İstanbul Üniversitesi'ni ayağa kaldıran taciz iddiası!

İstanbul Üniversitesi'nde sosyal medya üzerinden "cinsel taciz" kavgası patlak verdi! İstanbul Üniversitesi Kadın Araştırmaları ve Dayanışma Topluluğu, üniversitenin hukuk fakültesi öğrencisi Siyabend Şimşek'in birçok kadına taciz ve tecavüz girişiminde bulunduğunu iddia ederek, Şimşek'in fotoğrafını yayınladı. Siyabend Şimşek ise kadınların linç girişiminden kurtulduktan sonra suçlamaları sosyal medyada paylaştığı mesajlarla yalanladı

İstanbul Üniversitesi'nde feminist organizasyon olan Kadın Araştırmaları ve Dayanışma Topluluğu, üniversitenin hukuk fakültesi öğrencisi Siyabend Şimşek'in "birçok kadına taciz ve tecavüz girişiminde bulunduğunu" iddia ederek, sosyal medyada Şimşek'in fotoğrafını yayınladı.

Topluluk konuyla ilgili olarak şu açıklamayı yaptı:

"İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi 4. sınıf öğrencisi Siyabent Şimşek, üniversitedeki birçok kadını tacize ve tecavüz girişimine maruz bırakmıştır. Sistematik tacizci olan bu kişiye üniversitemizde yer yoktur. Tacizci akademisyenin kapısını mora boyayan, tacizci ÖGB'yi okula sokmayan kadınlar olarak erkek şiddetinin önüne dayanışmamızla set çekeriz.

Başta üniversitemizde olmak üzere bulunduğumuz her alanda, tacizcilerin ellerini kollarını sallayarak rahat bir şekilde gezmesine izin vermeyiz. Özsavunmamızla ve dayanışmamızla güvenli alanları biz kadınlar oluşturacağız.

 

"İFŞA EDİYORUZ"

Topluluğun üyesi olan ve tacize uğradığını öne süren, Seda Yelkenci de sosyal paylaşım sitesi Twitter'dan Siyabend Şimşek'in darp edildiği bir videoyu, "İfşa ediyoruz, Bu adam TACİZCİ!" notuyla paylaştı.

Mağdur olduğunu öne süren Seda Yelkenci'nin ise EMEK Partisi üyesi olduğu iddia edildi.


İDDİALARI YALANLADI

"Tacizci" olduğu iddia edilen Siyabend Şimşek ise sosyal medyadan yaptığı açıklamada iddiaları yanıtlarken iftiraya uğradığını belirtti.

Siyabend Şimşek'in yaptığı savunma sonrasında çok sayıda sosyal medya kullanıcısından destek mesajları aldığı da gözlendi.

İşte Şimşek'in o açıklamaları...

Hakkımda #İüdeTacizciyeYerYok başlığında yazılanlar ve başlatılan fiziki ve sözlü lince ilişkin cevabımdır. Öncelikle Seda Yelkenci isimli şahsın cinsel saldırı girişimi iftirasına cevap vermek istiyorum.

Bu şahısla içki içmeye dair plan yaptığımız konuşmalar. Tarihlerin netleşmesi açısından atıyorum. 13 Kasım akşamı ve gecesi benim evimde içtik. Kendisini hiçbir şekilde bir şeye zorlamadım.

Bu olayın sonrasında o sırada yakın arkadaşım olan Cem Koro ile ciddileşen bir ilişkilerinin olduğundan bahsetti. Sabah beraber uyuduğumuz yataktan kalkıp Cem ile kahvaltı yapmaya gitti. Doğal olarak Seda'ya karşı bir hissiyatım olmasa da arkadaşım olan şahıs için kötü hissettim.

Aradan bir buçuk sene geçtiği için görsel bir kayıt sunamıyorum ancak Seda 14 Kasım öğle saatlerinde evime tekrar gelip şarj aletini aldı. Sonrasında da okulda benimle konuşmak için yanıma geldi. Cem'le konuştuğunu ve "aramızda o gece bir şey yaşanmadığını" söylediğini benim de bunu onaylamam halinde bir sorun kalmayacağını söyledi. Seda'ya bahsetmesem de doğruyu söylemeye karar verdim. Cem Koro'yla buluşmaya karar verdik. Üslubundan da anlaşıldığı üzere Seda kendisine tamamen yazdığım şekilde aktarmış olayı. Gayet dostça bir üslupla yazmış.

Cem Koro'yla konuştuğum süreçte ve öncesinde Seda Yelkenci de benimle iletişim halinde ve Cem'le ne konuştuğumuza ilişkin benden haber bekliyordu.

Eğer bu alçakça iftira atılmadan önce bir buçuk sene beklenmese konuya ilişkin Seda'nın SMS'lerini ve arama kayıtlarını da atabilirdim. Ne yazık ki arada telefonumu değiştirdim. Bu görselin sonunda gördüğünüz "Siyabend ?"i yazmadan önce yaklaşık beş altı kere beni aradı.

Zira Cem'le ne konuştuğumuzu öğrenmek ve kendi aralarında konuştukları zaman yalanını ortaya çıkartacak herhangi bir pot kırmamak istiyordu. Kendisine Cem'in isteği üzerine cevap vermedim ve sonrasında hiçbir iletişimim olmadı. Konuşmaların dakikaları da dediğimi kanıtlıyor.

