Savaşın ne zaman biteceğine dair tüm tahminler, projeksiyonlar bizi “ belli değil” cevabına götürüyor.
Savaşı Ukrayna ve Batı bitirmek istiyor, Türkiye ciddi bir arabuluculuk faaliyeti sürdürüyor bu açık…
Rusya kazanana kadar yani siyasi ve askeri hedeflerine ulaşana kadar gitmek istiyor…
Amerika ise savaşın bitmesini kesinlikle istemiyor…
Savaş uzadığı sürece AB’nin ABD bağımlılığı nüksedecek, kendini güvende hissetmek isteyenlerin iyi geçinmek zorunda olduğu ülke konumunu yeniden elde edecek… Rusya her geçen gün zayıflayacak ve iyiden iyiye çizilen karizması, ekonomik ve siyasal yaptırımlarla daha da beter hale gelecek…
Hadi Ukrayna’yı anladık, insan kaybediyor, şehirleri, altyapısı, sanayisi, ekonomisi, ordusu darmadağın oluyor elbette barışı ister de, AB niye istiyor derseniz, o da açık… AB ekonomisi yıllar içinde o kadar Rusya ile entegre olmuş, bağımlılıkları o kadar üst seviyeye çıkmış ki, zaten Rusya bu savaşa başlarken en çok da bu bağımlılık ilişkisini hesap ediyordu…
Yaptırımların etkisi sadece Rusya’da görülmüyor ki, aynı zamanda Avrupa’da da çok fena halde hissediliyor…
Önümüz yaz olduğu için halka direk yansıma biraz az olacak ama kış dediğin yine gelecek ve o zamana kadar alternatif ve sürdürülebilir kaynaklar bulunmaz ise Avrupa Rusya’ya dönmekten başka ne yapabilecek?
Kaldı ki, sanayi teklemeye başladı bile…
Rusya için ise fayda maliyet analizi açısından bakıldığı zaman işgalin hala sürdürülebilir olduğu, başarıya ulaşıldığında kayıplardan çok kazanç getireceği açık. Dolayısıyla öyle ondört gün dayanma gücü kaldı, yirmi gün sonra biter gibi yaklaşımlar hiç gerçekçi değil…
Kazanım elde etmeden vazgeçmez. Kazanım elde etmesi ise dünyada herkesin diken üzerinde olması ve Hint Pasifik ekseninde yeni bir savaşın başlaması demektir.
Çin de Taiwan için harekete geçer. Güç kullanmak suretiyle Taiwan yönetimini ortadan kaldırır. Ne ABD ne de NATO ses çıkaramaz.
Rusya biraz kendine geldiğinde “Berlin Duvarını” Ukrayna’dan Varşova’ya taşımak isteyecek… SSCB sınırlarını zorlayacak…
Ama görünen köy kılavuz istemez. Rusya’nın zaferi ile neticelenecek bir savaş Avrupa ekseninde hiç kimsenin rahat yüzü göremeyeceği bir dünya anlamına da gelecek.
Silahlanma yarışı ister istemez artacak.
Nükleer güç edinme çabaları tüm ülkeler için vazgeçilmez hale gelecek.
Türkiye ne mi olur?
Yoluna devam eder. Türk Silahlı Kuvvetleri binlerce yılın deneyimi ile dünyanın en iyi ordularından birisidir. Kâğıttan kaplan değildir. Kendisini her zaman yenileyebilme kabiliyetindedir.
Siyasetin basiretli olması ile Türkiye her zaman önünü görebilir ve zorlukları aşabilir.
Kısa ve orta vadede bu savaşın bizim için de ekonomik sonuçlarının olacağı belli. Turizm, ticaret, enerji maliyetleri açısından etkileneceğiz. Ama bunların hiç birisi bizim açımızdan yıkıcı etkiler olarak görülemez.
Mühim olan şu an ortaya konulan sağduyulu, serinkanlı, gerçekçi politikanın devam ettirilebilmesidir.
Savaşın tarafı değiliz. Savaş içinde bulunduğumuz coğrafyada komşu iki devlet eliyle yapılmaktadır ama gerçekte ABD ve Rusya arasındadır. Bunun dışında her değerlendirme yanlıştır ve bizi yanıltır…