Şarık Tara kimdir? Neden öldü?
Ünlü işadamı Şarık Tara tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi. Türk iş dünyasının önemli isimlerinden Şarık Tara kimdir? Neden öldü? İş dünyasındaki çalışmaları nelerdi? Tara ile ilgili detaylı bilgiler haberimizde yer alıyor.
İş dünyasının önde gelen isimlerinden Şarık Tara, 88 yaşındaki hayata gözlerini yumdu. Vefatı ile iş dünyasını yasa boğan ENKA Holding'in Kurucusu Şarık Tara kimdir? Neden öldü? Ticari kariyeri nedir? Türk iş dünyasına katkıları nelerdir? Başarılı işadamı ile ilgili haberimize geçiyoruz şimdi.
ENKA Holding Fahri Başkanı Şarık Tara tedavi gördüğü Maslak Acıbadem Hastanesi'nde yaşamını yitirdi. 88 yaşındaki iş insanı Tara'nın saat 19.25'te çoklu organ yetmezliğinden yaşamını yitirdiği öğrenildi.
ŞARIK TARA KİMDİR?
22 Nisan 1930 tarihinde dünyaya gelen Şarık Tara, Türk inşaat yüksek mühendisi ve Enka Holding Fahri Başkanıdır.
Holding Yönetim Kurulu Başkanlığı'nı oğlu Sinan Tara yürütmektedir. Şarık Tara, RUYİAD (Rumeli Yönetici ve İş Adamları Derneği) üyesi ve Derneğin Yüksek İstişare Konseyi Başkanıdır. 2014 yılında ödediği 37,6 milyon lira ile Türkiye'nin en fazla vergi veren kişisi olmuştur. 2015 yılı verilerine göre 2,4 milyar dolar şahsi serveti ile Türkiye'nin en zengin 6. ismi olmuştur.
22 Nisan 1930 yılında Üsküp'te doğmuştur. Annesi Erenköy Kız Lisesi'nde okumuş, dönemin şartları uygun olmadığından tıp tahsili yapmamış, ancak yüksek kültürlü bir kimse olan Mahmure Hanım'dır. Anne tarafından I. Murat'ın öncü kuvvet komutanı ve Yıldırım Bayezid tarafından Üsküp ve Kosova bölgesini idareye tayin edilmiş olan Yiğit Bey'in torunudur. Yahya Kemal ile de torun çocukları olmaları nedeniyle aralarında akrabalık bağı vardır. Babası Fevzi Bey ise, bilindiği kadarı ile son üç kuşağı esnaflık yapan Karadağ kökenli Hacıhamziç (Tara'nın dedesi İbrahim Bey'in babası Hamza Bey'den dolayı bu isimle anılırlar-Tara soyadı ise Karadağ'daki Tara Dağı ve Tara Nehri'nden gelmektedir) ailesindendir. Fevzi Tara; Üsküp, Beyrut ve Belgrad'da tahsil yapmış bir avukattır. Sancak ve güney Yugoslavya Müslümanlarının Yugoslavya Kralı nezdinde temsilciliğini de yapan babası, Manastır'da avukatlık stajını yaparken annesi ile tanışmışlardır. Lise eğitimini Şişli Terakki Lisesi’nde tamamladıktan sonra 1949'da girdiği İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesinden 1954 yılında mezun oldu.
