"Sayın Gül PKK-FETÖ-CHP çizgisinde aday olup olmayacağına karar vermeli!"

AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk, Akşam'dan Pınar Işık Akdor'a önemli açıklamalar yaptı. Türkiye'nin batı tarafından sürekli komada görülmek istendiğini ifade eden Külünk, "CHP’yle terörün Ankara’daki koridoru olan partiyle bir araya getiren güç kim? SP’nin, BBP’nin tabanı Cumhur İttifakının içinde. Sayın Gül, PKK-FETÖ- CHP’nin başındaki şahsın çizgisinde aday olup olmayacağının kararını vermeli ve kapı arkalarında garanti olursa moduyla hareket etmekten vazgeçmeli. Eğer Gül, Saadet Parti’sine evet derse tabanı Erdoğan der." diye konuştu...

İşte Pınar Işık Akdor ile Metin Külünk'ün kamuoyunda ses getirecek röportajı...

Afrin harekâtıyla başlayalım. TSK çok büyük başarıyla ilerliyor ancak şehit haberleri de yüreğimizi yakıyor. Afrin harekâtının Türkiye’nin bekası için nasıl değerlendiriyorsunuz? Bölgesel aktörlerin görünen ve görünmeyen planları ne? Rusya- ABD- İran- İsrail?

“ABD VE RUSYA ‘NIN AYRI PYD’Sİ, PKK’SI VAR”

Dijital devrim bilgiyi inanılmaz özgürleştirdi. Vatandaşlarımız Ortadoğu haritasını önlerine koyup PKK’nın özellikle DEAŞ’la birlikte yürüdüğünü, Suriye’de demografik yapının zıttı bir şekilde bir PKK’lılaştırma sürecinin işlediğini görüyor. Suriye’nin kuzeyinde ABD ve Rusya Suriye’deki yapıyı değiştirip önümüzdeki yüzyılda Suriye’nin ve Irak’ın kuzeyi üzerinden yeni bir harita çıkarmak istiyorlar. Ne ABD ne Rusya PYD kartını bırakmak istiyor. PYD kartı her ikisinin de birbiriyle olan güç mücadelesinde önemli bir unsur. Artık neredeyse her birinin ayrı bir PYD’si, PKK’sı oluştu.

ABD’yi PYD/YPG üzerinden eleştiriyoruz da Rusya için bu konuşulmuyor.

“HARİTAYI DEĞİŞTİRMEK ÜZERİNE BİR KURGU VAR”

Hepsinin amacı var. 1. Dünya Savaşından sonra harita hiç değişmedi. Şimdi haritayı değiştirmek üzere bir kurgu var. Suriye’nin haritası değişsin isteniyor. Dikkat edin konuşulmayan bir şey var. Suriye’nin federalleşmesi. Suriye’yi federal bir yapıya kavuşmayı ve bunu da yeni bir anayasa çatısı altında yapmayı istiyorlar.

Federalleşmenin ardında ne var?

“HEDEF BASİT; TÜRKİYE’NİN ORTADOĞU’YA VE AKDENİZ’E ÇIKIŞINI ENGELLEMEK”

Suriye’nin, Irak’ın üçe bölünmesi ve kantonal bir yapı üzerinden meşruiyeti tanımak. Kim meşruiyet tanıyacak? BM tanıyacak. BM, 1.Dünya savaşından sonra Osmanlı’nın, 2. Dünya savaşından sonra Balkanların parçalanmasını meşruiyet tanıdı. Türkiye’nin dışındaki güçlere göre meşrulaştırma talebinin doğrudan hedefi kim? Türkiye. Ne hedefleniyor? Basit, Türkiye’nin Ortadoğu’ya ve Akdeniz’e çıkışını engellemek istiyor. Türkiye bu gücüyle, bu coğrafyada var olduğu müddetçe ve de Suriye’de emperyalizmin hedeflerine ulaşamadıklarında şunu görüyorlar önümüzdeki çok kutuplu dünya düzeninde en güçlü ülkelerden birisi Türkiye olacak. Oyuna Türkiye’yi ortak etmek istemiyorlar.

Peki, Türkiye’yi ortak etmek istemiyorlar ama yaptıkları adımlarla da sanki gel, gel yapıyorlar.