Sonradan öğrendim ki Cem'e bir şey yaşamadığımızı, benim onu zorladığımı ama kendisinin istemediğini sonrasında ayrı odalarda uyuduğumuzu anlatmış. Sonrasında ikisiyle de ilişkim kesildi ve beni konuşalım diye çağırıp saldırdıkları ana kadar Seda'yı görmedim.

Paylaştığım WhatsApp görüntülerinden de anlaşılacağı üzere Seda Yelkenci'ye cinsel saldırı girişiminde bulunmadım. Bu iftiranın aslı astarı olsa Cem'le gerçeği konuşmak yerine Seda isimli şahsın "aramızda hiçbir şey yaşanmadı" yalanına ortak olmayı tercih ederdim.

Ben hayatım boyunca bir kadına hiçbir şekilde fiziksel şiddet uygulamadım veya fiziksel olarak bir şey yapmaya zorlamadım. Bana saldırdıkları durumda dahi herhangi bir şekilde karşılık vermedim. Eğer Seda'nın elinde benim attığım şeyleri yanlışlayan en ufak şey varsa paylaşabilir

Diğer türlü böylesine bir iftirayla bir insanın hayatını alt üst etmek, rezil etmek ve intihara zorlamak gibi bir alçaklığın ilgili şahsın ruh hastalığıyla ile bile açıklanabilecek bir tarafı yok.

Benim birileriyle konuşmuş olmam, içki içmem ya da içmeyi teklif etmem onları taciz ettiğime ya da edeceğime dair bir delil teşkil etmiyor. Eğer hayır denildiği noktada ısrar ettiğimi, üstelediğimi gösterecek herhangi bir delilleri varsa bunu da açıklasın linçsever ruh hastaları.

Kendini bir erkeğe, sevgilisine "temize çıkarmak" için kadın mücadelesini böylesine düşkünce kullanan bir şahsın durumu sadece ruh hastalığı ile de açıklanamaz. Cem'le konuşmamda Seda'yla aramızda bir şey yaşanmadığını söylemiş olsam bugün bu iftira söz konusu bile olmayacaktı.

Deniz Ayvaz isimli şahıslaysa iki sene kadar önce görüştüğüm bir süreç oldu. Kendisine duygusal olarak bir şey hissetmediğimi ama arkadaş olarak görüşebileceğimizi söyledikten sonra benimle iletişimi kesti. Tabii iki sene aradan sonra o sürece ilişkin elimde bir delil bulunmuyor.

Şunu söyleyebilirim ki son görüştüğümüz gün dahi kendisiyle aramız iyiydi, okulda beraber ders çalışıyorduk. Benimle neden iletişimi kestiğini anlamak için bir iki kere ulaşmaya çalıştımsa da kendisiyle görüşemedik. Linç edildiğim güne kadar da bir daha görüşmedik.

İftirasını üç ay kadar önce bir arkadaşımdan işittim. İlk olarak arkadaşlarımı hedefledi, sonra da bütün sosyal çevremi. Aradan iki yıl geçmemiş olsa evinden beraber çıktığımızı, kahvaltı yaptığımızı, okula beraber gidip ders çalıştığımızı kamera görüntüleriyle ispat ederdim.

BEN KİMSEYİ FİZİKSEL OLARAK HERHANGİ BİR ŞEYE ZORLAMADIM VEYA HERHANGİ BİR ŞEYE HAYIR DENİLDİĞİ NOKTADA ÜSTELEMEDİM. Beni bununla itham edenler olayı bile açıklamazken, ben olayları bütün açıklığıyla anlattım ve olaylara ilişkin delil sunmaya çalıştım.

Bana karşı hiçbir şekilde beyanım sorulmadan bir linç girişimi yürütüldü ve bunun ağır sonuçlarıyla karşı karşıyayım. Hiçbir delil, beyan, olaya ilişkin açıklama sunulmadan fotoğrafımın üzerine tacizci yazılmak suretiyle linç ve teşhir edildim.

Çalıştığım yere, yaşadığım yere, aileme ilişkin bilgilerle beraber hedef gösterildim. Bu çirkin iftirayı ortaya atanlar ve buna ortak olanlar hakkında her türlü yasal hakkımı kullanacağım. Sizleri de böylesine bayağı bir meseleyle meşgul ettiğim için özür dilerim.

SEDA YELKENCİ'DEN AÇIKLAMA

Bu arada, İstanbul Üniversitesi'nde yaşanan taciz iddiaları geniş yankı uyandırırken, SuperHaber'in konuyla ilgili haberi büyük ses getirdi.

Tacize uğradığı iddia edilen Seda Yelkenci'nin avukatından da konuyla ilgili bir açıklama yapıldı.

SUÇLAMAYI YÖNELTEN ÖĞRENCİ HASTANEYE KALDIRILDI

Avukat Gülşah Kaya, Seda Yelkenci'nin sosyal medya hesabından müvekkilinin sağlık durumu hakkında bir mesaj paylaştı.

Müvekkilinin yaşanan olaylar nedeniyle sağlık sorunları yaşadığını ve müşahede altına alındığını belirten Kaya, müvekkili hakkında "tehdit, hakaret ve iftira kampanyası" hakkında hukuki yollara başvuracağını açıkladı.  

 

Ev sahiplerinin akıl almaz isteklerine bir yenisi daha eklendi Çağdaş Atan Berkay Özcan'ın kadro dışı bırakıldığını açıkladı Japonya'da 6,1 büyüklüğünde deprem
Sonraki Haber