TİCARET KARİYERİ
1942 yılında Üsküp Başkonsolosu Reşat Karabuda'nın yardımıyla önce kendisi İstanbul'a gelir ve yengesi Seniha Hanım'ın yanında kalır. 1944'te ailesinin de geldiği Türkiye’de orta öğrenimini Şişli Terakki Lisesi’nde tamamladıktan sonra 1954 yılında İTÜ İnşaat Fakültesi'nden mezun olmuştur. Mezuniyetinden sonra 1957 yılında kız kardeşi Vildan Gülçelik'in kocası (daha sonra bir uçak kazasında vefat eden eniştesi Sadi Gülçelik ile birlikte ENKA Kolektif Şirketini kurarak müteahhitlik faaliyetlerine başlamıştır. Enişte ve kayın birader sözcüklerinin ilk hecelerinden oluşan bir isim olan ENKA Kolektif Şirketi daha sonra Anonim Şirket'e, 1972'de de ENKA Holding A.Ş.’ye dönüşmüştür. Şarık Tara, bünyesinde çok sayıda şirketin yer aldığı ENKA Holding Yatırım Anonim Şirketi’nin halen Fahri (Onursal) Başkanlığını yapmaktadır.
İş adamı Vehbi Koç ile de çok iyi arkadaş olan Şarık Tara, Vehbi Koç ile olan söyleşisinde başarısını şu şekilde anlatıyor: "Rahmetli Vehbi Koç bir gün bana şunu sordu: "Şarık, bu nasıl bir yönetim biçimi?" Bizim yönetim tarzımıza Ağabey management adını takmıştı. Yani ilk kurulduğumuz yıllarda iş yerlerindeki alışılmış yönetim biçimlerinden farklıydık. Aramızdaki sevgi, saygı ve arkadaşlık ilişkileri kuvvetliydi.
MAL VARLIĞI
Şarık Tara, Forbes Türkiye'nin 2017'de hazırladığı “En Zengin 100 Türk” listesinde 2.4 milyar dolarlık servetiyle 3. sırada yer almaktadır.
ALDIĞI ÖDÜLLER
Kamu ve özel kuruluşları ile vakıf ve spor kulüplerinde sosyal faaliyetlerde bulunmakta ve bunlara maddi ve manevi destek de sağlamaktadır. Yük. Müh. Şarık Tara’ya yurt içi ve yurt dışındaki iş ve sosyal faaliyetleri nedeniyle çok sayıda ödül verilmiştir.
ÇOKLU ORGAN YETMEZLİĞİ NEDİR?
Çoklu Organ Yetmezliği, kritik hastalarda görülen en ciddi komplikasyondur. Multipl organ yetmezliği durumunda bir seferde çok sayıda organda fonksiyon kaybı olur. Bu hayatı tehdit eden durum akciğerleri (solunum sıkıntısı sendromu), böbrek ve diğer organları ve dolaşım sistemini etkileyebilir. Bu durum sıklıkla üstesinden gelinemeyen enfeksiyon ile tetiklenir, fakat ciddi yaralanmalardan sonra oluşan şoka bağlı da çoklu organ yetmezliği gelişebilir.
Neden olan faktörler
Sepsis ve septik şok: Sepsis, cerahat oluşumuna ya da kanda bakterilerin çoğalmasına neden olan bir yara veya dokunun bakteriyel enfeksiyonudur. Sepsis, hastaneye yatırılan her 1000 olgunun 10’unda görülmesi ve bu olguların %30’unda MODS (multipl organ disfonksiyonu sendromu) gelişmesi nedeniyle çok önemli bir durumdur. Septik şok; doku hasarı (özellikle kalp, böbrek ve akciğerleri etkileyen) ve septisemiye bağlı olarak (kanda bakterilerin çoğalması ve toksinlerin bulunması durumu) kan basıncında belirgin azalmanın olduğu hayatı tehdit eden bir durumdur. Sepsis, sepsis sendromu ve septik şok aynı hastalığın aşamaları olarak kabul edilebilir.
Akut asfiksi: Asfiksi, sözcük olarak Yunanca kökenli olup, nabzın alınamaması-nabzın yokluğu anlamına gelir. Atmosfer havasında O2 oranı %18-21 arasındadır. Bu oranın %12-16’ya düşmesi ciddi tehlike oluşturur. %5’e inmesi ise ani bilinç kaybı ve ölüme yol açar. Asfikside esas problem, dokuların ani ve derin oksijen yetmezliğidir.