“TÜRKİYE’NİN DURDUĞU YER, DÜNYANIN DENGE SİSTEMİNİ BELİRLEYECEK”

Oyunun hedefi Türkiye, oyunun dışında tutulmak istenen Türkiye ve oyunda Türkiye’nin nerede duracağını belirlemek istiyorlar. Yani bir akıl Amerikan karşıtlığı üzerinden Rusya’yla diğer bir akıl ABD’yle Batı’yla blok olmamızı istiyor. Türkiye’nin nerede duracağını belirlemek istiyorlar. Çünkü bir akıl şunu görüyor. Anadolu toprakları jeopolitik güç merkezi. Bu gücü Türkiye iktisadi, siyasi, askeri yapısıyla tahkim ediyor. O zaman önümüzdeki 100 yılda çok kutuplu dünya düzeninde Türkiye’nin durduğu yer, dünyanın denge sistemini belirleyecek. Bunu gördükleri için eş zamanlı Türkiye’yi örselemek, küçültmek ve oyunun dışında tutmak istiyorlar. Suriye’de 2011 öncesinde demografik yapı belli, coğrafi alanı belli. Şimdi bir anda DEAŞ girdi, yaktı yıktı yok etti. Bir baktık DEAŞ’la mücadelenin üzerinden meşrulaştırılmak istenen bir PKK var. DEAŞ ve PKK birbirini tamamlayan iki unsur. Şimdi DEAŞ girdi bölgeye yok etti, arkadan müttefik Amerikan güçlerinin kontrolünde PKK alana girdi, hoop DEAŞ’ı temizledi batıya PKK’yı alkışlattırdılar. DEAŞ-PKK-FETÖ üçü aynı hattın ürünü. Dolayısıyla bir anda PKK’nın alanı genişlemeye başladı. İdlib’e kadar geldiler. Bir terör örgütü Akdeniz’e, Afrin’in dışına neden çıkarılmak istenir?

“AFRIN DEMEK BEKA, BAĞIMSIZLIK DEMEK”

Bu filmi gördük. 2015-16 arasında Cizre, Silopi, Yüksekova, Şırnak ve Nusaybin’de denedikleri aslında kaymakam işgaliydi. Askerimizi ve polisimizi bölgeden dışarı çıkarmakta kaymakamlıklarımıza PKK bayrağı çekip, Türkiye’de bir askeri darbenin önünü açmaktı. Şimdi onun aynısını Suriye’nin kuzeyinde yapıyorlar. Hem de tırnak içerisinde ‘teröre karşı ortak tavır geliştirmeliyiz’ diyen Batının kontrolünde yapıyorlar. Sokakta diyor ki; siz bir kere daha Sevr dayatıyorsunuz, bir kere daha bölüp parçalamak istiyorsunuz. Halk, Afrin’i Türkiye’nin bekası, bağımsızlığına yönelik en büyük tehdit olarak görüyor. 81 milyon memleket evladı TSK’yla bütünleşmiş bir vaziyette bekasının mücadelesini veriyor. Afrin demek beka, bağımsızlık demek. Bugün Afrin’de biz bu operasyonu yapmazsak burada oturamayız.

İran ne istiyor?

“TÜRKİYE’NİN ÖRSELENMESİNDEN EN MUTLU OLACAK ÜLKELERDEN BİRİSİ İRAN’DIR”

İran rahat durmuyor. Türkiye’nin örselenmesinden bu coğrafyada mutlu olacak en önemli ülkelerden birisi İran’dır. İran, PKK’nın bulunduğu noktalarda Şam bayrağının çekilmesinin önünü açtı. Orada ısrarla Türk ordusunun karşısında PKK terör örgütünün değil Şam’ın olduğunu yani Afrin operasyonunu Suriye’yle savaş boyutuna ve Suriye’nin sanki toprak bütünlüğüne yönelik bir operasyona dönüştürme noktasında bir hamle yaptı.

Saçma değil mi?

Devletlerarasında mücadeleler saçmalık olabilir mi size göre saçma gelen onlar için son derece doğru. İran Türkiye’nin bölgede güçlü devlet olmasından çok mu mutlu olur? Böyle bir ihtimal var mı? Bu tarihin genetiğine aykırı. İran tarih boyunca Türklerin büyük iddialarının karşısında Batıyla, Vatikan’la işbirliği yapmış devlet genetiği taşır. Tabii ki İran’ın içerisinde Türkiye’nin önemini fark eden, Türklerle asla çatışılmamalı diyen ve Türkleri fark eden bir kanat da var şüphesiz bunu biliyoruz.

İç siyaset oldukça hareketli ittifak konusu da gündem de ilk sırada yer alıyor. AK Parti MHP’nin arasında kurulan Cumhur İttifakıyla başlayalım. ‘MHP baraj problemi yaşıyordu’ diyenler var. Siz AK Parti cephesinden bu ittifakı nasıl yorumlarsınız?

