24 Haziranda yapılacak seçimler, hayati öneme sahip ve seçimin belirleyeni…
Yok yok, öyle bir yazı yazmayacağım. Türkiye’de her seçim hayat memat meselesidir. Bir İngiliz gibi, bir İsveçli gibi onu mu seçmeli bunu mu fark etmeyen bir ülkenin vatandaşı olarak oy kullanma veya kullanmama rahatlığım olsaydı keşke diyorum.
Hayatımızın her günü, günde pek çok kere, her an bir seçim yapıyoruz. Siyasi seçimlerde ise kolektif tercihlerimizi yansıtıyoruz. Hayata dair seçimlerden söz ederken siyasi seçimleri küçümseyecek değilim. Sadece o konuyu uzmanlarına bırakmak istiyorum.
Türkiye’de insanların seçimlerine dair bazı bilgiler aktarmak istiyorum.
Görücü usulü evlilik oranı yüzde 60! İlk evliliklerin yüzde 47.8’i görücü usulü ve kendi rızası ile, yüzde 12.1’i ise görücü usulü ve kendi görüşü sorulmadan gerçekleşmiş.
Boşanmalarda en önemli gerekçe ise yüzde 50.9 ile sorumsuz ve ilgisiz davranmak…
TÜİK’ten aldığım bu veriler gösteriyor ki insanlar seçim yapmadıkları zaman sorumluluklardan kaçabiliyor.
Yenibiris.com’un geçtiğimiz günlerde yaptığı bir ankette çalışanların yüzde 46’sının yaptıkları işi istemeyerek seçtiği ortaya çıktı. Ankete katılanların yüzde 58’i işini sevmediğini belirtmiş.
Bunu ölçen bir araştırma yok ancak insanlar alacağı eğitimi de büyük oranda kendi seçmiyor. OECD'nin uluslararası öğrenci değerlendirme programı PISA’nın son raporunda, 72 ülkeden 540 bin öğrencinin katıldığı çalışmaya göre, en mutsuz öğrenciler Türkiye'de.
Tabii ki çocukları –eğer yetenekleri, eğilimleri ve istekleri doğrultusunda ise- ailelerinin yönlendirmesi, rehberlik etmesi şart. Ancak mesleğini bile seçememek… Bu son derece düşündürücü…
Hayatımızdaki en önemli kararlardır bunlar. İşimiz… Zamanımızın çoğunu işimiz alır ve mesleğimizi kendimiz seçmediysek, seçemediysek, sevmiyorsak mutsuzluk kaçınılmaz. Eşimiz… Düşünün bir yastığa baş koyuyorsun. Kendi fiziksel varlığını bütünüyle onunla paylaşacaksın ama bu kişiyi sen seçmedin. Zor değil mi?
Yediğimiz yemekten içtiğimiz suya, ağzımızdan çıkan laftan okuduğumuz kitaba, sigara içmekten spor yapmaya, izlediğimiz televizyondan dinlediğimiz şarkıya hayatının tamamı seçimler içeriyor.
Beni en çok etkileyen filmlerden biri Mr. Nobody’dir. Filmi anlatmayayım ama oradan bir söz aktarayım:
Seçmediğiniz sürece her şey mümkündür.
İlk duyduğumda eğer seçim yapmazsak tüm olasılıkları muhafaza ettiğimizi düşündüm ama sonra olasılıkların bazılarının ve belki de hepsinin birden ortadan kalkabileceğini hatırladım. Seçmemek, olasılıkları sonsuza kadar muhafaza etmeyi vadedemez.
Seçim yapmamanın da bir seçim olduğunu anladım. Karar almak kadar almamanın da bir seçim olduğunu anladım. Kararsızlığın da bir seçim olduğunu anladım. Ve sonuçları ne olursa olsun sorumluluğun bende olduğunu anladım. İnsan çoğu zaman sorumluluğu almamak için seçim yapmaz, karar vermez. Başkalarını suçlamak, haksızlığa uğradığını düşünmek ve kendine acımak daha kolaydır çünkü. Ancak bu da bir seçimdir ve tüm sonuçlarıyla sizin sorumluluğunuzdadır.