Doğumsal metabolik hastalıklar: Doğumsal metabolizma hastalıkları, biyokimyasal işlevlerde bozukluk, otozomal resesif geçişli, nadiren X’e bağlı kalıtımla ortaya çıkan, genellikle çocukluk döneminde olmak üzere her yaşta görülebilen bir grup hastalığı tanımlar. Akraba evliliğinin yüksek olduğu (Türkiye) gibi ülkelerde oldukça sık görülür.
Akut solunum yetmezliği: Solunum birçok organın koordine bir şekilde çalışmasını gerektiren komplike bir olaydır. Bu sistemlerden herhangi birinde ortaya çıkan sorun, solunum yetmezliğine yol açar. Solunum yetmezliği; hipoksemik ve hiperkapnik olarak sınıflandırıldığı gibi akut ve kronik olarak da sınıflandırılabilir. Solunum sistemindeki gaz değişimi, vücudun metabolik gereksinimini karşılayamadığında ve ventilasyon veya perfüzyondaki bozukluklar sonucu akut solunum yetersizliği gelişir.
Akut böbrek yetmezliği: Akut böbrek yetmezliği, glomerül filtrasyon hızının saatelerden günlere kadar uzanabilen sürede giderek azalması ve kanda nitrojen yıkım ürünlerinin artması tablosudur. Hastane başvurularının %5’i, yoğun bakıma alınanların %30’unda görülür. Akut böbrek yetmezliği gelişen hastalarda bu duruma yol açan sebebe göre değişmekle birlikte %15-60 oranında ölüm gerçekleşebilmektedir. Kreatinin değeri 3 mg/dl’nin üstüne çıkmış olgularda hastalık kronikleşmeye eğilimlidir. Hastaların %50 kadarı etkin tedavi ile iyileşir iken, %45 kadarı da minimal parenkim hasarı ile kontrollerle yaşamlarını sürdürürler.
İntrakranial kanama: İntrakranial kanama; intraserebral kanama ve subaraknoid kanama şeklinde oluşabilir. İntraserebral kanamalar: Serebrovasküler hastalıklara bağlı ölümlerin %12-20’sini oluştururlar. İntraserebral hemoraji (kanama) oluşmasına neden olan en önemli risk faktörü ileri yaş ve akut veya kronik hipertansiyondur. Subaraknoid kanama: Kanın subaraknoid mesafeye dağıldığı patolojik bir durumdur ve ileri yaş grubunda önemli bir iş gücü kaybı ve ölüm nedenleri arasındadır. Sıklıkla anevrizma rüptürü sonrasında ortaya çıkar. Baş ağrısı en sık hastaneye başvuru sebebidir.
Dejeneratif nörolojik hastalıklar: Nörodejeneratif hastalıklar, esas olarak ilerleyici nöron kaybı ile karakterize, sekonder beyaz madde değişikliklerinin de görüldüğü gri madde hastalıklarıdır. Bu hastalıkları bir araya getiren iki ortak özellik söz konusudur. Nöron kaybı seçicidir, her bölgede aynı değildir. Herhangi başlatıcı bir neden yoktur ve öncesinde nörolojik kayıp olmaz. Bazı hastalıklarda sadece nöron kaybı varken, diğerlerinde spesifik lezyonlar vardır. Nörodejeneratif hastalıklarda ortak patoloji, normal hücresel parçalanma mekanizmalarına dirençli protein birikimlerinin olmasıdır.
Takip ve tedavisi
Çoklu organ yetmezliği geliştikten sonra aşırı derecede yüksek bir mortalite (ölüm) riski taşıdığından, çoklu organ yetmezliği yönetimine en doğru yaklaşım bu durumun gelişmesini engellemek olmalıdır. Bu risk altında bulunan hastalarda (majör operasyon, travma, sepsis, vs. bir arada görülen şiddetli hastalık) gibi durumların saptanması ve organ fonksiyonuna yakın gözlem ve erken destek sağlanması gerekmektedir.