“BATI, TÜRKİYE’Yİ SÜREKLİ KOMADA İSTİYOR”

Bu ittifak Türkiye’yi ve dünyayı Türkiye üzerinden okuyanların ittifakıdır. 1939’dan bu yana siyasetin çok önemli bir kanadı Türkiye’yi Batının çıkarları üzerinden okumuştur. Tek başına IMF, NATO, Dünya Bankası, İngilizlerin, ABD’nin çıkarları üzerinden okumuştur. Türkiye’yi Batı üzerinden okumaktan kaynaklanan bu duruş şunu istemektedir. Türkiye uçak yapmasın, tank yapmasın, yazılımlarını yerli ve milli kılmasın SİHA, İHA yapmasın. Türkiye batının sınırları içinde kendini konumlandırsın ama o konumlanma içerisinde ne uzasın ne kısasın, sürekli komada bir Türkiye tarif ettiler. Türkiye’de bu maalesef siyasette de vardı. Turgut Bey’in ölümü, Menderes’in idamı, Erbakan hocanın tasfiye edilmesi. Bu siyasetçilerin tasfiyelerinin temel gerekçesi Türkiye’yi okumalarıdır. Türkiye’nin politikalarında milli bağımsızlıkçı duruşu tahkim etmek için adım attılar. Türkiye’nin sanayileşmesi, kalkınması, ekonomik olarak güçlü olması bir anlamda Marshall yardımlarına kurban edilmiş Türkiye’yi Marshall yardımlarına ihtiyaç duymayacak Türkiye’ye dönüştürmenin mücadelesini verdiler. IMF’nin politikalarına tutsak edilmiş Türkiye’yi dönüştürmek için mücadele ettiler ama o dönem güçleri yetmedi. Dijital devrimin Türkiye’deki en önemli faydalarından birisi toplum artık sorguluyor.

FETÖ’YLE CHP’Yİ, FETÖ İLE HDP’Yİ BİR ARAYA GETİREN GÜÇ KİM?

Şimdi ittifak nereden çıktı? İttifakı MHP’nin baraj, AK Parti’nin yüzde 49 oy üzerinden okumayın. Türkiye bir kez daha milli bağımsızlık mücadelesi veriyor. Dün güçsüzdük imkân yoktu imanımız vardı. Bugün iktisadi olarak dünyanın en güçlü 17. ekonomisiyiz. Bakın bugün biz bu süreçlere parçalı bir hükümet modeliyle yakalansak ne olurdu. Kapitalizm çöküyor. Hedef kapitalizmi kaos üzerinden tekrar restore etmek. Maliyetini dünyaya ödettiriyorlar. En ağır bedeli de bizim bulunduğumuz coğrafya ödüyor. Bu ittifakı bu temelde okumayıp oy oranlarına kilitlersek herkese haksızlık etmiş oluruz. Türk toplumu içerisinde MHP’nin her zaman çok ciddi karşılığı vardır. Özellikle de 15 Temmuz’dan sonra MHP’nin ve ülkücü hareketin durduğu yer toplumda zaten karşılığını bulmuştur. Mesele şu. Önümüzdeki yüz yıldaki Türkiye’yi dünya sistemi içindeki konumlanacağı yerin okuma biçimi. İttifakın karşısına da bir ittifak çıkacak. Şimdi asıl konuşulması gereken şey şu CHP’yle terörün Ankara’daki koridoru olan parti ile bir araya getiren güç kim? FETÖ’yle CHP’yi, FETÖ ile HDP’yi bir araya getiren güç kim.

Kim onlar?

“KARŞIMIZDA HAYDUT BİR SİSTEM VAR”

Türkiye’yi Erdoğansızlaştırmak isteyen ve Türkiye’nin mili bağımsızlıkçı çizgiden uzaklaştırmak isteyenler. Eski NATO Genel Sekreteri Carrington’un bir açıklaması var. ‘Türkiye’nin bağlantısız bağımsız politikalar izlemesi bizim çıkarlarımızı son derece rahatsız eder’ diyor. Şimdi Batının geçmişte Rusya üzerinden oynadığı oyunu bir kez daha oynama şansı yok. Dün Montrö sözleşmesi öncesinde Türkiye’yi Sovyetlerin yanına itip sonra Sovyetler Anadolu’yu işgal edecek korkusu üzerinden Türkiye’yi NATO ittifakına dâhil edip Türkiye’nin dış ve iç politikasını Batı üzerinden inşa etmek isteyen bu dünyadaki hâkim anlayış bilsin ki Türkiye buraları geçti. Elbette Türkiye Batı ile yol yürüyor. Türkiye’nin NATO ittifakı içinde olması Türkiye’nin çıkarlarının gerektiği yerde Rusya ile bir araya gelmesini engelleyemez. Karşımızda haydut bir sistem var

FETÖ’yle CHP’yi, FETÖ ile HDP’yi bir araya getiren güç kim? Dediniz. İç siyasetin içerisinde kim ne yapıyor?

