görüyordu.
Aynı insanlar, yani "Ali Koç'un gözünün üstünde kaşı var" denilmesini bile sorun haline getirenler, en son Gaziantep yenilgisinden sonra sosyal medyada Ali Koç'a demediklerini bırakmadılar...

CHP'li İBB Başkanı İmamoğlu konusunda da mezkûr sahiplenmeyi gösterdiler.

Bir CHP'li arkadaşa, "Bırakın da bir tur da biz sevelim" diye takıldım.

"Yok" dedi, "sen sevme, bizim sevgimiz İmamoğlu'na yeter."

"Tamam lan dedim, söz; sevmeyeceğim, eleştireceğim."

"Senden zaten ne beklenir ki?" demez mi?

Üzgünüm ama sonuç yine değişmeyecek!..

Çünkü "Her şey çok güzel olacak" diyenlerin içinde son zamanlarda, "Hay elim kırılsaydı da..." diyenleri sıklıkla işitmeye başladım, benden söylemesi.

YAZININ TAMAMI İÇİN TIKLAYIN...

Hazal Subaşı sevgilisi kimdir? Yeni sevgilisinin adı ne? İşgalcilerin bakanından rezil talep: Gazze'ye Yahudiler yerleştirilsin Beşiktaş Maccabi Tel Aviv Maçı Canlı ve Şifresiz İzle
Sonraki Haber