“KİM FETÖ-PKK-DEAŞ GÜCÜNÜ YAN YANA TUTAN?”

O haydutlar yüz yıldır boş durmamışlar. Bol miktarda adam ajanlaştırmışlar, akıl devşirmişler. 1. Dünya savaşında İsmet İnönü demedi mi Amerikan mandasını kabul edelim. 2001 krizinde Amerika’dan bir memur göndermediler mi? Bu memur Türkiye’nin memuru değildi. IMF’nin memuruydu, küresel para baronlarının memuruydu. Gelmedi mi Türkiye’ye hükümete monte edilmedi mi Ecevit’in yanına yerleştirilmedi mi? Kim FETÖ-PKK-DEAŞ gücünü yan yana tutan? Dolayısıyla ittifakı baraj üzerinden okumak MHP’ye, AK Parti’ye Sayın Recep Tayyip Erdoğan Beyefendinin Türkiye’nin önüne koyduğu Türkiye temelli büyük hedeflere haksızlıktır.

Cumhur ittifakının içerisine SP ve BBP’de dahil olabilir mi?

“SP’NİN, BBP’NİN TABANI CUMHUR İTTİFAKINDA”

Ben daha da ileri giderek söylüyorum SP’nin, BBP’nin tabanın bu ittifakın içinde olduğundan eminim. CHP içindeki yurtsever, vatansever, milli bağımsızlıkçı hattın da bu ittifakın içinde olduğundan eminim.

Saadet Partisi’nin cumhurbaşkanı adayının Abdullah Gül olacağını söyleniyor. CHP’li Dursun Çiçek’in de açıklaması var.

“SN. GÜL PKK’NIN FETÖ’NÜN, HDP’NİN ADAYI OLACAKSA ÇIKSIN SÖYLESİN”

Sayın Gül kararını vermeli. Toplum da bunu bilmeli. Kapı arkalarında, sürekli kulisler üzerinden sürekli birilerini konuşturarak garanti olursa moduyla hareket etmekten vazgeçmeli. Çünkü AK Parti’nin tabanının Sn. Gül üzerinde müktesebatı ve hakkı vardır. Bu hakkın gereği olarak Sn. Gül’ün Sn. Cumhurbaşkanımızın karşısına PKK-FETÖ-Mandacı CHP’nin başındaki şahsın çizgisinde aday olup olmayacağının kararını vermeli. Eğer Sn. Gül PKK’nın FETÖ’nün, HDP’nin adayı olacaksa çıksın söylesin. Türkiye’yi 2. Dünya savaşından sonra Marshall planlarına kurban edenlerin adayı olarak milli bağımsızlıkçı liderimiz Recep Tayyip Erdoğan’ın karşısına çıkacaksa bunu bilelim. Ama bizim ona yakıştırdığımız böyle bir yanlışı yapmayacağı yönündedir.

“EĞER GÜL SAADET PARTİSİ’NE EVET DERSE TABANI ERDOĞAN DİYECEKTİR”

Ben SP yönetiminin tabanının iradesinin dışında bir şey yapmayacağını ve SP’yi PKK’yla FETÖ’yle ve de Erbakan hocaya yıllarca zulmeden bu zulümlerini 28 Şubat’tan önce ve sonrasında da devam ettiren akılla, Erdoğan düşmanlığı üzerinden bir araya getirilmek istenen bu müstemlekeci çizgiye evet demeyeceğini düşünüyorum. Eğer SP böyle bir çizgide durmaya evet derse parti tabanının duracağı yer milli çizgidir. Bu siyaset çizgisinin adı Recep Tayyip Erdoğan’dır.

Cumhur ittifakının karşısında İYİ Parti HDP-CHP ve SP tek bir adayla çıkabilir mi?

O onların bileceği iş onun kararını ben veremem ben şuna bakarım. PKK’yla kimler yan yana gelmiş ve çıkar millete şikâyet ederim. Derim ki ‘Afrin’de Türk ordusuna kurşun sıkan teröristlerin Ankara’daki ayakları bunlardır’

CHP’nin HDP’yle ittifakı olabilir mi?

“CHP’NİN TABANI YURTSEVERDİR, TEPE YÖNETİMİ DEĞİL”

CHP’nin şu andaki tepe yönetimiyle CHP’nin tabanı ayrı yerde. CHP’nin tabanı yurtseverdir. Türk ordusunu bir evladına kurşun sıkan PKK’lı teröristlerle yan yana gelmeyecek kadar yurt severdir ama CHP’nin tepe yönetimi yurtsever değildir.

Siz ‘CHP'nin başındaki şahsın genel başkanlık ömrü çok uzun değil, yerine birini hazırlıyorlar’ dediniz. Ben bu ismi duymak isterim. Ya da CHP içerisinden mi? genç mi? Ayrıca bu konuda genel kurultay son kararı vermedi mi?

“KİM NİÇİN CANPOLAT’I TASFİYE ETTİ?”

CHP’nin içinden çıkacak. İstanbul İl Kongresi tartışmalara bakınız. İstanbul’da ciddi emek veren bir il başkanı vardı. Asla siyasal görüşlerine katılmadığım ama bireysel kendi mücadelesine olan inanmışlığına saygı duyduğum ve de Türkiye topraklarına sadakatinden şüphe etmediğim bir isim bir anda tasfiye edildi kongrede. Kongrede ciddi gayret eden bir il başkanıydı. Kim niçin tasfiye etti?

Kulislerden duyuyorduk. Kemal Kılıçdaroğlu’yla Cemal Canpolat arasında uyuşmazlık vardı. Daha doğrusu ‘Kılıçdaroğlu Canpolat’ı tasfiye etmeye çalışıyor’ iddiaları vardı.

“İSTANBUL İL KONGRESİ ÜZERİNDEN CHP İÇİNDEKİ YURTSEVERLERE OPERASYON ÇEKİLDİ”

Kemal Kılıçdaroğlu’na Cemal Canpolat’ı istetmeyenler kim? Kim bu dar ekip? CHP’nin savrulmalarından kim olduğunu görürsünüz. Bu ekip çok dar bir ekip ve İstanbul il kongresi üzerinden CHP içindeki yurtseverlere operasyon çekerek Türkiye’de gezi denkleminin içinde bulunan ve de FETÖ noktasında amirlerinin emri doğrultusunda hareket eden bir ismi Anadolu topraklarının değerlerine tamamen yabancı bir ismi tak diye getirdiler il başkanı yaptılar. Bu bir projeydi. Bu projenin devamı CHP’nin başındaki şahıstan sonrasıdır. Kimdir o isim CHP içinde şu anda zaten.

İyi de kurultay yapıldı. Kılıçdaroğlu’yla yola devam.

Evet, olsun. Bu tip siyasal gelişmeler her an olabilir. Hele de CHP’de ansızın genel başkan değişikliği görebilirsiniz. Bir gecede kaset skandalı ile Baykal gitmedi mi?

Yani yeni bir skandal mı olacak? Senaryonuz ne?

İlla bir skandal olmasına gerek yok ki. Çekil derler, çekilir. Çünkü CHP başındaki şahıs parti genel başkanı değil, atanmış bir memurdur.

-O kişi kim? hâkim mi CHP’ye?

İçinde bulunduğu klik CHP’yi şu anda kontrol ediyor.

Seçimlere kadar bu değişim sizce olacak mı?

2018 çok enteresan bir yıl olacak. Çok dikkatli olmamız gereken bir yıldayız. CHP’nin kendi iç dinamiklerindeki gelişmelerde bu yıl çok farklı seyredebilir. CHP’nin başındaki şahsı oraya getirenler CHP’nin başındaki şahsı başarısız buluyorlar.

Erken seçim tartışmaları için ne dersiniz?

“HER ŞEY VAKTİNDE GÜZELDİR”

Afrin topyekun millete ait bir meseledir. AK Parti asla Afrin üzerinden bir politika yapmaz. Sn Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Türkiye AK Parti iktidarında bir çok alanda normalleştiği gibi seçim zamanında da normalleşme devam edecek. Her şey vaktinde güzeldir.

İyi Parti’nin baraj sorunu var mı?

Ben şuanda Ahmet Turgut’un Kelimenin Dili kitabını okuyorum. Bütün gazeteci arkadaşlar da okusun, tavsiye ederim.

Hangi araç ne kadar vergi ödeyecek? Arsenal'da Bukayo Saka uzun süre sahalardan uzak kalacak Kızının bağış paralarıyla alem yaptığı iddia edilince intihar etmişti
Sonraki Haber